Türkülerin Hikayesi

Bakmıyor Çeşm-İ Siyah Feryâde Hikayesi

Makam: Nihavent

Bestekar: Hacı Arif Bey

Sanatçı: Hamiyet Yüceses

Güftekar: Mehmet Sadi Bey

Usül: Aksak
 

Mehmet Sadi Bey, 1839 İstanbul'da Çengelköy'de doğmuş, çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş ve 1902 yılında Beylerbeyi'ndeki evinde ölmüş.

 Şiirlerini Gülşen-i Âsâr adındaki 194 sayfalık "Divançe"de toplamış. Ünlü halk müziği sanatçısı Sâdi Yaver Ataman'ın dedesi oluyor. Çengelköy'deki konağında her Cuma gecesi yapılan musiki sohbet ve fasıllarında, dönemin ünlü bestekâr, hanende ve sazendeleri yer almıştır.
Hacı Arif Bey her Cuma günü konağa düzenli gider gece geç vakte kadar meşk ederler ve o gece konakta kalırmış. Hatta bazı geceler Hacı Arif Bey, Sadi bey’i uykudan uyandırıp güfte yazdırırmış.


Yine böyle bir gecede Hacı arif Bey, Sadi Bey’i uyandırmış ve Çeşmi Dilber’e olan aşkını anlatmaya başlamış. Çeşmi Dilber’in saçlarının, gözlerinin ve endamının güzelliklerini hayal kurarcasına heyecan ile anlatmış ve yinede onu sendiğini söylemiş. Fakat kendisini terk etmesini bir türlü içine sindiremediğini ve hatta geri döneceğine bir ihtimal dahi olsa inandığını söylemiş. Sadi Bey’den onun için bir güfte yazmasını istemiş. Arkadaşının bu çaresizliğini içinde duyan Sadi Bey için güfteyi yazmak zor olmamış:


Bakmıyor çeşm-i siyah feryâde
Yetiş ey gamze yetiş imdâde
Gelmiyor hançer-i ebrû dâde
Yetiş ey gamze yetiş imdâde
Gel ne korkarsın ecel sîmâ-yı zerdimden benim
Kurtar Allah aşkına dünyayı derdimden benim
"O kara gözlü sevgili feryadıma bakmıyor.
Ey sevgilinin bakışı imdadıma yetiş.

O hançer kaşlar yardıma gelmiyor.

Ey sevgilinin bakışı imdadıma yetiş. 
Gel korkma benim sararmış yüzümden." 

Hacı Arif Bey, bu güfteyi Nihavent makamında besteliyor.Fakat Çeşmi Dilber, Arif Bey’in feryadına yetişmiyor.

 

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi