Tavşan Ralph’in Gözünden Hayvan Deneyi Gerçekleri
Yasemin Canlar
Büyük bir sabırla bu yazıyı “Acaba ne zaman kendimi hazır hissedip de yazacağım” dedim hep, zira benim için oldukça iç parçalayıcı ve hassas konu ( Bu arada konunun benim için hassaslığından mütevellit, sert söylemlerim için şimdiden affola).Yıllarım neredeyse deney adı altında hayvanlara yapılan, işkenceleri, zulümleri izlemekle geçti. 
Birçok insanla bu konuda ters düştüğümde oldu, “E hayvanlar olmasaydı ilaçlar nasıl üretilecekti, insanlar nasıl yaşayacaktı, 1 hayvanın ölmemesi için 10 insanın ölmesine göz mü yumuyorsun?” diyen ahmak güruhlar tarafından. Ayrıca bencilce bir tutumla insanlığın gelişmesi için, sadece insanlar için yapılan deneylerde denek olarak "zarar görecekse de onlar görsün’’ mantığı ile hayvanları denek yapmak adice bir harekettir… Yine bu hayvan deneylerini normal ve meşru olduğuna yönelik yorumlar bu garip güruh insanlar; Nazilerin insanlarda yaptığı sapık denemelerin örneğin; Josef Mengele psikopatının tıbbi ilerlemede ciddi rolü olduğunu söylüyorlar…
Josef Mengele, deneklere yüksek basınç vererek adamları patlatmış, gözlerini maviye dönüştürebileceği sanrısıyla sadece yahudilere deği; Homoseksüeller, çingeneler, özürlü ve zihinsel engelli insanların üzerinde de deneyler yapmıştır, ari alman ırkından olmayan almanları nazilerin zihniyetindeki forma sokmak için de çalışmışlığı vardır. Mavi göz rengi haricindeki göz rengine sahip küçük çocukların gözlerine enjekte ettiği mürekkep bazlı ne idiği belirsiz bir takım sıvılar enjekte ederek kör etmiş ve insan kobaylarını tarifsiz acılar içerisinde öldürmüştür. Şimdi sizlere soruyorum laboratuvara kilitlenmiş canlılara işkence etmek ne zamandan beri tıbbi gelişmelere katkıda bulunuyor? Hakikaten de ancak bir tahta kafanın üretebileceği, gülünç ve bir o kadar da acınacak cinsten bir sav.
Hayvanların kobay olarak kullanılmak suretiyle işkenceyle zulmederek öldürülmesi gibi şiddet dolu çirkin bir eylemi olumlayan iddiaların aksine bir gerçek var; Uzun zamandır sürdürülen akademik araştırmalar ve son yıllarda ulaşılan somut veriler farklı türlerden hayvanlara uygulanan ilaçların çeşitli etkilerinin insanlarda aynı sonuçları vermediğini kanıtlamaktadır. Şu durumda, hayvanlara boşuna işkence ediliyor ve gereksiz yere öldürülüyorlar. Kaldı ki şöyle bir gerçek var, hayvanların denek olarak kullanıldığı ilaçlar, daha sonra insan deneklerde de test ediliyor. Peki, öyleyse hayvanları harcamanın, öldürmenin mantıki izahı nedir? Deneye sürülen hayvanların acı çekmediğini savunan güruhlar burada ne yorum yapacaklarını çok merak etmekteyim.
Şimdi ilaç sektöründeki hayvan deneyleri savunulamaz bir bir gerçek anladık, peki ya insanların güzel görünmek için katledilen hayvanlardan haberiniz var mı? kadınların daha güzel görünmek için kullandığı bir rimel için on binlerce tavşan kör oluyor, daha lezzetli köpek maması üretebilmek için sayısız köpeğin midesi yarılıyor, nemlendirici kremlerin, şampuanların üretiminde maymunların, farelerin derileri yanıyor. Peki, biz insanlar olarak bu zulümlere gözümüzün - kulağımızın kapalı olması ne kadar etik? Hani etiklikten söz ediyoruz ya, Kullandığınız birçok kozmetik firması hayvanlar üzerinde deney yapıyor ve milyonlarca hayvan bu deneylerden (tırnak içerisinde belirtecem burayı çünkü yapılan deneyleri çektikleri işkenceleri buraya atsam büyük bir travma taşayacağınızdan emimin) “GÜNLERCE, AYLARCA İŞKENCE EDİLEREK ÖLDÜRÜLÜYOR”. Peki, ne için? İnsanlar gerçekten daha güzel görünmek için hayvanların öldürülmesini hak ediyor mu? - Kişisel fikrim hayır! İnsanlar bunun bir katliam bir vahşet olduğunu kabul edene kadar da bu konuda susmaya pek niyetim yok.
Kendi halindeki savunmasız canlılara deney, bilim, proje gibi süslü laflar eşliğinde sistematik işkence yapmak ve bundan insanlar olarak hepimiz utanç duymalıyız. Zira sizin güzel olmanız için ne pahalı kimyasal kozmetik ürünlerine ne de 1 kozmetik ürününüz için 1oo’lerce tavşanın öldürülmesine ihtiyacınız, hep söylüyorum doğa bize bu konuda zaten her şeyi veriyor. Hiç bir canlı katledilmeden, sağlığınıza zarar vermeden güzelleşmeniz de gayet mümkün. Zira bu testler sırasında uygulanan yöntemlerden biri de, bilinci yerinde olan tavşanların gözüne kozmetik ürün damlatmaktır. Acı içinde çığlıklar atan bu tavşanların bir kısmı testten kaçmaya çalışırken boyun ve omurgalarını kırarak ölürler (ve inanın onların acı içinde çığlıklarını görmek ya da duymak istemezsiniz, zira benim yüreğim kaldırmadı, bu yazı hayatımın belki de en zor yazısı oldu… Kimse bir canlının çığlıklarını yüzüne sürmesini isteyeceğini sanmıyorum)… Ölmeyen diğer deney tavşanlarına ise testten önce ya da sonra ağrı kesici bile verilmez. Bu deneylerin en korkutucu diğer bir tarafı da tavşancıkların belirli bir maddenin ne kadarına maruz kaldıktan sonra öldüğü ölçülüyor.
Bu test sırasında hayvan ölene kadar aynı madde defalarca tıraşlanarak cildine uygulanır ve üstelik bu test 1 gün de değil haftalarca sürdüğü vakalar da bulunmaktadır. Diğer acı bir gerçek ise; Kozmetik ürünlerin hamile kadın ve bebeklerde etkisinin ölçülebilmesi için hamile tavşanlar özellikle öldürülüyor! Bu hayvanların karınlarındaki yavrular çıkarılarak ürünün insan fetüsüne yapacağı etki ölçülmeye çalışılıyor… Bir başka deneylerde de bu kozmetik ürünlerin yutulması halinde sağlığa zarar verip vermeyeceğinin anlaşılması için deneylerde kullanılan hayvanlara zorla besleme testleri yapılmaktadır.Bu teste maruz kalan hayvanlara aynı madde gün içinde defalarca zorla yediriliyor ve hayvana zorla yutturulan madde kendi ağırlığının yarısına kadar arttırılıyor. Bu acımasız test süresi birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. Böylece bir hayvanın belli bir maddeden ne kadar tükettiğinde öldüğü canice bir şekilde hesaplanmaktadır! Şimdi gözünüzü kapatın ve her gün bu işkenceye maruz kaldığınızı hayal edin! (Sayfanın sonunda "Save Ralph” adlı kısa animasyon filminde bunu daha iyi anlayacaksınız, gerçek görüntülerini vermek açıkçası içimi almıyor)
Banyonuzu temizlediğiniz çamaşır suları, şampuanınız, rujunuz, çamaşır ve bulaşık deterjanınız, kullandığınız ilaç ve vitamin takviyeleri ve hatta uzaya gönderilen araçlar bile insanlardan önce hayvanlar tarafından test ediliyor. Tabii ki razı olup olmadıkları sorulmadan Yıllar önce “deney gerçeğini” araştırırken evde kullandığım ürünlerin ne kadar hayvan dostu olduğunu araştırmaya başladım. Kozmetik markalarını zaten geçtim ama kullandığım temizlik malzemesinden dove marka sabuna hatta diş macununa kadar; aldığım tüm markaların hayvanlar üzerinde deney yaptığını fark ettim, o fark edişim de izlediğim tüm hayvan katledişleri gözümün önüne geldi, o tarihten sonra da ne alırsam ürünlerin arka kısmında yazan "cruelty-free" olmasına dikkat ettim ama bu iş Türkiye'de çok zor. Aslında internette markaların tam listesi var ama gözden kaçan çok oluyor. Hem kendim hem de bu konuda tüm insanlar bilinçlensin diye benim denediğim/deneyeceğim "cruelty free" ürünleri biraz sonra yazacağım. Şunu unutmayın hayvanlar ne bizi eğlendirmek için vardır, ne bizi giydirecek vardır ne de bizi güzelleştirmek için vardır.
Aşağıdaki yazacağım firmalar dışında hayvanlar üzerinde deney yapmayan firmaları anlamanız için yukarıdaki fotoğraftaki logolar yer alıyor. Ambalajlarında bu logolara sahip olan markalar kesinlikle hayvan deneyleri yapmıyor. Ayrıca hayvan deneysiz markaları akıllı telefonlar ile kontrol etmek de mümkün. Ayrıca size şöyle güzel bir bilgi de vereyim telefonunuzun mağaza uygulamasında “Deneysiz” adlı uygulamayı indirerek hayvanlar üzerinde deney yapmayan firmalara kolaylıkla bulabilirsiniz.
Josef Mengele, deneklere yüksek basınç vererek adamları patlatmış, gözlerini maviye dönüştürebileceği sanrısıyla sadece yahudilere deği; Homoseksüeller, çingeneler, özürlü ve zihinsel engelli insanların üzerinde de deneyler yapmıştır, ari alman ırkından olmayan almanları nazilerin zihniyetindeki forma sokmak için de çalışmışlığı vardır. Mavi göz rengi haricindeki göz rengine sahip küçük çocukların gözlerine enjekte ettiği mürekkep bazlı ne idiği belirsiz bir takım sıvılar enjekte ederek kör etmiş ve insan kobaylarını tarifsiz acılar içerisinde öldürmüştür. Şimdi sizlere soruyorum laboratuvara kilitlenmiş canlılara işkence etmek ne zamandan beri tıbbi gelişmelere katkıda bulunuyor? Hakikaten de ancak bir tahta kafanın üretebileceği, gülünç ve bir o kadar da acınacak cinsten bir sav.
Hayvanların kobay olarak kullanılmak suretiyle işkenceyle zulmederek öldürülmesi gibi şiddet dolu çirkin bir eylemi olumlayan iddiaların aksine bir gerçek var; Uzun zamandır sürdürülen akademik araştırmalar ve son yıllarda ulaşılan somut veriler farklı türlerden hayvanlara uygulanan ilaçların çeşitli etkilerinin insanlarda aynı sonuçları vermediğini kanıtlamaktadır. Şu durumda, hayvanlara boşuna işkence ediliyor ve gereksiz yere öldürülüyorlar. Kaldı ki şöyle bir gerçek var, hayvanların denek olarak kullanıldığı ilaçlar, daha sonra insan deneklerde de test ediliyor. Peki, öyleyse hayvanları harcamanın, öldürmenin mantıki izahı nedir? Deneye sürülen hayvanların acı çekmediğini savunan güruhlar burada ne yorum yapacaklarını çok merak etmekteyim.
Şimdi ilaç sektöründeki hayvan deneyleri savunulamaz bir bir gerçek anladık, peki ya insanların güzel görünmek için katledilen hayvanlardan haberiniz var mı? kadınların daha güzel görünmek için kullandığı bir rimel için on binlerce tavşan kör oluyor, daha lezzetli köpek maması üretebilmek için sayısız köpeğin midesi yarılıyor, nemlendirici kremlerin, şampuanların üretiminde maymunların, farelerin derileri yanıyor. Peki, biz insanlar olarak bu zulümlere gözümüzün - kulağımızın kapalı olması ne kadar etik? Hani etiklikten söz ediyoruz ya, Kullandığınız birçok kozmetik firması hayvanlar üzerinde deney yapıyor ve milyonlarca hayvan bu deneylerden (tırnak içerisinde belirtecem burayı çünkü yapılan deneyleri çektikleri işkenceleri buraya atsam büyük bir travma taşayacağınızdan emimin) “GÜNLERCE, AYLARCA İŞKENCE EDİLEREK ÖLDÜRÜLÜYOR”. Peki, ne için? İnsanlar gerçekten daha güzel görünmek için hayvanların öldürülmesini hak ediyor mu? - Kişisel fikrim hayır! İnsanlar bunun bir katliam bir vahşet olduğunu kabul edene kadar da bu konuda susmaya pek niyetim yok.
Kendi halindeki savunmasız canlılara deney, bilim, proje gibi süslü laflar eşliğinde sistematik işkence yapmak ve bundan insanlar olarak hepimiz utanç duymalıyız. Zira sizin güzel olmanız için ne pahalı kimyasal kozmetik ürünlerine ne de 1 kozmetik ürününüz için 1oo’lerce tavşanın öldürülmesine ihtiyacınız, hep söylüyorum doğa bize bu konuda zaten her şeyi veriyor. Hiç bir canlı katledilmeden, sağlığınıza zarar vermeden güzelleşmeniz de gayet mümkün. Zira bu testler sırasında uygulanan yöntemlerden biri de, bilinci yerinde olan tavşanların gözüne kozmetik ürün damlatmaktır. Acı içinde çığlıklar atan bu tavşanların bir kısmı testten kaçmaya çalışırken boyun ve omurgalarını kırarak ölürler (ve inanın onların acı içinde çığlıklarını görmek ya da duymak istemezsiniz, zira benim yüreğim kaldırmadı, bu yazı hayatımın belki de en zor yazısı oldu… Kimse bir canlının çığlıklarını yüzüne sürmesini isteyeceğini sanmıyorum)… Ölmeyen diğer deney tavşanlarına ise testten önce ya da sonra ağrı kesici bile verilmez. Bu deneylerin en korkutucu diğer bir tarafı da tavşancıkların belirli bir maddenin ne kadarına maruz kaldıktan sonra öldüğü ölçülüyor.
Bu test sırasında hayvan ölene kadar aynı madde defalarca tıraşlanarak cildine uygulanır ve üstelik bu test 1 gün de değil haftalarca sürdüğü vakalar da bulunmaktadır. Diğer acı bir gerçek ise; Kozmetik ürünlerin hamile kadın ve bebeklerde etkisinin ölçülebilmesi için hamile tavşanlar özellikle öldürülüyor! Bu hayvanların karınlarındaki yavrular çıkarılarak ürünün insan fetüsüne yapacağı etki ölçülmeye çalışılıyor… Bir başka deneylerde de bu kozmetik ürünlerin yutulması halinde sağlığa zarar verip vermeyeceğinin anlaşılması için deneylerde kullanılan hayvanlara zorla besleme testleri yapılmaktadır.Bu teste maruz kalan hayvanlara aynı madde gün içinde defalarca zorla yediriliyor ve hayvana zorla yutturulan madde kendi ağırlığının yarısına kadar arttırılıyor. Bu acımasız test süresi birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. Böylece bir hayvanın belli bir maddeden ne kadar tükettiğinde öldüğü canice bir şekilde hesaplanmaktadır! Şimdi gözünüzü kapatın ve her gün bu işkenceye maruz kaldığınızı hayal edin! (Sayfanın sonunda "Save Ralph” adlı kısa animasyon filminde bunu daha iyi anlayacaksınız, gerçek görüntülerini vermek açıkçası içimi almıyor)
Banyonuzu temizlediğiniz çamaşır suları, şampuanınız, rujunuz, çamaşır ve bulaşık deterjanınız, kullandığınız ilaç ve vitamin takviyeleri ve hatta uzaya gönderilen araçlar bile insanlardan önce hayvanlar tarafından test ediliyor. Tabii ki razı olup olmadıkları sorulmadan Yıllar önce “deney gerçeğini” araştırırken evde kullandığım ürünlerin ne kadar hayvan dostu olduğunu araştırmaya başladım. Kozmetik markalarını zaten geçtim ama kullandığım temizlik malzemesinden dove marka sabuna hatta diş macununa kadar; aldığım tüm markaların hayvanlar üzerinde deney yaptığını fark ettim, o fark edişim de izlediğim tüm hayvan katledişleri gözümün önüne geldi, o tarihten sonra da ne alırsam ürünlerin arka kısmında yazan "cruelty-free" olmasına dikkat ettim ama bu iş Türkiye'de çok zor. Aslında internette markaların tam listesi var ama gözden kaçan çok oluyor. Hem kendim hem de bu konuda tüm insanlar bilinçlensin diye benim denediğim/deneyeceğim "cruelty free" ürünleri biraz sonra yazacağım. Şunu unutmayın hayvanlar ne bizi eğlendirmek için vardır, ne bizi giydirecek vardır ne de bizi güzelleştirmek için vardır.
Hayvanlar Üzerinde Test Yapmayan Firmalar
Aşağıdaki yazacağım firmalar dışında hayvanlar üzerinde deney yapmayan firmaları anlamanız için yukarıdaki fotoğraftaki logolar yer alıyor. Ambalajlarında bu logolara sahip olan markalar kesinlikle hayvan deneyleri yapmıyor. Ayrıca hayvan deneysiz markaları akıllı telefonlar ile kontrol etmek de mümkün. Ayrıca size şöyle güzel bir bilgi de vereyim telefonunuzun mağaza uygulamasında “Deneysiz” adlı uygulamayı indirerek hayvanlar üzerinde deney yapmayan firmalara kolaylıkla bulabilirsiniz.
- H&M Cosmetics
- Note
- Mustela
- Nyx
- Essence
- Gülşah
- Frosch
- The Body Shop
- Otacı
- Urban Care
- Tresan
- Wet’N’Wild
- Flormar
- Bingo
- Pastel
- Işıl
- Bebak
- Lee Stafford
- Sleepy
- Duru
- Beauty Blender
- Celenes
- DP
- Blade
- First Class
- Hask
- Alba Botanica
- Golden Rose
- NSPA
- Jack’n Jill
- Beyond
- Kiss My Face
- Jordin Natural
- Talya
- Ziaja
- Carrefour Eco Planet
- Arko
- Herbaderm
- Wishful
- Crystal Deodorant
- Zoya
- Abtira
- Farmacy
- Bore Minerals
- Pai
- Eyeko
- Bumble & Bumble
- Anastasia Beverly Hills
- NU-KA
- Becca
- Sante
- Klairs
- Make Up Academy
- Organic Natural Colors
- Petal Fresh
- Lush
- Affinage
- Bellissima
- Live Clean
- Amika
- Tarko Artnet
- Zao Organic
- Aromatica
- Hobby
- KIKO
- Pixi
- Naturtint
- Aveda
- Evy Baby
- The Ordinary
- Natracare
- Jasön
- Urtekram
- Beyond
- Farsalt
- Homemade Aromaterapi
- Emotion
- IGK
- Coola
- ELF
- Olivarrier
- Tarte
- Yes To
- The Balm
- Too Faced
- Organic Shop
- Jane Iredale
- Truly
- Body Fantasies
- Colour Freedom
- Youth To The People
- Cake Beauty
- Tints Of Nature
- Dr. Organic
- The Bearded Man Company
- Ecotools
- Cosrx
- The Purest Solutions
- Derma E
- Humble Co
- Cover FX
- I Heart Revolution
- Egyptian Magic
- Jefree Star
- Dr. Roebuck’s
- Hurrow
- Real Techniques
- Lanolips
- Schmidt’s Natural
- Humble Brush
- Kudra Cilt Besinleri
- Isntree
- Creightons
- Iunik
- Makeup Obsession
- KVD Vegan Beauty
- Logana
- Rovectin
- Skin&Lab
- Manic Panic
- Smashbox
- Marc Anthony
- Sol de Janeiro
- Milk
- Summer Fridays
- Maria Nila
- Superdrug
- Marrakesh
- Supergoop
- Miseca
- Gabrini
- Morfose
- ABC
- Mika For Earth
- AksuVital Softem
Yorum Bırak