Kültür

Tüketimden İbaret Bir Kültür

Bu durumda, halktan bahsediyoruz. Al, tüket, alış veriş merkezine git, marka ürünler al, havuzlu evler al, şampanya iç, havyar ye ama bunların parasını kim verecek? Biz vereceğiz. Borçlanarak… Muazzam bir borç balonu şişirdik ve her bir dolar borç; bankalar ve arkadaşları arasında finans sektörünü borsada, ülkelerde, kahve, şeker, altın vs gibi yatırımlarla körüklemektedir. Bu şekilde servetler kazanıldı. Bu kadar basit! Batak bir yatırım olursa, bunun bedelini halk ödeyecektir çünkü banka bizim borcumuzu takip ediyor ve eğer yükümlülüğünü yerine getiremeyen olursa finans kurumları o borcu siliyorlar ve durum kötüden daha kötüye gidiyor ta ki hükümet devreye girip müdahale edene kadar. Sonu gelmeyen bu hikâyede gördüğümüz şey bu kısır döngüden çıkmanın imkânsız olduğudur. Ve para kaynağını kontrol eden bir avuç insanın yarattığı bu gıda zincirinin çarklarını biz mi sürekli döndüreceğiz? Neden? Bizi almaya devam ettirerek, tüketici döngüsünü ebedileştirmek için… Nasıl bunun içinden çıkabiliriz? Kolay değil, ama mümkün… Aşamalı olarak tüketici kültürünü insan standartlarına uygun bir hayatın gereklilikleri seviyesine indirmeliyiz; yiyecek, sağlık ürünleri, eğitim ve aile tatillerinin ötesinde kalan şeyler ihtiyaç fazlası kategorisine girmektedir. Her hangi bir ekonomik sistem değişikliğini analiz etmeye başlamadan ve finans sektör balonunun yerine başka bir model getirmeden önce, halk olarak tüketimimizde böyle bir yol izlemek durumundayız. Bir finans dâhisi olmanız gerekmiyor. Sadece bizi zorla köle haline getiren bir sistemin içinde olmak istemediğimiz kararına varmamız lazım. Özgürlüğümüzü tekrar geri almayı istemeliyiz, kendi hayatımızda, hayatımızda hissedip ve yaşadıklarımızda ve çocuklarımızın yaşayacakları için…Hayata yönelik arzumuz burada inşa edebileceğimiz her hangi bir sistemden çok daha yüce; bu başarılı olabileceğimize dair bir gösterge, ancak sadece başarma arzumuz olursa…

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi