Duygularımız olaylar, durumlar, kişiler karşısında beynimizde başlayan ve gerek beynimizi gerekse de tüm vücudumuzu hazırlayan bir süreçtir, insanı insan yapan şüphesiz ki içerisinde barındırdığı duygulardır. Fakat burada bahsedeceğim şey "duygu" kelimesinden yola çıkarak duygusal olmak anlamında değil. Duygusal zeka kavramı ilk olarak 1989 yılında John Mayer ve Peter Salovey'in birlikte yayınladıkları bir makalede yer almıştır. Yine 1995’te psikolog ve gazeteci Daniel Goleman, dünyaya duygusal zekayı tanıtan bir kitap yayınlamasıyla devam etti. İnsanın hem kendi duygularının hem de karşısındaki kişilerin duygularının farkında olması, onları anlaması, tanımlaması duygularını yönetmesi ve onlardan gerek kişisel alanda gerekse kişilerarası ilişkilerinde etkin bir şekilde yararlanması sosyal anlamda başarı şansımızı büyük ölçüde artırdığı fikri hızla ivme kazandı. Davranışlarımız ve duygusal zekamız arasında bulunan bu bağ iş hayatına ve ilişkilerimize ve hatta tüm hayatımızı yansıyor. Peki tam olarak duygusal zeka kendini nerede gösteriyor? Duygusal zekanızın yüksek olduğunu belirten işaretleri sizler için derledim.
Duygularınızı sık sık gözden geçirirsiniz
Duygusal zeka sosyal farkındalık olarak tanımlanıyor. Hem kendinizin hem de başkalarının duyguları tanımak yeteneği duygusal zekanın önemli bir parçası. Duygularınızı sık sık gözden geçirirken kendinize sorduğunuz sorular aşağıdakilerle benziyorsa duygusal zekanız yüksek olabilir.
- Duygusal olarak ne kadar güçlüyüm? Zayıf yönlerim neler?
- Şu anki ruh halim kararlarımı nasıl etkiler?
- Çevremdeki insanların söyledikleri ve yaptıklarının arkasında neler yatıyor?
Konuşmadan önce durup düşünürsünüz
Konuşmadan ve harekete geçmeden önce durup düşünmek teoride ne kadar kolay olsa da uygulamada her zaman kolay olmuyor. Siz de duygusal zekanızın güçlü olması nedeniyle konuşmadan önce dediklerinizi kafanızda tartıyor olabilirsiniz. Bu düşünme sizi utanç verici anlardan veya çok hızlı karar vermekten kurtarıyor olabilir. Kısacası, değişen duygularınıza güvenerek kalıcı karar vermekten kaçınan biriyseniz duygusal zekanız yüksek olabilir.
Düşüncelerinizi kontrol etmeye çalışırsınız
Her zaman nasıl hissettiğimizi kontrole edemeyiz fakat bu duygulara vereceğimiz tepkileri düşüncelerinize odaklanarak kontrol edebiliriz. Düşüncelerinizi kontrol etmeye çalışarak, duygularınızın kölesi olmaya direnir, hedef ve değerlerinizle uyumlu bir şekilde yaşamayı seçersiniz. Bu da duygusal zekanın bir göstergesi.
Eleştirileri değerlendirerek olumlu yönde ders çıkarırsınız
Kimse olumsuz eleştirilerden hoşlanmaz. Fakat biliyoruz ki eleştiri aynı zamanda bir öğrenme fırsatının da kapılarını aralıyor. Başkalarının sizi nasıl gördüğü hakkında fikir sahibi oluyorsunuz. Olumsuz bir eleştiri aldığınızda buna tepki olarak gelen duygularınızı kontrol altında tutmayı başarmak ve kendinize bu eleştiri beni nasıl daha iyi biri yapabilir diye soruyorsanız duygusal zekanız oldukça yüksek.
Kendi değerlerinize bağlı kalırsınız
Kendi değerlerine bağlı kalmak bu değerleri her yerde her zaman paylaşmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Kendinizi ifade ederken her şeyden önce değerlerinize ve yargılarınıza bağlı kalıyorsanız duygusal zekanızı kullanıyorsunuz. Biliyoruz ki her düşüncemiz her zaman her ortamda takdir görmeyebilir veya hoş karşılanmayabilir. Doğru yerde ve doğru zamanda kendimizi doğru ifade etmek gerekli.
Empati gücünüz yüksektir
Başkalarının düşüncelerini ve duygularını anlama yeteneğine empati diyoruz. Başkalarıyla bağlantı kurmamızı sağlayan empati duygusal zekanın büyük bir göstergesi. Başkalarını yargılamak yerine, olayları onların gözünden görmek çalışıyorsanız, empati gücünüz yüksek demek oluyor. Empati sadece başkalarının gözünden olayları anlamak anlamına da gelmiyor. Sadece anlamaya çalışmak da yeterli. Bu sayede insanlarla daha derin ve güçlü ilişkiler kurabilirsiniz.
Başkalarını takdir edersiniz
Tüm insanlar onaylanmayı ve takdir edilmeyi ister. Başkalarını takdir ettiğinizde de bu istek tatmin edilir ve bir güven oluşur. Kendi çıkarlarınızı bir yana bırakarak sadece karşı tarafın iyiliğe odakladığınızda gerçek takdir duygusu başlar. Çevrenizdeki insanlar için bir ilham kaynağı olursunuz.
Olumlu eleştiriler yaparsınız
Olumsuz eleştiri başkalarının duygularını incitebilir. Bunu fark ettiğinizde, eleştiriyi yapıcı bir şekilde dile getirirsiniz ve böylece eleştirdiğiniz kişi bunu olumsuz olarak değil olumlu olarak görür.
Özür dilemeyi bilirsiniz
Özür dilemek güç ve cesaret ister. Hatanızı fark edip yeri gelince özür dileyebiliyorsanız bu çevrenizdeki insanlara karşı hoşgörü vealçakgönüllü davrandığınızı gösterir. Duygusal zeka, özür dilemenin her zaman hatalı olduğunuz anlamına gelmediğini anlamanıza yardımcı olur. İlişkinize egonuzdan daha fazla değer verdiğinizi gösterir.