Doğala Doğru Spor

Virüslere Spor İle Savaş Açacağız

Hepimizin bildiği basit bir gerçek vardır ki virüsler vücut ısısını çok sevmezler çünkü vücudumuzun ısısı arttıkça virüslerle savaşacak antikorlar daha aktif hale gelirler. Bunu hastalığın sebep olduğu ateş ile karıştırmamak lazım ama. Spor yaparken artan vücut ısısından bahsediyorum. Bu kısa vadede faydalı olan küçük bir ayrıntı sadece. Sporun virüslere karşı asıl faydası uzun vadede saklı. Şimdi iki insan düşünelim. Hiç spor yapmamış veya fiziksel aktiviteleri az olan bir insanın cılız vücudu ve bu vücudun sahip olduğu sağlıksız, güçsüz ve dayanıksız bağışıklık sistemi. Bağışıklık sisteminin zayıf olması kötü huylu virüslerin en sevdiği vücutlardır. Çünkü karşısına çıkabilecek bir direnç yoktur ve bir dirençle karşılaşsalar bile onları alt etmeleri çok kolaydır. Bu vücutta virüs kafasına göre at koşturur ve yaşar da yaşar. Hastalığın temelini atan virüsler artık vücudu bir yuva olarak bilir orada gelişir, ürer ve çoğalırlar. Bu da vücudumuzun daha da zayıflamasına neden olur. Bir de yüksek fiziksel aktivite yapan ve düzenli spor yapan birini düşünün. Bağışıklık sistemi sağlam. Kanında gezen antikorlar sürekli savaşa hazır. Bu vücuda bulaşan virüs sizce ne kadar dayanabilir bu dirence. Hiç şansı yok. İşte sporun virüse karşı açtığı savaş bu kadar sağlam sonuçlar verir. Korona virüsten bahsedelim biraz. Bağışıklık sistemi zayıf, kronik hastalığı olan ve yaşlı insanlara daha çok zarar veriyor ve can kaybına neden olacak düzeyde vücudumuzu yiyip bitiriyor. Halbuki sağlam bir bağışıklık sistemimiz olsa, sürekli aktif hareket ediyor olsak ve düzenli bir spor programımız olsa bu virüs ne kadar zarar verebilir ki bize. Aynı evde üç kişi bu virüse yakalandık ben, eşim ve annem. Annem yürüyüş yapmaya özen gösteren birisi ama bunu düzenli bir aralıkta yapamıyor ve biraz da kilosu var. Bu yüzden virüsü en ağır geçiren annem oldu. Eşim aktif çalışan biri ancak yeni anne olduğu için bir süredir az hareket ediyordu ve o biraz daha halsiz atlattı. Ben ise hem uzun süre spor yapmamın hem de aktif çalışıyor olmamın sayesinde günlük hayatımdaki halimle virüsü atlattım. Yani anlatmak istediğim şu sevgili arkadaşlar. Ne kadar aktif, hareketli olursak bağışıklık sistemimizin virüslerle savaşını o kadar kolay kazanırız. Hem korona virüse hem de diğer kötü huylu virüslere karşı. Hepimizin ateşler içinde yattığı, halsizlikten başını yastıktan bile kaldıramadığı hastalıkları olmuştur. Maalesef ki bu tür hastalıklar bir şekilde başımıza geliyor. Ancak aktif bir kişinin yatarak geçirdiği gün sayısı ile daha az aktif bir kişinin yatakta geçirdiği gün sayısı neredeyse yarı yarıya fark ediyor. Sporcu bir kişi 1 gün ağır yatıyor 1 gün biraz daha hafif geçiriyor üçüncü gün artık iyileşme evresine dönüyor. Ancak spor yapmayan ve fiziksel aktivitesi az olan kişinin ağır geçirdiği gün ve iyileşme süresine geçeceği gün sayısı neredeyse 2 3 kat artıyor. Bu yüzden aktif bir hayat geçirmeye özen göstermeliyiz. Spor, egzersiz veya fiziksel aktivite. Hayatımızın daha kaliteli geçmesini sağlayan üç önemli etken. Bunları düzenli ve programlı olmasa da en azından olabildiğince fazla yapmaya özen göstermeliyiz. Güne başlamadan veya günün sonunda hafifte olsa yürüyüş veya koşu yapalım. Gün içinde yürüme mesafesinde olan yerlere giderken araç kullanmayalım veya bisiklet kullanalım. Merdiven inip çıkalım. Hareket etmeye üşenmeyelim. Eğer bugün hareket etmeye üşenirsek yarın hastalandığımızda cefasını çekeriz. Ne kadar çok hareket o kadar çok sağlık sloganı hep hayat felsefemiz olsun. En ufak hareketleri bile değerlendirelim. Suyumuzu kalkıp kendimiz alalım. Haftada bir halı saha maçı yapalım. Haftada 3 gün yürüyüş günümüz olsun. Hafta iki gün fitness günümüz olsun. Olsun yani arkadaşlar bunlardan biri veya birkaç tanesi muhakkak olsun. Yoksa sağlıksız bir gelecekle karşı karşıya kalacağız ve vücudumuza giren her virüse karşı savaşımızı kaybedeceğiz. Daha sağlık bir gelecek ve sağlık bir nesil için hem biz egzersiz ve spor yapalım hem de çocuklarımızı bu doğrultuda büyütelim. Sporla olun sağlıkla kalın.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi