Yaşam

Defalarca Okuyacağım Bir Hikayeyiz

Nereden bilebilirdim, tüm umutlarımın tükendiği noktada senin çat diye gelip hayatıma gireceğini… Asla olmaz dediğim tüm her şeyde sen oldun, son yıllarımın bana kazandırdığı en iyi şey ise sen oldun… Hayır! Ben mutluluğumu sana bağlamıyorum, ben umutsuzluk içinde mutluluğumu safça düşünmeden seninle paylaşabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Zor biliyor musun? Bir insanın öylesine kendini karşı tarafa açabilmesi, düşünmeden… yargılama korkusu olmadan, kızacak korkusu olmadan… çünkü beni zaten toksik insanlar yormuştu, seni ise manipüle eden insanlar… Seni tanımadan önce, sadece iki günde aşık olabileceğimi bilmiyordum. Bana dokunduktan daha sonra uzun süre kalbimde hissedeceğimi bilmiyordum. Onca zaman dibimdeyken o bir hafta okuyabileceğim kısa bir hikaye oldu, ama ben bu hikayenin başlangıcını değil devamını yazmak istiyorum.

Bizim hikayemiz gerçeklerden, gece yarısı bakışlarından, sarılmalardan, sabah ışığındaki dokunuşlardan ibaret değil… Birkaç saat içinde birbirimize anlattığımız, birbirimizin hayatını zar zor keşfettiğimiz bir hikaye. Bu kadarcık kısa sürede suç ortağım, güvenebileceğim kişi olduğun gerçeğini bir an olsun gözden kaçırmadım. Kimsenin anlamadığı bir zamanda beni destekleyip anladın, yaşayabileceğimi, ağlayabileceğimi ve hissedebileceğimi hatırlattın. Kendim olmam gerektiğini görmemi sağladın.

Gözlerimi, o ana kadar sadece diğer insanların standartlarıyla gördüğüm, benim için çizdikleri ama hiçbir ilgim olmayan bir dünyaya açtın. Yanımda olmamana rağmen bana güç verdin. Binlerce hikaye uydurduk hayallerimizle. Zaman bizi durduramadan konuşmaya ve gülmeye devam ederken aramızdaki mesafeyi kısalttık ve biz olduk…

İki günde pek çok şey öğrenilebilir; iki beden kendini ve birçok duyguyu açığa çıkarabilir. Başkalarının ne istediğini düşünmeden kendimiz için istediğimiz hayatı yaşamamız gerektiğini iki günde senden öğrendim. Gözlerimizi açıp gerçekten odaklanırsak, bazen fark etmediğimiz birçok şeyi ve birçok insanı göreceğimizi öğrendim. Bana zevkin ne olduğunu, kahkahanın ne olduğunu, yavaş ve güçlü bir sarılmanın ne olduğunu, birinin beni gerçekten takdir etmesinin ne anlama geldiğini öğrettin. Bana ne istediğimi, neyi arzuladığımı ve her şeyden önce ne istemediğimi bilmeyi öğrettin.

Zamanı geldiğinde, birbirimize yeniden sarılmak için ortak bir yer ve zaman bulursak ve tek kelime etmeden gözlerimizin birbirini anlamasını sağlarsak gelecekte ne olacağını biliyorum... Seni gördüğümde, birlikte geçirdiğimiz bunca zamanın sahilde titreyerek oturmamızı, kahkahalarımızın ve hatta hasta olmamızın hikayesini hep hatırlayacağım. Birbirimize ne söylediğimizi ve asla söyleyemediğimizi hatırlayacağım.

"Bu son değil." Sensiz geçen saatlerin ve günlerin dalgaları arasında hikayemizi, sarılmalarımızı ve ortak bakışlarımızı silip süpüren bir zaman okyanus olduğunu var saymayacağım. Sık sık kendime hikayemizin bitip bitmediğini soruyorum ve kalbim bunu inkar ediyor. Ama şansın beni sana getirmesi ve seni de bana getirmesini unutmayacağım, bir gün sonsuz birleşme de “bu son değil” cümlesini kulağına fısıldayacağım. 

Belki bir hikaye daha yazarız ve sonu olmayan bir hikayeyi yeniden yazmaya cesaret ederiz… Hikayemizi bize sadece zaman fısıldayacak. Burada olduğun sürece, nasıl olursa olsun, hayatımda olmanı istiyorum. Birbirimizi dinlememizi, birbirimizi tanımaya devam etmemizi, birbirimizle paylaştığımız her saniye büyüyen bir güvene sahip olmamızı hiçbir şeyin engellememesi için istiyorum.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi