Erken doğum riski, yeni doğan bebeklerin hayatına tehlikeye atan bir durumdur. Anne sağlığı için de olumsuz olan bu riskin doğru bir şekilde önüne geçilmemesi; bebeklerde kalıcı hasarlara neden olabilir. Ancak oldukça korkutan bu süreçle mücadele etmek, zannedildiği kadar zor değil. Hamileliğin ilk evrelerinden itibaren dengeli beslenme, düzenli yaşam ve rutin sağlık kontrolleri eksiksiz bir şekilde uygulanırsa bu risk minimum seviyeye iner. “Hamilelikte ne yenmeli, hamilelikte ne yapılmalı?” sorularının cevapları geçmeden önce, erken doğum belirtilerini inceleyelim…
Erken Doğum Belirtileri
Sağlıklı bir gebeliğin yaklaşık olarak 40 hafta sürmesi gerekmektedir. Bu hafta sayısından az olan doğumlar, 37. haftaya kadar erken doğum olarak kabul edilir. Bu süreçte anne adayları, kasık kemiklerinde kramp hisseder. Bel ve sırt ağrıları belirgin bir düzeyde artış gösterir. Bağırsak problemleriyle birlikte ishal gözlemlenir. Vajinal akıntılarda artış ya da kan lekesi ortaya çıkar. Daha önce düşük yapan kadınlarda artan erken doğum riski de gözardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra yaş ortalaması da son derece önemlidir. 40 yaşından sonra yaşanan gebeliklerin yarattığı erken doğum riski çok daha fazladır. Kontrolsüz ilaç alımı ya da sigara- alkol tüketimi de bu riski belirgin düzeyde artırır.
Erken Gebelik Riskine Karşı Ne Yapmalısınız?
Erken gebelik riskini önlemek, hamilelikten bile önce başlamalıdır. Anne olmak isteyen kadınlar, gerekli doktor kontrolleriyle hamileliğe hazır olup olmadığını öğrenmelidir. Erken doğuma neden olabilecek hastalıklarının olup olmadığını öğrenmelidir. Gebe kalma sürecinden sonraysa doktor takipleriyle birlikte rahim ağzı uzunluğu tespit edilmelidir. Rahim ağzı uzunluğunun 2.5 santimetreden kısa olması, erken gebeliği artıran önemli etmenlerden biridir. Bu uzunluğu öğrendikten sonra doktorunuzun talimatlarına göre hareket etmeniz, bebeğinizin sağlığı için önemli olacak! Ancak doktor kontrollerinin dışında da sağlığınızı korumanız gerekiyor. Bunun için de sağlıklı yaşam bilincini oluşturmanız, yediğiniz içtiğinizden; içtiğiniz su miktarına kadar dikkat etmeniz gerekiyor.
Erken Gebelik Riskine Karşı Beslenme
Hamilelik döneminde vücudun enerji ihtiyacı artar. Türkiye’de %12 civarında olan düşük doğum ağırlığı göz önüne alındığındaysa, annelerin ihtiyacı olan besin ve enerji kaynağını almamasının bebek sağlığını olumsuz etkileyeceğinden bahsedebiliriz. Bu riskle doğan bebekler, gelişim problemleri yaşayabilir ve zihinsel sorunlarla karşılaşabilir. Dengeli beslenme, erken doğum riskini minimize etmek için de son derece mühimdir. Yetersiz beslenme, bebeğin zehirlenmesine ya da anne ölümlerine sebebiyet vermektedir.
Hamilelik döneminde beslenme alışkanlıkları, taze sebze ve meyve üzerine kurulmalıdır. Doğal besinler, sağlıklı içecekler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra et, balık ve tavuk tüketimi gerçekleştirilmelidir. Et yemek tercih edilmiyorsa; kurubaklagiller de oldukça faydalı olacaktır. Sıvı tüketimleri de hamilelik döneminde oldukça önemlidir. Her gün 2 su bardağı kadar süt ya da yoğurt tüketmek bebeğinizin gelişimini olumlu etkiler. Bunların yanı sıra çökelek ve peynir de en az bir öğünde kendine yer bulmalıdır.
Erken Gebelik Riskine Karşı Spor
Hayatın her alanında, daima etkili olan spor; hamilelik sürecinde ekstra büyük bir öneme sahiptir. Daha rahat bir doğum ve daha sağlıklı kilo alımları ve erken doğum riskine karşı spor şarttır. Spor yapmak aynı zamanda hamilelik süreci boyunca yaşadığınız/yaşayacağınız ağrılarla da mücadele etmenize yardımcı olur. Gebeliğin ilk üç ayında hafif sporlar tercih edilebilir. Pilates ve yoga yanı sıra; yürüyüş oldukça doğru bir tercih olacaktır. Kendinizi yormayacak hareket ve adımlarla kendinizin ve bebeğinizin sağlığını koruyabilirsiniz.
Erken gebelik riskini önlemek adına yapılacak egzersizlerde 3-6 ay arasında karnın daha belirgin büyümeye başlaması, bazı yoga hareketlerinde sizi zorlayabilir. Ancak doktor ve pilates hocanızın tavsiyelerine uygun daha oturmaya yönelik hareketler de yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra yüzme, bebeğiniz ve size çok iyi gelecek! Kalan son üç ayınızdaysa hafif tempoda yürüyüş, iyi bir tercih olacaktır. Yavaş doğumun yaklaşması, sizi korkutmasın. Aksine bu egzersizlerle doğumunuz tam da olması gerektiği zamanda, kolayca gerçekleşecek!