Yaşam

Beyniniz Modern Yaşamla Nasıl Başa Çıkıyor?

Modern yaşamın talepleri beyninize ve zihinsel sağlığınıza zarar verdiği aslında açık ve net olarak ortada. Gerçekten de, toplumsal taleplerin hızı ve yoğunluğu, hayatınızı deneyimleme ve yaşama şeklinizi şekillendirir. Bu yeni yaşam tarzı, çok yönlü bir dizi teknolojik, bilimsel ve ekonomik değişiklikten etkilenir. Ayrıca modernitenin size yüklediği dayatmalar vücudunuzdaki kortizol (stres) seviyelerini yükseltir. Stres aslında uyarlanabilir bir tepkidir, ancak sürekli ve yüksek seviyelerde üretildiğinde beyniniz için bir sorun haline gelebilir. Yapılan çalışmalarda, kronik stresin beyinde değişiklikler ürettiği bulundu. Bu değişiklikler, kronik stres yaşayan kişilerin neden duygudurum ve kaygı bozukluklarından mustarip olma olasılığının daha yüksek olduğunu açıklıyor. Bu çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, kronik stresin beyin üzerindeki etkisini incelemek için çeşitli deneyler yaptılar. Stresin nörojenezi azalttığını ve oligodendrojenezi teşvik ederek hipokampal işlevi değiştirdiğini keşfettiler. Bu, beyaz maddenin hücresel bileşimini ve yapısını değiştirir. Medya, bilimsel gelişmeler ve tüketimin katlanarak artması hayatımızın her köşesini o kadar hızlı değiştiriyor ki uyum sağlamak zor olabilir. Peki beyniniz modern yaşamı nasıl ele alıyor? Gelin hep beraber bakalım.

Beyniniz Modern Yaşamla Nasıl Başa Çıkıyor?

Modern yaşamın talepleri, beyninizin prefrontal lobdan sorumlu olan yürütücü işlevleri tarafından yönetilir. Yürütücü işlevlerin temel unsurları şunlardır:

•    Beklenti ve dikkat gelişimi.
•    Dürtü kontrolü ve öz düzenleme.
•    Zihinsel esneklik ve geri bildirim kullanımı.
•    Planlama ve organizasyon.
•    Problemleri çözmek için etkili strateji seçimi.
•    İzleme.
•    Bu becerileri entegre ederek, bir konuşmanın özünü anlayabilir ve başka bir kişinin ne düşündüğünü veya hissettiğini hayal edebilirsiniz. Otizm gibi prefrontal korteks hastalıkları olan kişiler bu son iki eylemi gerçekleştiremezler.
Ardından, beyninizin modern yaşamla başa çıkmasına yardımcı olan yürütme faaliyetinin temel işlevlerini gözden geçireceğiz.

Engelleyici Kontrol

Bu yönetici işlev, dürtülerinizi düzenlemek ve eylemlerinizi içinde bulunduğunuz duruma uygun olana yönlendirmek için dikkatinizi, davranışlarınızı, düşüncelerinizi ve duygularınızı kontrol etmenizi sağlar. Bu yetenek sayesinde 'hayır' diyebilirsiniz. ' bu web sitelerinin her zaman size satmaya çalıştığı o ürünü satın alma konusundaki zorlu arzuya. Sahip olduğumuz nesnelerle, sahip olduğumuz bilgilerle ve biriktirdiğimiz bilgilerle özdeşleştiğimiz tüketimci toplumlarda yaşıyoruz. Bu nedenle, beyniniz davranışlarınızı kontrol edemiyorsa, imkânsız bir yaşam tarzına maruz kalırsınız. Aslında, arzularınızın hiçbirinden kaçamazsınız. Aslında, engelleyici kontrol olmadan, dürtülerinizin insafına kalırsınız: sürekli tüketmek, saldırmak, yemek, hakaret etmek, vb. Ancak, engelleyici kontrol size düşüncesiz olmak yerine tepkilerinizi seçme ve değiştirme yeteneğini geri verir. Böylece, uyaranlarla dolu modern bir dünyada, engelleyici kontrol, dikkatinizi belirli uyaranlara odaklamanıza ve gerçekleştirdiğiniz görevlere müdahale edenleri filtrelemenize yardımcı olur.

Bilişsel Esneklik

Bu, bir görevle karşı karşıya kaldığında çevresel koşullara uyum sağlama yeteneğidir. Esnekliğin bir yönü, perspektiflerinizi uzamsal veya kişilerarası olarak değiştirebilmektir. Bunu yapmak için mevcut bakış açınızı engellemeniz ve farklı bir bakış açısı benimsemeniz gerekir. Bu anlamda bilişsel esneklik, engelleyici kontrol ve işleyen hafıza gerektirir ve buna dayanır. Bilişsel esneklik, kişilerarası sorunların çözümünü de. Bunun nedeni, şunları yapabilmesidir:
•    Yeterli derecede engelleyici kontrol ile tepkiler üretmek. Bu, kendi arzu ve ihtiyaçlarınızın tatminini başkalarının arzularıyla birleştiren işlevsel çözüm alternatiflerine dönüşüyor.
•    Bu tür alternatiflerden elde edilen olumlu bilişsel, duygusal ve davranışsal sonuçları göz önünde bulundurmak. Zaten bakacak olursak gerçekten de modern toplum değişiyor, dövülebilir ve üretici ve tüketici pazarının sürekli taleplerine uyum sağlamak zorunda.

Bu istikrarsız ve belirsiz bağlamda, insanlar toplumun akışına giderek daha hızlı uyum sağlama yeteneğine ihtiyaç duyarlar. Başka bir deyişle, esnekliğe ihtiyacımız var. Aralıksız çalışması, bilişsel talepleri ve belirsizlikleri ile modern yaşam, bizi beynimizin çalışma şeklini etkileyen, giderek daha hızlı tempolu ve stresli bir yaşam biçimine doğru götürüyor. Ancak bu olağanüstü organ her zaman içinde yaşadığı ortama uyum sağlamayı başarır.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi