Sağlık

Doğadaki Eczane

* Doğanın şifa kaynağı olarak kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bilgiler de bunu kanıtlamaktadır * Çok eski zamanlardan günümüze kadar uzanan bu kadim bilgelik, uzmanlar arasında zaman zaman görüş ayrılıklarına neden olsa da halk arasında hala kabul görmektedir. * Covid 19 lu günlerde sağlığımızın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anladık. Doğanın bize sunduğu eşsiz mucizelerinden yalnızca biri olan bitkileri tanıyalım. * Bu yazı dizimiz de bitkilerle tedavinin tarihinden başlayarak doğa ananın biz çocuklarına armağan ettiği mucizeleri tanıyalım. Yalnız bitkileri tek başına tedavi yöntemi olarak kullanmamamız, mutlaka hekimlere de başvurmamız gerektiğini unutmayalım. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) geleneksel tıbbı (bitkisel ilaçlar da dahil olmak üzere); modern tıbbın gelişiminden ve yayılışından önce varolmuş ve günümüzde halen kullanılan tedavi edici yöntemler olarak tanımlamaktadır. Dünya üzerinde insanoğlu var olduğu sürece bitkileri beslenme ve tedavi benzeri amaçlarla kullandığı düşünülmektedir. Bitkisel ilaçlar, dünya popülasyonun %75-80 inde kültürel uygunluğu, insan vücudu ile uygunluğu ve daha az yan etkisi olduğu için temel sağlık hizmeti olarak kullanılmaktadır. Bitkiler tedavi edici özelliği, Hindistan, Çin, Mısır, Yunan, Roma ve Suriye kaynaklarında 5000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır. Hindistan yazıtları Rigveda, Athervaveda, Charak Samhita ve Sushruta Samhita buna kaynak gösterilmektedir. Birçok konvensiyonel ilaç bitki kaynaklarından üretilmiştir. Aspirin (söğüt kabuğundan), digoksin (yüksükotundan), kinin (cinchona kabuğudan), morfin (afyon çiçeğinden) vs. İlaç firmalarının farmakolojik olarak bitkileri tarayarak ilaç geliştirilme çalışmaları devam etmektedir.     Yeni Taş Devri (MÖ 8000-5000) Paleolitikten neolitiğe geçiş periyodu, yiyecek toplayıcılıktan yiyecek üretim ekonomisine geçiştir. Taş cilalanmış, çiftliliğe yardım ve ağaçları temizlemek için aletler yapılmıştır. Göl yaşamı sürdürenler, içlerinde medikal özelliklere sahip olanların hatırı sayılır miktarda olduğu 200 ün üzerinde farklı bitkiyi toplamış ya da işlemişlerdir. Mezopotamya Mezopotamyalı hekimlerin yetenekleri hakkındaki yazılı kanıt kaynakları Hamurabi Kanunlarına dayanır. Bu koleksiyon bir tablet üzerinde değil, cilalanmış büyük diyorit bloklar üzerinde yazılmış olarak bulunmuştur. Bu yazıtlardan bir tanesi anti bakteriyel ajan olarak da hareket eden başlıca susam yağı içeren sargı uygulamasını tavsiye eder. Tıbbi bitkilerin kullanımı ile ilgili bilgiler içermektedir. Çin Geleneksel Çin tıbbı, kadim bilgi ve birikimin günümüzdeki sağlık hizmetlerinin bütüncül yaklaşımına nasıl uygulandığının önemli bir örneğidir. Geleneksel Çin Tıbbı 3000 yıldan daha uzun bir geçmişe sahiptir. Her ne kadar akupunktur, Geleneksel Çin tıbbının bir parçası olarak batıda tanınmış olsa da, bitkisel ilaçlar Geleneksel Çin tıbbının az bilinen ve hakkında birçok yanlış anlaşılma bulunan asıl büyük parçasıdır. Geleneksel Çin tıbbında kullanılan maddeler genellikle Çin bitkisel ilaçları olarak anılmaktadır. Fakat teknik olarak bu doğru değildir, kullanılan maddelerin bir kısmı bitkilerden değil hayvanlardan ya da minerallerden de elde edilmektedir. Genel olarak kullanılan bu terim kabul edilmektedir. Çin’in materia medica hakkındaki ilk kitap olan “Shen Nong Ben Cao Jing”ın (Kutsal Çifçi‟nin Materia Medica Klasiği),  Çin Doğu Han Hanedanlığına (25-220 M.S.) kadar uzanmaktadır. Kitapta yılın her günü için bir adet olarak 365 kayıt bulundurmaktadır. Bu kayıtlar botanik (252 kayıt), zoolojik (67 kayıt) ve mineral (45 kayıt) maddeleri içermektedir. Literatür devam eden hanedan boyunca yeni ilaçların eklenmesi, bilinen ilaçların yeniden değerlendirilmesi ve yeni kullanım alanlarının eklenmesi ile geliştirilmiştir. Bu gelenek 25 yıllık bir projenin “Zhong Yao Da Ci Dian‟ (Geleneksel Çin İlaçları Ansiklopedisi) adı altında 1977 yılında yayımlanması ile günümüze kadar devam etmiştir. Bitkilerden elde edilen 4,733, hayvanlardan 740, minerallerden 82 ve bu kaynaklardan elde edilen 172 ürünlerden oluşan 5,767 kayıt içermektedir.   Mısır Bitkilerin tedavi amaçlı kullanıldığını kanıtlayan, M.Ö. 1600‟e dayanan Ebers Papirüsü 1873 yılında bulundu. Eber papirüsü 20,23 metre uzunluğunda ve 108 sütunluk bir yazıttır. Amenophis I (1536 M.Ö.) hükümdarlığına kadar eskiye dayanmaktadır. Bu papirüs birçok araştırmacı tarafından tercüme edilip yayımlanmıştır. Grundriss‟e göre farklı kaynaklardan derlendiğini işaret eden kaotik olarak düzenlemiş tıbbi tavsiyeler bulundurmaktaydı. Ebers papirüsünde farklı sakatlık, hastalık ve rahatsızlıklar için gruplandırılmış halde reçeteler bulunmaktaydı. Papirüsü yazarı, büyük ihtimalle bir hekimdi, yazıt hekimlik sırlarından bahsetmekteydi. Herodot mısırlı hekimlerin işlerinde uzman olduğu yazmıştır ki bu da Ebers papirüsü ile doğrulanmaktadır. Hindistan Eski Hindistan tıp ve eczacılığına dair çok az şey bilinmektedir. Arkeolojik kanıtlar Hintliler yaklaşık M.Ö. 2500 yıllarında yerleşik hayata geçtikleri göstermektedir. Şehirleri hijyen ve temizlik açısından özenle donatılmış sistemlere sahiptiler. Tüm bu anlayış sağlık için duyulan özeni göstermektedir. Daha sonra Aryanların Hindistan`ı işgali ile Vedic çağı yaklaşık M.Ö. 1500 lerde başladı. Rgveda yazıtı Soma ve bitkiler için ilahiler içermektedir. Ayuverda terimi Ramāyana ve Mahābhārata eski versiyonları ve Atharvaveda da geçmektedir. Suśruta cerrahi alanda çığır açması ile övgüleri almaktadır. Susruta hem tıp doktoru hem de eczacıdırlar ve 1000 den fazla bitkiyi incelemiştirler. Roma Bilinen eski Yunan tıbbi bilgileri uygulamalarının kaynağı Homeros tur. İlyada ve Odyse, M.Ö. 8.yüzyıla dayanan iki destansı şiirdir. Bu iki eserden İlyada yara tedavisi ve bakımı ile ilgili bilgiler içermektedir. Yaraların tariflenmesinden öte, Homer yaralı bir savaşçıya uygulanan bakımı da anlatmaktadır. Bu kaynaklardaki bilgiler, yaranın kendisini tedavisinden ziyade yaralı kişinin rahatı üzerinedir. Savaşçıların içinde bandajlama ve bitkisel ilaçlar ile iyileştirme sanatında ustalaşmış az sayıda kişi de bulunmaktadır. Daha sonradan ilahlaştırılan efsanevi şifacı Asclepius un oğlu Machaon da bu doktorlar arasında idi. Machaon yaralandığında, rendelenmiş keçi peyniri ve arpa serpiştirilmiş bir kupa sıcak şarap ile tedavi edilmişti. Arabistan Botaniğe en fazla katkıyı İspanyol Müslümanlar yapmıştır ve bazıları ortaçağın en iyi botanikçileri olarak bilinmektedir. Dikkatli gözlemciydiler ve palmiye ve kenevir gibi bitkilerin cinsel farklılıklarını keşfettiler. Dağlarda deniz kıyılarında ve uzak diyarlarda botanik bitki arama görevi ile gezmişlerdir. Bitkileri tohumdan yetişen, fidandan yetişen ve yabani olarak yetişenler şeklinde sınıflandırmışlardır. Arap botanik tıbbının modern kullanımının eski Arap tıbbından tarihi kökleri vardır. Arap otacıları, farmakolojistleri, kimyacıları ve hekimleri Mezopotamya, Yunanistan, Roma, İran ve Hindistan kökenli eski tıbbi uygulamaları benimsemiştirler. İmmün sisteminin keşfi, mikrobiyoloji biliminin tanınması, ilaçın farmakolojik bilimden ayrılması gibi birçok tıbbi keşif Arap hekimler tarafından yapılmıştır.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi