Gez Gör Yaşa

Ara Güler’in Keşfettiği Afrodisias Antik Kenti’nin Gizli Kalmış Hikayesi

Türkiye’nin en değerli fotoğraf sanatçılarından biri olan Ara Güler’in 1964 yılında yaşadığı bir hikayeye götürüyoruz şimdi sizi… Bir baraj açılışı için fotoğraf çekmek amacıyla Aydın çevresine giden Ara Güler,  iş çıkışı yolunu kaybeder ve gecenin karanlığında nereye gittiğini bilmeden yürür. Az ileride, bayırın diğer ucunda bir ışığın olduğunu görür ve rotasını bu yöne doğru çevirir. Uzun bir yürüyüşün ardından vardığı bu noktadaysa adete gördüklerine inanamaz. Çünkü gördüğü manzara, tarihi bir yerleşim yeri olur. Burada yaşayan insanları görür. Tarihi eserlerden masa yapan adamları, lahitlerin içinde üzüm şırası süzen kadınları görür. Bütün gece konuk olduğu bu yerde, durmadan fotoğraf çeker ve ertesi sabah İstanbul’a dönerek dün gece keşfetmiş olduğu bu yerle ilgili bir bilgi arar. Ancak herhangi bir iz, bir bilgi bulamaz. Çünkü burası henüz keşfedilmemiş tarihi bir kenttir. Bu olaydan kısa bir süre sonra çektiği fotoğrafları Times dergisine gönderen Ara Güler, keşfettiği bu kentle adeta dünyanın ilgisi haline gelir.

Amerika’da bu fotoğrafları göre arkeologlar Türkiye’ye gelmeye karar verir ve akabinde bu tarih kokan bölgenin Afrodisias Antik Çağ Başkenti olduğunu keşfederler. Yıllardır gizli kalmış Afrodisias Antik Kenti’nin hikayesi Ara Güler’in fotoğraflarıyla yeniden kendini hatırlatır.

Afrodisias Antik Kenti’nin Hikayesi

Aydın’ın Geyre Mahallesi’nde yer alan Afrodisias Antik Kentinin tarihi, Milattan Önce 5. bin yıllarına dayanır. İlk zamanlarda sadece küçük bir köy olan bu bölge, Milattan Önce 2. yüzyılda şehirleşme hayatının başlamasıyla beraber kent devleti pozisyonuna yükselmiştir. Roma İmparatorları’ndan Augustus’un yerine gelen Octavian tüm Asya coğrafyasından kendine bu bölgeyi seçmiş ve koruma altına almıştır. Yaşayan halka   özerklik verilmiş ve bölgenin hızla gelişmesi sağlanmıştır. Günümüzde UNESCO Dünya Kültür Mirasları listesinde bulunan bu kent,  jüri tarafından da “En İyi 10 Antik Kent” arasında gösterilir.

 

Afrodisias Antik Kenti’ndeki Kalıntılar

Antik kentler arasında ayrı bir öneme sahip olan Afrodisias Antik Kenti, Afrodit Tapınağı ile ün salmıştır. Geyre bölgesinde bulunan bu antik kent, mermer ocaklarına da yakın olması nedeniyle heykel sanatında kullanılan mermerlerin de gelişmesine neden olmuştur. Kentin önemli bir geçim kaynağı haline gelen mermercilik, bu bölgeden dünyaya olan kapılarını da açmıştır. UNESCO tarafından en dikkat çekici özelliği olarak görülen bilginin de “varlık alanı içinde bulunan ocaklardan çıkartılan mermerden yerel okullarca işlenen heykeltıraşlık eserlerinin yayıldığı Akdeniz havzasında bıraktığı derin kültürel etki” olduğunu söyleyebiliriz. Dönemin Antik Yunan ve Roma mimarisinin de izlerini taşıyan bu bölge kent özellikleri açısından da döneme bir ayna tutmayı başarıyor.

 

Afrodisias Antik Kenti’nde Keşfedilenler

Afrodisias Antik Kenti’nin ören yerinde hala daha yeni yapıtların keşfedildiğini söyleyebiliriz. Her kazı çalışmasında, arkeologları şaşkına uğratan bu bölgede, birçok farklı çağın kalıntısı mevcut. Bronz Çağ’dan izler taşıyan bölge, aynı zamanda Helenistik ve  Klasik dönemden izler taşıyor. Geniş bir çağ ölçeğine sahip Afrodisias Antik Kenti’nde Lidya döneminden kalma seramik tabaklar, yüzlerce farklı şekillerde tasarlanmış putlar ve Manierist Stil’ini yansıtan yontma taşlar da keşfedilen diğer parçalar olmuştur.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi