İlginizi Çekebilir
Doğala Doğru

Tencere Yuvarlanmış Kapağını Bulmuş: Kelimelerin Hikayesi

Doğala Doğru
"Tencere yuvarlanıp kapağını bulmuş", hani iki yarımın bir bütüne gelmiş halidir...
Doğala Doğru
Kapağını bulmuş bir tencereden daha mutlusu yoktur. O ki, bütün eksikliklerini tamamlamıştır, aradığını bulmuştur ve derdi tasası hiç bir üzüntüsü kalmamıştır. Olsa da derdi tasası bilir kapağıyla bir bütün olduğunu, dertlere, tasalara, sıkıntılara birlikte meydan okuyacağını. Çünkü artık ne tencere kapaksız bütündür, ne de kapak tenceresiz bir bütündür. Zordur dünyada bir uyumunu bulmak, bulduğun zaman da bugüne kadar aslında nefes aldığın şeyin aslında bir kesik kesik nefesler olduğunu, tüm yalnızlıklarında kendini tamamlamak için uğraştığın tüm çabalarının, karşına bütünün çıktığında anlarsın aslında ne kadar yarım olduğunu ve tamamlarsın sende olan eksikliğini... Bazen bu kadar uyum sizi şaşırtır, insanlara aranızdaki bağı, uyumu ya da benzerliği anlattığında sana söyledikleri tek şey "Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş" olur. Duyduğunuz an çocuksu bir gülümseme kaplar yüzünüze, ama hiç sorgulamadık değil mi, bu atasözünü duyduğumuzda nereden geldiğini? Bugün hadi kapaksız kalan tencerelere özel bu atasözünün hikayesini hep beraber okuyalım. Hiç bir tencere kapaksız, hiç bir kapak da tenceresiz kalmasın, umarım ki en kısa zamanda bütününüzü oluşturursunuz dileklerimle hikayeye başlıyorum
😍.
Rivayet odur ki; Bir zamanlarBir zamanlar Şenn adında çok zeki ve bilgili bir adam yaşamaktaymış. Bu adam bir gün kendisi gibi bilgin ve akıllı bir kız bulup evlenmek için atına atlayıp yola çıkıyor ve yolda bir adama rastlıyor. Rastladığı adam da kendi köyüne doğru gidiyormuş... Şenn de adama katılıp birlikte yolculuk etmeye başlıyorlar, yolculuk esnasında, Şenn adama dönüp  soruyor: – "Ben mi seni yükleneyim, yoksa sen mi beni yüklenirsin?" Adam: – "Bu nasıl söz?İkimiz de atlıyken birbirimizi nasıl yükleniriz?” diye yanıt verir Biraz ilerleyip köye yaklaştıklarında, Şenn biçilmiş ekinleri görünce tekrar sorar: _ “Bu ekinler yenmiş mi yenmemiş mi?” a Adam iyice sinirlenmeye başlar ve Şenn'e dönerek; _“Be cahil adam! ekini saplarıyla görüyorsun da yenip yenmediğini mi soruyorsun?” Yolculuk boyunca soracak bir şey kalmayınca Şenn sessiz kalır bir şey soramaz, o sırada köye varırlar. Köye vardıklarında ise bir bir cenazeye rastlarlar Şenn yine soru sorar: _ “Bu tabutun içindeki ölü mü, yoksa diri mi?” Adam artık çıldırma noktasına gelir ve adam o öfkeyle yüzünü Şenn'e doğru çevirir ve sinirli bir şekilde; _"Senin gibi tuhaf ve cahil bir adam görmedim!” diye çıkışır. Adamcağız, sorularına bir anlam veremediği bu yol arkadaşını o gün evinde konuk eder, adamın evinde tabaka adında bir kızı vardır, kız babasına konuğun kim olduğunu sorar. Adam da kızına onunla yolda karşılaştıklarını, yol boyunca onun kendisine sorduğu aptalca soruları tek tek sıralar kızına ve pek tuhaf bir adam olduğunu söyler. Fakat kızı babasının bu kadar sinirlenmesine şaşırarak, babasına döner ve; _ “Baba, o adam tuhaf değil” dedi.”Birinci sorusu,’Ben mi söze başlayayım sen mi?’ demektir. İkincisi, "Ekin sahipleri onun parasını yemişler mi acaba?"... Üçüncüsü de, "Acaba bu ölü kendi adını yaşatacak evlat bırakmış mıdır?’"demektir. Bunun üzerine adam, Şenn’in yanına dönüp soruların yanıtını aktardı. Şenn adamın yanıtlarına oldukça şaşırarak adama; “Bu sözler senin değil, bana bu sözlerinin sahibini açıklar mısın?” deyince, adam kendi kızı olduğunu söyler... Şenn , “Ben işte böyle bir kız arıyordum.” diyerek adama kızıyla evlenmek istediğini söyler... Anne babasının da rızasıyla Tabaka ile evlenen Şenn, kızı alıp ailesine götürerek bir yuva kurarlar. Çevre halkı da bu evlilik karşısında, Vafeka şenn tabaka., yani “Kap kapağına uygun düştü.” demeye başlarlar 😍... Çünkü “Şenn” su kabı, “Tabaka” ise kapak anlamındadır. Türkçemizde ise bu söz, “Tencere yuvarlandı, kapağını buldu.” atasözüne dönüşmüştür...

Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?