Hamileliğin kendiliğinden sona ermesi, kadınların yaklaşık yüzde on ila 15'ini etkileyen bir olaydır. Bununla birlikte, bu grubun yüzde beşi tekrar tekrar bunlardan mustariptir. Bu nedenle tekrarlayan düşüklerin duygusal sonuçları incelenir. Gerçekten de, büyük psikolojik aşınma ve yıpranmaya neden olurlar. Kural olarak, bir düşükten sonra, kadın için fiziksel sonuçlar değerlendirilir, çünkü rahim içi enfeksiyon riski vardır veya kürtaj gerekli olabilir. Bununla birlikte, kısırlığın psikolojik sonuçları genellikle profesyonel ilgi görmez. Bunun ciddi sonuçları olabilir. Bu yazıda tekrarlayan düşüklerin duygusal sonuçlarını hep beraber öğreneceğiz. Şimdiden söylemeliyiz ki, bu konu üreme psikolojisinde sıklıkla gözden kaçan önemli bir konu olduğu için okumaya değer.
Tekrarlayan Düşük
Bir kadının üç veya daha fazla hamileliği kaybettiğinde tekrarlayan düşüklerin meydana geldiği söylenir. Spontane olarak kabul edilebilmesi için istemsiz olması ve gebeliğin 20. haftasından önce gerçekleşmesi gerekir. Veya fetüsün ağırlığı 500 gramdan azdır. Bu koşullar oluşmazsa, intrauterin fetal ölüm olarak kabul edilir. Hamile kadının sağlığı için çeşitli riskler bulunduğundan, düşük yapmanın fiziksel sonuçları izlenmelidir. Örneğin, kanama riski gibi enfeksiyon riski de artar ve adet kanaması, düşükten dört ila altı hafta sonrasına kadar geri gelmez. Bununla birlikte, tekrarlayan düşüklerin duygusal sonuçları genellikle fiziksel olanlar kadar dikkate alınmaz.
Tekrarlayan Düşüklerin Duygusal Etkileri
Bir fetüs 20 haftaya yaklaştığında, ebeveynlerin zihinlerinde onun için bir kimlik oluşturmaya zamanları olmuştur. Ultrason görmüşler, annenin karnının şişkinliği zaten görülebiliyor ve çocuğun cinsiyetini zaten biliyor olabilirler. Bütün bunlar, henüz tam olarak gelişmemiş olmasına rağmen, ailenin gelecekteki bir üyesi olarak görülmesine katkıda bulunur. Bazı durumlarda kadınlarda tekrarlayan mantıksız düşünceler ortaya çıkar ve bu onları birçok yönden kendilerini sorgulamaya sevk edebilir. Bu iç diyalog zamanla devam ederse ve tanımlanmazsa, düşük benlik saygısına, kaygıya veya depresyona yol açabilir. Ek olarak, bir düşük meydana geldiğinde, çiftin her bir üyesi, sevilen birinin ölümüne benzer bir yas yaşar. En yaygın semptomlardan bazıları şunlardır:
• Düşük sırasında şok veya inançsızlık.
• Üzüntü.
• Çaresizlik duyguları.
• Suçluluk hisleri.
• Çaresizlik.
Bazı durumlarda, doğmamış bir kaybın yası bir yıla kadar sürebilir. Buna ek olarak, tekrarlayan düşüklerde depresif belirtiler hayatın bir parçası olarak kabul edilmek ve kabul edilmek yerine bir hastalık haline gelebilir.
Tekrarlayan Düşüklere Bağlı Patolojik Yasın Tahmin Edicileri
Bu kayıp, çocuk sahibi olmaya çalışan herkes için önemlidir. Aslında, duygusal strese eklenen fiziksel sonuçlar kadını depresif bir duruma sokabilir. Ancak, herkes buna uyum sağlamak için aynı güçlü yönlere ve kaynaklara sahip değildir:
• İlişkinin kalitesi: İlişki zayıf olduğunda, düşükle ilgili herhangi bir duygusal uyum daha kötüdür.
• Kişisel üzüntü: Her partnerin tekrarlayan düşüklerin sonuçlarıyla başa çıkmak için kendi yolu olacaktır. Bu bireysel farklılıklar, aralarında çatışmaya neden olarak durumu ağırlaştırabilir.
• Hamilelik arzusu: Beklendiği gibi, çocuk sahibi olma arzusu ne kadar büyükse, kaybın acısı da o kadar büyük olur.
• Kayıptan önce çocuk sahibi olmak: Kural olarak, zaten çocuğu olan çiftler, asla ebeveyn olamama olasılığıyla yüzleşmek zorunda olmadıkları için düşükle biraz daha iyi başa çıkma eğilimindedir.
• Sosyal Destek: Hasta sağlıklı ve destekleyici bir sosyal ağa sahipse, kederi daha hafif olacaktır.
• Kişilik ve duygusal yönetim tarzı: Bireyin duygusal kapasiteleri, depresyon veya patolojik kederi tahmin etme söz konusu olduğunda da önemlidir.
Tekrarlayan Düşüklerin Üzüntüsü İle Nasıl Başa Çıkılır?
Bu makaleyi tekrarlayan düşükler yaşadığınız için okuyorsanız, tekrarlayan bu kayıptan kurtulmanın mümkün olduğunu bilmelisiniz. Bazen, gebelik hedefinize ulaşamazsanız hayatınızın hiçbir anlamı olmayacak gibi görünse de, kendinizi yeniden bulmanız ve mutlu olmanız mümkündür. Öncelikle bu yazıda bahsettiğimiz hususlara dikkat etmelisiniz. Diyabet veya hipertansiyon gibi hastalıklar hamileliği etkileyebileceğinden ve kontrol altına alınması gerektiğinden fiziksel sağlığınızı da göz önünde bulundurmalısınız. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam sürmeli ve hamilelik sırasında tüm sağlık kontrollerinize gitmelisiniz. Son olarak, hamilelik, suni tohumlama veya düşük ile ilgili süreç boyunca size yardımcı olması için bir psikoloğa danışmaktan çekinmeyin. Bu, şu anda yaşadığınız tüm kötü zamanlara rağmen zihinsel sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.