Yıl 1991…  Zar zor yürümeye çalışan Sudanlı bir çocuk ve peşi sıra onu yemek için bekleyen bir akbaba. Yıllarca en çok konuşulan fotoğraflardan biri olan bu fotoğrafın sahibiyse Kevin Carter. O onlarca ödüle layık görülmesine, The New York Times dergisinde paylaşılmasına rağmen; çektiği bu fotoğraftan birkaç sene sonra intihar etmiş biri. Foto muhabir olarak kariyerini sürdüren ve çektiği kurgusuz fotoğraflarla ön plana çıkmış bir fotoğrafçı. Peki, onu intihara sürükleyen bu fotoğraf, hayatına nasıl dokundu? İşte ayrıntılar…

Kevin Carter Kimdir?

Güney Afrikalı olan Kevin Carter, 1960 yılı doğumlu, ödüllü bir fotoğrafçıdır. Kariyerinin neredeyse birçoğunu ilerlettiği fotoğrafçılık hayatında, kazandığı en önemli ödüllerden biri uzun metrajlı fotoğrafçılık dalında Pulitzer Ödülü’dür. Bu ödülle birlikte meslek hayatı daha da başarılı bir hale gelen Kevin Carter, New York'un en moda noktalarından bazılarında ağırlandı. Onun şöhret iddiasına kulak misafiri olan restoran patronları, gelip imzasını bile istedi. Kısa bir süre sonra Carter, dünyanın en iyi 200 foto muhabirini temsil eden prestijli bir fotoğraf ajansı olan Sygma ile anlaşma imzaladı. Ardından gelen bir teklifle birlikte Birlemiş Milletler’in yardım gemisiyle Sudan’a gitti. Ancak hayatı, verdiği bu kararla birlikte değişti.

Kevin Carter’in İntiharına Sebep Olan Fotoğraf

1993'te Carter, kıtlıktan muzdarip Sudan'daki isyan hareketini fotoğraflamak için Silva ile sınırın kuzeyine gitti. Geziyi gerçekleştirmek için Carter, Weekly Mail'den izin almış ve uçak bileti için borç almıştı. Carter, uçakları Ayod köyüne indikten hemen sonra, kıtlık kurbanlarının fotoğraflarını çekmeye başladı. Açlıktan ölen kitlelerin görüntüsünden rahatlama arayışıyla açık çalılıklara doğru yürüdü. Yumuşak, tiz bir inilti duydu ve küçük bir kızın beslenme merkezine doğru yol almaya çalıştığını gördü. Onun fotoğrafını çekmek için çömelirken, bir akbaba göründü. Kuşu rahatsız etmemeye özen göstererek, kendisini olabilecek en iyi görüntü için konumlandırdı. Daha sonra akbabanın kanatlarını açmasını umarak yaklaşık 20 dakika bekledi. Olmadı ve fotoğraflarını çektikten sonra kuşu kovaladı ve küçük kız mücadelesine devam ederken izledi.

Bu çektiği fotoğrafı, ona büyük bir şöhret getirse de, beraberinde büyük tepkilere de neden oldu. Kızı bırakıp gitmesi, kurtarmaması “insafsız” suçlamalarına maruz kalmasına sebep oldu. Kevin Carter, bu fotoğrafı için ödül almış olsa da, fotoğrafı çektiği birkaç yılın sonrasında daha fazla dayanamadı ve intihar etti.

Kevin Carter’a Göre Bu “Doğanın Kanunu”ydu.

Kevin Carter, intiharından bir süre önce gelen yorumlarda bu fotoğrafı “doğanın kanunu” açıklamalarıyla cevaplamıştı. Kızı kurtarmasının, bu süreci etkileyeceğine ve uygun olmayacağına inandı. Ancak birkaç yıl sonra fikirleri değişti ve psikolojik destek almaya başladı. Bu fotoğraf, hayatının travması haline geldi. Carter, Pulitzer'ini aldıktan iki ay sonra Johannesburg'da karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. Kırmızı kamyonetini, çocukken oynadığı küçük bir nehrin yanına park etti. Aracın egzozuna takılan yeşil bir bahçe hortumuyla içerideki dumanı boşalttı. Bir sırt çantasının altındaki yolcu koltuğuna bırakılan bir notta "Gerçekten çok üzgünüm,"  cümlesi, son sözleri oldu.