Yaşam

İstediğimizi Duymaya ve Görmeye Neden Olan: Doğrulama Yanlılığı

Oturup çoğu zaman düşünmüşsünüzdür belki, "İnançlarımız ve doğrularımız nereden geliyor? Yılların deneyimi ve elinizdeki bilgilerin nesnel analizine dayanarak kanaatlerinizin rasyonel, mantıklı ve tarafsız olduğunu hissedersiniz. Aslen hepimiz doğrulama yanlılığı olarak bilinen zor bir soruna karşı duyarlıyız... İnandığımız ve doğru bulduğumuz belli bir düşünce yapısını savunduğumuz olay tam doğrulama yanlılığıdır. Ama bu olay veya durumu başka açılardan bakmak yerine, kendi bildiği genel olarak yanlış olsa da kendi fikrini savunur ve doğruluğunu kanıtlama için de bir çaba sarfetmez. Evet! çevrenizde mutlaka vardır ya da bizler de kendi doğrularımızı da savunmuyor muyuz? Hatta bunları yazarken bile kendi doğrularımı size bir şekilde aktarıp ve sizi ikna etmeye çalışıyorum. Lakin şöyle bir şey var; Ben aksini gösteren kanıtları da araştırır, tek bir bilgiye kalmadan çeşitli kaynakları araştırır makaleler okuyup size en doğru biçimde aktarırım. Bir master yapmasam da , eğer bilimsel ve kültürel yöntemleri tam kapasitede kullanamıyorsam, burada ne işe yararım Haksız mıyım? Şimdi gelelim doğrulama yanlığının tam olarak neyi ifade ettiğine...

Doğrulama yanlılığı, önceden var olan inançlarınızı veya önyargılarınızı doğrulayan bilgileri tercih etmeyi içeren bir tür bilişsel önyargıdır. Örneğin, bir kişinin solakların sağ elini kullananlardan daha yaratıcı olduğuna inandığını hayal edin. Bu kişi, hem solak hem de yaratıcı biriyle karşılaştığında, zaten inandıklarını destekleyen bu delile daha fazla önem verir. Bu kişi, fikrini desteklemeyen örnekleri göz ardı ederken, bu inancı daha da destekleyen kanıtlar arar. Doğrulama yanlılıkları bilgiyi nasıl topladığımızı büyük ölçüde etkiler. Ancak aynı zamanda bilgiyi nasıl yorumladığımızı ve hatırladığımızı da etkiler. Örneğin, belirli bir konuyu destekleyen veya karşı çıkan kişiler, yalnızca onu desteklemek için bilgi aramakla kalmayacak, aynı zamanda bilgileri mevcut fikirlerini destekleyecek şekilde yorumlayacaklardır. Ayrıntıları da bu tutumlarını pekiştirecek şekilde hatırlayacaklardır. Fakat bazıları da bu araştırmaları yapmadan kendisine doğru geldiği tek bir bilgiyi önümüze koyup bizi inandırmak isterler.

Şimdi "Kediler mi yoksa köpekler mi daha zeki? " tartışmasını düşünelim Diyelim ki Yasemin kedilerin köpeklerden daha iyi olduğunu düşünür ve bu nedenle kedilerin daha iyi olduğunu kanıtlayacak bilimsel bilgiler, haberler ve videolar arar. Herhangi bir yerde kedilerle ilgili bilgiler gördüğünde, bunları mevcut inançlarını destekleyecek şekilde yorumlar. Diğer yandan Çağlar'ın, köpeklerin kedilerden daha iyi olduğunu düşünüyor ve Çağlar inançlarını destekleyecek yine bilimsel bilgiler, haberler ve videolar, kaynaklar arar. Köpeklerle ilgili bilgiler gördüğünde bunları mevcut bakış açısını destekleyecek şekilde yorumlar. Bu iki kişinin yorumları inançlarına dayanmaktadır. Aynı hikayeyi okusalar bile, önyargıları ayrıntıları algılama biçimlerini şekillendirme eğilimindedir, bu da kişinin inançlarını daha da doğru kılar.

Doğrulama yanlılığının etkisi; 1960’larda bilişsel psikolog Peter Cathcart Wason, Wason’ın kural keşfetme görevi olarak bilinen bir dizi deneyle başladı... Bu deney sonucunda insanların mevcut inançlarını doğrulayan bilgileri arama eğiliminde olduklarını gösterdi. Ne yazık ki, bu tür bir önyargı, durumlara objektif olarak bakmamızı engeller. Ayrıca verdiğimiz kararları etkiler ve zayıf veya hatalı seçimlere yol açar. Ve şu konuda ısrarlı olacağım! Bir fikri savunuyor ve doğruluğuna inanıyor, insanları bu konuda bilinçlendirmek istiyorsanız; Araştırın, ama tam manasıyla iyi araştırın. Bir konuyu - olayı her noktasına kadar ele elin...  “Ben buna inanıyorum, bak bu da kanıtlıyor işte” demeyin. Çünkü bazı bilgiler maalesef yanıltıcı olabiliyor. “Ben buna inanıyorum ve kanıtlarım var, ama aksi kanıtları göz ardı edemem” deyin. Günlük hayatta bile bilimsel yöntemi kullanabilirsiniz. Hele bilimsel bir konuyu araştırıyorsanız, kullanmak zorunda olduğunuzu unutmayın... Maalesef bazı insanlar objektif gerçekleri aramayıp bilgiyi sadece mevcut inançlarını destekleyecek şekilde yorumlayarak ve sadece bu inançları destekleyen detayları hatırlayarak, çoğu zaman önemli bilgileri kaçırırlar. Bu ayrıntılar ve gerçekler, hangi adayı seçeceklerini etkiler.

Peki, doğrulama yanlılığı ile nasıl mücadele edilir?

Doğrulama yanlılığının üstesinden gelmenin ilk ve en önemli adımı, bunun var olduğunun farkında olmaktır. Bir mühendis çalışmalarıyla ilgili görüş ve inançlarını destekleyen bilgiler topladıktan sonra , kendi bakış açılarına meydan okuyan alternatif ve yeni yaratıcı fikirler aramalıdır. Yaptığı çalışmanın artı ve eksilerinin bir listesini yapmak ve açık fikirlilikle yeniden değerlendirmek iyi bir uygulamalıdır. Diğer başka şekilde bakacak olursak; Örneğin bir yatırımcı, bir yatırımla ilgili sonuçlarını doğrulayan sorular sormamalıdır. Mesela düşük bir fiyat-kazanç oranına sahip olduğu için bir hisse senedi satın almak isteyen bir yatırımcı, şirketin değerlemesini sadece mali danışmanına sorarsa, bulgularını doğrulamış olur. En iyi yaklaşım, komisyoncudan tarafsız bilgi almak olacaktır. Buradaki yatırımcı konusu sadece bir örnektir. Yani yapılması gereken kendi fikirlerinizi doğrulamaya çalışmaktan kaçınmak ve farklı fikirlere açık olmaktır.  

Kaynak: 1, 2

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi