Okul her zaman önceliğimizdir. Nasıl önceliğimiz olmasın ki? Önümüze koyulan hedefler o kadar fazla ki. Sınavlar, sözlüler, ödevler… Bu tempoda spora nasıl vakit ayrılabilir ki? Aslında bu o kadar da zor değil. Şimdi bunun nasıl yapılacağını ayrıntılı bir şekilde konuşalım.
Çocuklarımız genellikle sporu çok sever. Genellikle diyorum çünkü çok az bir oranla da olsa bazı çocuklarımız özgüven eksiği yaşıyor ve bu durum onları sadece spora değil her şeye karşı soğuk olmasına neden oluyor. Doğru bir yönlendirme ile spor hem çocuklarımıza özgüven kazandırır hem de hayatlarını düzene sokacak disiplini kazanmalarına yardımcı olur. Spor yapan bir çocuk derslerin yoğunluğu ve spor yapma isteğini göz önünde bulundurarak hayatını bir düzene sokar. Hatta öyle ki söz geçiremediğimiz çocuğumuzun spor yapma isteğini koz olarak kullanıp onları disipline edebiliriz.
Çocuğumuzun bir gününü göz önüne alalım. Sabah saat dokuzda ders başı yapıyorlar ve bunun için en erken sekizde uyanmaları gerekiyor. Öğlenden sonra dörtte okulun bittiğini düşünelim ve beşte antrenman başlayacak. Yedide antrenman bitecek ve eve geldi, duş aldı, yemek yedi, biraz da ders çalıştı falan derken çocuk zaten o günün sonunda bitkin düşecektir. Haftada sadece iki gün bu tempoda gün geçiren çocuğumuz diğer günlerde bu günün yorgunluğunu atmak için yatma, kalkma ve ders çalışma saatlerine daha özen gösterecektir. Yani haftada 2 gün spor yapmak çocuğumuzun diğer 5 gününü de düzene sokacak ve daha disiplinli bir birey olacaktır.
Hafta içi yapılan antrenmanlar disiplin için birebirdir. Tabi bir de hafta sonumuz var. Spor organizasyonlarının en yoğun geçtiği günler ve çocuklarımız için de en çok etkinliğin olduğu günlerdir. Hafta sonunu çocuğumuza bir ödül olarak belirleyip hafta içinde istediğimiz şeyleri yapmaları karşılığında onlara hafta sonu antrenmanlarının ödül olacağını belirtebiliriz. Mesela çocuğumuzun o hafta bir sınavı varsa onu çok fazla zorlamadan tabi bir hedef belirleyip o hedefi tutturduğu zaman hafta sonu antrenmanını hak edeceğini söyleyip onu motive edebiliriz.
Ancak bazen çocuklarımız bu hedefi tutturamayabilir ve bizler bazen bu durumlarda esnek davranmalıyız ki çocuğumuz daha çok baskı altında hissetmesin kendini. Mesela istediğimiz puanı tutturamadı ama gerçekten çalıştı ve bir uğraş verdi. Biz bazen de bu uğraşa ödül vermeliyiz ve onlara her zaman başarmanın değil çalışmanın ve başarmak için inanarak çalışmanın önemli olduğunu aşılamalıyız. Bu şekilde davrandığımız her zaman çocuğumuz için önemli ve olumlu bir adım atmış olacağız ve kazanan çocuğumuz yani biz olacağız.
Unutmayın, çocuklarımız bir yarış atı değildir. Hepsi doktor, mühendis, öğretmen ve ya devlet memuru olamaz, olmayacaktır da. Bu ülkenin sporcuya da sporu seven bireylere de ihtiyacı var. Neden geleceğin yıldız sporcusu bizim çocuğumuz olmasın. Derslerini ön planda tutarak planlı ve disiplinli bir programla spor yapan bir çocuk her zaman geleceğin yıldız adayıdır. Gelecek yıllarda onları göğsümüzü gere gere izlemek için şuan da onlara bu fırsatı verelim ve hayatlarına olumlu bir çentik atalım.
Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?
Çok Doğal
0
Faydalandım
0
Deneyeceğim
0
Öğretici
0
Hadi Canım
0
Beğenmedim
0