Ekoloji

Gıda Krizine Karşı Alınabilecek Önlemler

Orantısız nüfus artışı, iklim değişikliği, tarıma öncelik verilmemesi, büyük tehlikeye karşı hızla yaklaşmaktayız. Bir markete gittiğinizde ya da pazara gittiğinizde gıda krizine doğru adım adım yaklaştığımızı görebiliyoruz. Yıllardır hep tarımın önemini, iklim krizinden bahsetsek de, maalesef dünyadaki tüm liderler kendi çıkarları uğruna büyük tehlikeye karşı bizi ittiler diyebilir miyiz?  Tekrarlayan gıda krizleri, gezegenin geri kalanını riske atsa da, bir avuç şirketi çok zengin yapıyor. Baktığımız her yerde küresel gıda tedarikinde ciddi zorluklar var. Küresel üretimin yarısından fazlasına ev sahipliği yapan ülkeler çok yakın zamanda gıda tedariği konusunda oldukça zorlanacaklardır. Artan atmosferik karbon dioksit nedeniyle çeşitli beslenme etkileri tahmin edilmektedir, buna yetersiz beslenmeyi şiddetlendirme potansiyeline sahip gıdalardaki azalan protein içeriği dahildir. Ve bu, gıda tedarik zincirine yönelik öngörülen risklerin sadece çok küçük bir örneğidir. O zaman gıdanın geleceği oldukça kasvetli gelebilir. Ama durum böyle olmak zorunda değil. Gıda sistemi, bazı değişiklikler yaparsak, çevresel zorluklar için çözümün bir parçası olabilir. Aynı zamanda insan sağlığı, esenliği, haysiyeti ve geçim kaynağının bir aracı olabilir. 

Fakat gıda krizine doğru gitmemizin en önemli nedenlerden birisi de tarıma ve çiftçiye öncelik vermememizdir! Bir ülkeyi kalkındıran en önemli unsur tarım ve çiftçilerdir… Onlarca yıldır dünyanın her yerindeki aile çiftçileri bu kurumsal kontrole direndi. Mahsulleri çeşitlendirmek, toprağı ve yerli tohumları korumak ve doğayı korumak için çalıştılar. Kendi bahçelerini, işletmelerini ve hatta topluluk temelli gıda sistemleri kurdular. Gıda krizine karşı mesela bu stratejiler oldukça önemlidir. Hükümetlerin aldığı şimdiye kadarki çözümler doğaya verdiği zararlar ve iklim krizinin büyümesine ve dolayısıyla gıda üretiminin karşılanmamasına sebep olabilir. Fakat aynı zamanda gıda krizine karşı da çalışmalar ve farklı yöntemler geliştiriliyor. Örneğin; tarımsal üretimin faaliyetleri yüksek teknolojiye entegre edilecek, böylece iklim kontrollü depolardan binlerce aynı ürün yetişebilecek. Tüm bunların yanında bizim de almamız gereken bazı önlemler bulunmaktadır. Gıda krizinin kapımızı hızlı bir şekilde çalmaması için; yiyeceğimizin nereden geldiğini bilmemiz gerekmektedir, en azından kısmen de olsa kendi bahçeciliğimize geçmemiz ve doğal tarımı desteklememiz gerekmektedir. Mevsiminde yetişen sebze ve meyveleri tüketerek gıda krizini önleyebileceğiniz gibi iklim krizine karşı da destek olmuş olacaksınız. Peki, gıda krizine karşı alınabilecek önlemler nelerdir? 

Beslenme Kalıpları

Özellikle et tüketiminin ve obezitenin yüksek olduğu ülkelerde et tüketiminin ve fazla kalorinin azaltılması önemlidir. Çok daha az et tüketmek, örneğin et tüketiminin özellikle yüksek olduğu şehirlerde daha az araziyle daha fazla insanı beslemek için en büyük yeteneği sağlar. Beslenme ve sera gazları üzerine yapılan her küresel araştırma, azaltılmış et tüketiminin, diyet değişikliği yoluyla sera gazı salınımını azaltmanın en büyük itici gücü olduğunu göstermektedir. 

Tedarik Zincirleri

Herhangi bir şehir bölgesi için büyük miktarlarda yiyeceğe ihtiyaç vardır. Ülkemizde yılda yaklaşık 900 milyon kadar gıdaya ihtiyaç duyacaktır. Sera gazı salınımı için bir ayrımcı olarak sorunlu olsa da, daha kısa tedarik zincirleri, muhtemelen uzun mesafeli taşımacılıktan ziyade elektrikli araç taşımacılığına ve dolayısıyla yenilenebilir enerji kullanımına daha uygundur. Bu nedenle, şehirler yiyeceklerini küresel değil, çevredeki bölgeden sağlamayı hedeflemelidir. Şehir bölgelerinde atık geri dönüşümünü daha sağlam bir şekilde kullanmak, biyojeokimyasal döngülerin yanı sıra karbon döngüleri yaratmak da mümkün olmalıdır. Fosfor ve azot gibi bitki besin maddeleri için. Azotlu gübrelerin üretimi büyük bir enerji girdisi gerektirdiğinden fosfor gerekli ve yenilenemez olduğundan bu çok faydalıdır.

Yemek Atıkları

Tedarik zinciri boyunca gıda kaybı olsa da, en büyük kayıpların küresel kuzeyde tüketici düzeyinde meydana geldiği tahmin ediliyor. Ayrıca, perakende kozmetik standartlarını karşılamadığı için büyük miktarda ürün israf edilmektedir. Bu gıdanın üretimine, taşınmasına ve işlenmesine yönelik tüm enerji de boşa harcanır. Bu modern atık kültürü ele alınmalıdır.

Konsantre Üretim

Bazı mahsuller yoğun bir şekilde yetiştirilir, bu da onları iklim değişikliklerine ve zararlılara karşı savunmasız bırakır. Bazı mahsullerde daha fazla kuraklığa ve ısıya dayanıklı çeşitler geliştirmek için araştırmalar olsa da, üretimi daha geniş bir alana yaymak da ileri görüşlü görünüyor. Hava durumu modellerindeki varyasyonlar bunu zorlaştırabilir. Ancak poli tüneller gibi yapılar, mevsimi önemli ölçüde genişletebilir, marul için 12 aya ve domates için iki ila üç aya kadar. Aynı zamanda örneğin elmalar, kontrollü atmosferde depolama ile birkaç ay boyunca taze olarak saklanabilir.

Ödül Yapıları

Tüm maliyetlerin hesaba katılması için üretimin (toprak kaybı gibi) olumsuz etkilerini (veya maliyetlerini) şeffaf hale getirmek ve ardından çiftçileri sadece toplam üretim yerine toprak karbon tutma, en aza indirilmiş dış girdiler ve düşük enerji kullanımı gibi şeyler için ödüllendirmek büyük ölçüde olacaktır. 

Sonuç olarak, gezegenimizin kentsel gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğine çok daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Eğer bizler durumu değiştirmeden devam ederse gıda krizi kapıda demektir dolayısıyla, yakında gıda tedarik zincirlerimizden insanlığın beslenmesi için bir şey bulunamayacak gibi gözüküyor. 
 

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi