Antalya (Kaş) Patara :Türkiye’nin Doğal

Akdeniz’in en güzel yerleşim yerlerinden biri olan küçük tatil köyü, aynı zamanda tarih meraklıları için de oldukça büyük bir antik kenti barındırması da büyük bir artı, öyle ki oraya vardığınızda sizi önce antik dönemden kalan kalıntılar karşılar çok heyecanlanırsınız, bu tarihi yapılardan sonra muhteşem gün batımlarının izlendiği bir çöl görünümünde olan plaj vardır, patara’nın denizine girdiğinizde ne kadar yüzerseniz yüzün su hep belinize geliyor, kısacası çocuklar için devasa bir havuz diyebilirim, ayrıca denizi oldukça dalgalı, zaten patara’nın denizinin en büyük özelliği baya dalgalı oluşu, öyle kafelerle bunaltılmamış saf bir doğayı insanlara sunan muhteşem gezilip görülesi tarih kokan cennet kokan muazzam bir yer.

Anadolu uygarlıklarından Likya'nın önemli limanlarından biri olan Patara, doğanın cömert davrandığı bir bölgede yer alıyor. Çölü anımsatan kumları, tertemiz denizi ve çam ormanlarıyla ünlü yöre, bünyesinde birçok sürprizi saklıyor. Patara antik kenti, 15 kilometre boyunca devam eden sahil bandının hemen gerisinde kurulmuş. Tiyatro, su kemerleri, anıt mezarlar, lahitler ve kilise, arkelojik çalışmalar sonucu gün ışığına çıkarılanlardan. Fakat kentin önemli bir bölümü, rüzgârlarla bir yerden bir yere taşınan kumların altında saklı. Patara'da yerleşim alanı, Gelemiş köyü antik kentinin 2 kilometre gerisinde yer alıyor, açıkçası beni tarihiyle, doğasıyla heyecanlandıran listesinin başına girdi. Buraya gittiğinizde tüm ülkelerden insanlar görmeniz mümkün, özellikle İngilizlerin ayrı olarak hayran oldukları bir yer diyebilirim

Ayrıca şu ilginç bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum, Antalya’nın kaş ilçesi sınırlarındaki patara antik kenti, uzunca bir süredir üç ayrı koruma statüsü bulunan bölgede yapımına izin verilen villalarla gündeme geliyor, bırakın Türkiye’yi, dünyanın önde gelen çevre örgütleri bile Patara’nın villalarla kurban edilmemesi için harekete geçmiş durumda, ancak Patara’da tartışmalara neden olan bir başka konu da, Likya birliği Meclisi’nin toplanma yeri olan antik yapının, "dünyada demokrasinin uygulandığı ilk meclis" olarak tanıtılması ve dünya parlamento başkanlarını burada bir araya getirerek, "demokrasinin dünyada ilk kez Patara’da uygulandığı" mesajını dosta düşmana duyurma projesi olarak anılıyor.

Upuzun kumdan sahili, sığ denizi, eğlenceli dalgaları ve yakınındaki antik kentiyle bu muazzam yere nasıl gidilir derseniz buyursunlar efendim.

Nasıl Gidilir?

Eğer uçak yolculuğu yapmak istiyorsanız bunun için;
Patara'ya en yakın havalimanı Dalaman. 110 kilometre uzaklıkta. Fethiye - Kaş karayolu üzerinde bulunan Patara'ya, Kaş ve Kalkan'dan direk otobüs seferleri var.
Anayol üzerindeki sapaktan içeriye giden Patara minübüslerine, cüzi bir ücret ödüyorsunuz.
Fakat gitmeden önce kalacağınız otel ve pansiyona önceden haber verdiğinizde otel görevlileri veya pansiyon sahipleri sizi servis araçlarıyla karşılayıp, dönüşte biletinizi ayırtıp, otobüse kadar bindiriyorlar.
Bu arada Patara'da oto kiralama acentaları, Marmaris, Pamukkale, Afrodisias, Bodrum gibi turistik merkezlere tur düzenleyen şirketler de var.
Yolculuğunuza özel araçla çıkmak istiyorsanız, karayollarının titiz çalışmaları sonucunda virajlardan kurtarılarak kısaltılan geniş ve rahat bir yolla, Antalya - Kaş veya Dalaman - Göçek yönünden Patara'ya ulaşabilirsiniz.
İstanbul çıkışlı olanlara sevindirecek bir haberim daha var, bilecek rampası genişletildi ve asfaltlandı, Bu yüzden yolculuğunuz daha rahat olacaktır.

Yolculuğumuzu tamamladıktan sonra gelelim, nerede kalacağınıza, benim önerilerimi dikkate alacağınızı bildiğim için yine siz değerli okuyucularımı evinizdeymişsiniz gibi rahat edeceğiniz muhteşem bir konaklama yerinden bahsedeceğim.

Nerede Kalınır?

Patara, yüksek turizm kapasitesine sahip turizm merkezlerinden biri, bu bölgede ekonomik fiyatlı pansiyonlar ve oteller yer alıyor. Otelde ya da pansiyonda kalma kesinlikle sizin tercihiniz olan bir şey.
Yalnız benim size önereceğim yer; Zeybek Pansiyon.
Zeybek Pansiyonu 1989 yılından bu yana Hüseyin Bey ve ailesi işletiyor, tam bir aile işletmesi, kesinlikle dışarıdan yabancı hiç kimseyi pansiyonlarında görevlendirmiyorlar.

Oraya vardığınızda sizi sıcak ve samimi karşılamasıyla adeta kendinizi bir akrabanızı ziyaret etmişsiniz gibi hissedeceksiniz.
Hüseyin Bey ve ailesinin işlettiği pansiyona pansiyon demem biraz ayıp oluyor desem yeridir, bağ evi mi desem otel mi desem, doğa ve deniz ile iç içe muazzam bir villa mı desem bilemiyorum ama hepsini içinde barındırıyor bu tesis.
10 odası bulunan yemyeşil muazzam bu tesisin, odaları kendi evinizden farksız olarak tertemiz ve odalarda aynı zamanda klima,duş&wc kettle(su ısıtıcı) kablosuz internet, buzdolabı, balkon bulunmaktadır, yani bütün yine imkanlar sizler için düşünülmüş, dilediğiniz zaman yine kendi yaptıkları akşam yemeklerinden sizlere sunuyorlar.

Üstelik tesis Patara Merkezine sadece 1 dakika yürüme mesafesinde, denize ise 2 kilometre mesafede.
Oraya gittiğinizde üzümlerin bol yeşilliklerin, kocaman havuzu olan bir yerde bulacaksınız kendinizi daha girer girmez oradan ayrılmayacağınıza eminim, cennetin Dünya’daki hali desem kesinlikle abartmış olmam.
Hüseyin bey ve ailesi siz konuklarına kahvaltıyı ücretsiz olarak veriyor, üstelik kahvaltılık ürünleri yine kendisinin ve ailesinin ürettiği ve yetiştirdikleri malzemelerden oluşuyor, bal, tereyağı, yeşilliği, zeytini, peyniri hepsi doğal ve hepsi birbirinden lezzetli.

Kahvaltınızı yemyeşil doğa ile iç içe yapıyorsunuz, sonrasında eğer denize girmek isterseniz denizinize giriyorsunuz, dilerseniz de ailenizle çocuğunuzla yine tesisin içinde bulunan kocaman havuzunda yüzme şansınız da var üstelik. İnsan daha ne ister ki ?
Eğer ben değişik bir şeyler yapmak istiyorum diyorsanız eğer, tesisin sizi mutlu ve memnun etme hizmetleri sınır tanımıyor, Hüseyin bey bu konuda bir tesis olarak çıtayı fazla yükselttiğini söyleyebilirim.
Çünkü yine değerli konuklarına kendi organize ettiği ata binme-kano yapmak - tekne turları - jeep safari - dalış - paraşütle atlama - kültür turları - doğal yerlere ziyaret - araç kiralama gibi her türlü imkânları size sunuyor.
Tüm bu imkanları sunarken 5 yıldızlı bir otele dünyalar kadar para dökmeye gerek yok, üstelik bir aile evinde hatta bir akrabanızın evinde gibi kendinizi hissedeceksiniz.

Akşamları tarih kokan bu muazzam yerde hoş sohbetlerinizi ederken, Hüseyin bey ve ailesi bu bölgenin size hoş sohbetleriyle kısaca tarihinden bahsediyorlar, burada insan zaman nasıl geçiyor bilmiyor.
Hüseyin Bey aynı zamanda siz değerli dogaladogru.com okuyucularına özel ekstra indirim yapacaklarını da söyledi, zaten fiyatları birçok yere göre oldukça da çok uygun.
Gittiğinizde Hüseyin Bey ve ailesine selamımı söylemeyi unutmayın ve keyfini çıkarın :)

Ne Yenir?

Gelemiş köyü çarsısı içinde, bahçeli ve çok sayıda kır lokantası var. Piliç çevirme, ızgara yapanlar, Yörük çadırı dekorlu yer sofralı gözlemeciler ve kafeler arasında seçim yapmak hayli zor oluyor.
Köy meydanı, PTT yanında bulunan pizzacı yabancı turistlerin en çok rağbet ettiği yer.
Pizza çeşitlerinin yanı sıra, et, tavuk çeşitleri ve özellikle pastane bölümündeki tatlılar ile bu pizzacı özellikle büyük ilgi çekiyor.

Hemen Restoranın yanı başında ilginç bir de bar bulunuyor, açık havalı vitamin barda oturanlar, içkilerini içerken bir yandan da hedef tahtasına ok atışı yapıyorlar.
Bir başka seçenek ise, bahçe içi, ağaç altı, fonda çalan hafif müzik eşliğinde vitrinden seçeceğiniz soğuk mezeleri, et, tavuk balık siparişlerini, samimi servisi ile Florya restoran bulunuyor.
Ayrıca bu bölgede yine gideceğiniz eğleneceğiniz, hoş şarkılar dinleyeceğiniz mekanlar da bulunuyor.

Alışveriş Zamanı

Patara'da yapılacak alışveriş etkinlerinin en önemlisi, yöresel ürünlerin satıldığı çarşı içinde kurulan pazarda alışveriş yapmak.
Burada gerek yerli gerekse yabancı turistler kendi yörelerinde bulamayacakları, otları, taze sebze ve meyveleri bulma şansına sahipler.

Yöredeki köylerde yapılan el işi ürünler ayrı olarak çok güzeller, Gelemiş Köyü içinde bulunan dükkanlarda bölgeye özgü ürünleri bulmanız mümkün.
Patara'da, en gözde aktivite sultan Han isimli çiftlikte yetiştirilen Hafringer cinsi atlarla, 60 - 70 kilometre süren safariye çıkmak...
Zaten Zeybek Pansiyon’da konakladığınızda Hüseyin Bey bu konuda size yardım etmektedir.

Patara’ya Gezin-Görün ve Yaşayın

Patara'da yapabileceğiniz alternatif turizmde bir başka keyif de, kum tepelerinde yaşanıyor. Gün batımında önce sararan, sonra kızıla boyanan kum tepeleri üzerindeki dalga hareketlerini, gölgeleri ve bir yüzü karanlıkta kalan tepe siluetlerini izlemek veya fotoğraflamak bile, başlı başına Patara'ya geliş nedeni olabilecek özellikte.
rüzgârla kapanan ayak izlerine birebir şahit oluyorsunuz, denize batan güneşten önce buraya gittiğinizde ortaya çıkan pastoral kompozisyonlar sizi büyüleyecektir.

En sevdiğim kısmı ise bu yerin tarih kokması, Anadolu uygarlıklarından Likya'nın önemli limanlarından biri olan Patara, doğanın fazlasıyla cömert davrandığı bir antik kent ve tatil yöresi.

Kesinlikle gitmeniz görmeniz ve yaşamanız gereken cennet ve tarih kokulu muazzam bir yer. Şimdiden iyi tatiller dilerim :)