Ağzından Baklayı Çıkarmak: Kelimelerin Hikayesi

Şeyh Efendi: "Şimdi bu bakla tanelerinin birini dilinin altına, diğerini ise cebine koy, konuşmak ve içinden küfür etmek geldiği zamanlarda bakla diline takılacak ve küfürden vazgeçme alışkanlığını hatırlayıp küfürü söylemeyeceksin. Eğer bakla ağzında ıslanıp kaybolursa, cebinden yeni bir baklayı dilinin altına koyarsın" demiş.
Derviş şeyhinin dediği gibi kendini kontrol etmeye başlamış. Şeyh efendi de dervişi yanından hiç ayırmamış. Havanın çok yağmurlu olduğu bir günde şeyh ile derviş yolda yürürken, yoldaki evin penceresi aniden açılmış ve ortaya bir kız çocuğu çıkmış:
Kız: "Şeyh efendi biraz durabilir misiniz?" demiş ve pencereyi kapatmış.
Şeyh efendi kızın dediği gibi durmuş ama yağmur yağarken sığınacak bir yerde bulamamış. Şeyh neden durduğunu bilmediği için evin kapısına doğru yönelmiş ve tam o sırada genç kız tekrar pencerede belirmiş:Kız: "Şeyh efendi birkaç dakika daha bekleyebilir misiniz?" demiş.
Şeyh biraz daha beklemeyi göze almış. O sırada derviş kendi kendine konuşmaya başlamış. Tabii beklerlerken yağmur gittikçe şiddetini arttırmış derviş ve şeyh efendi iyice sırılsıklam olmuşlar. Bu esnada genç kız evin penceresini üçüncü kez aralayarak seslenmiş:Kız: "Gidebilirsiniz artık!" demiş.

Şeyh: Evladım! madem bir şey yok bizi bunca zaman neden beklettin?
Kız aniden cevap vererek:Kız: "Şeyh efendi elbette bir şey var, ben sizi boşu boşuna bekletmedim. Tavukları kuluçkaya yatırıyorduk. Eğer yumurtaları tavuğa koyarken kavuğu olan birisinin tepesine bakılırsa, horoz çıkarmış demiş. Annem sizi gördü ve yumurtaları kuluçkaya koydu", demiş
Şeyh efendi efendi hem sırılsıklam oldukları, hem de boşuna beklediklerini düşünerek gayet sinirli bir şekilde dervişe dönerek:Şeyh: "Ulan derviş yeter artık, çıkar ağzındaki baklayı" demiş...
İşte bizlerin sıklıkla kullanılan deyimin hikayesi de günümüze bu şekilde gelmiştir...
Yorum Bırak