Kültür

Balıkçı'nın Düşünce Dünyasına Yolculuk

Halikarnas Balıkçısı, son yüz yılın belki de en önemli düşünce adamlarından birisiydi. Sadece yazar kimliğiyle değil aynı zamanda mitoloji ve kültürel tarih konularındaki fikirleriyle de oldukça özgün ve yapıcı bir kişiliğe sahipti.

Herkesin bildiği sürgün döneminde Bodrum’a aşık olan yazar, bu kente kattıklarının yanı sıra kentin ona kattıklarıyla da düşünce dünyasını zenginleştirmiştir. Şehrin mistik havası onu büyülemiş ve o da bu büyüsel ortama kayıtsız kalamamış ve ortaya birbirinden değerli çalışmalar çıkarmıştır.

Ürettiği eserler ve bilim dünyasına kazandırdığı fikirler ile hem dönemin edebiyatçılarını hem de ardıllarını etkilemiştir. Halikarnas Balıkçısı’nın özellikle mitoloji ve Yunan tarih mitiyle ilgili öne sürdükleri çarpıcıdır.

Dünyanın neredeyse üzerinde hemfikir oldukları Yunan mitolojisi konusundaki görüşleri üzerine eğilmek gerekiyor. Çünkü Yunan mitolojisi olarak bilinen birçok figürün, kahramanın ve olayın kökeninin aslında Anadolu Mitolojisi olduğunu ileri sürmektedir. Bu bilgiyi daha da açarak Anadolu kültürü olmasaydı Yunan kültürü de olmaz savını öne sürmüştür. Hatta Anadolu’nun özgürlük ve demokrasi ile yönetildiği bir dönemde Yunan topraklarında Sokrates idama mahkum edilmektedir. Tüm bu tezleri öne aldığımızda ortaya çıkan sonuç aslında Türk kültürünün de beslendiği ve yüksek mitolojik özelliklerinin aslında Yunan mitlerinden çok daha ileri olmasıdır. Çünkü Türk mitolojisi kaynaklarını aldığı Altaylar dışında bir de Anadolu mitolojisiyle mayalanmıştır. Hatta bugün Yunan miti ya da kültür ögesi olarak bilinen birçok ögenin kökeninde yine Türkler vardır.

Atatürk’ün Türk Tarih Tezi ile Balıkçı’nın fikirleri arasındaki paralellik ve onun evrensel anlayışının mitoloji konusunda nasıl yeni ufuklar açtığını görebiliriz. Mustafa Kemal A

tatürk’ün de en aşağı kırk asırlık Türk yurdu olarak gördüğü bu toprakların kökeninde yüksek bir Eti, Sümer kültür damarı olduğunu da görebiliyoruz.

Balıkçı’yı sadece bir edebiyatçı olarak görmeden onun mitoloji ve disiplinlerarası birçok konuda referans olacağını unutmamalıyız. Karşılaştırmalı mitolojiye çok önemli katkılar sunan Balıkçı’nın görüşleri ve ortaya koyduğu Mavi Anadoluculuk tezi çok büyük bir dikkatle incelenerek bilimsel kürsülerde okutulmalı ve geliştirilmelidir.

Balıkçı’nın fikirleri ve kitapları yolumuzu aydınlatmaya devam ederken onu biz bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyoruz. Merhaba Balıkçı!

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi