Yeryüzünde keşfedilmeyi bekleyen cennet varsa eğer orası da Mazı’dır. Bodrum’a 50 km uzaklıktaki doğa harikası bir köy. Kara yolu ile mumcular üzerinden ulaşılabilen ve uzaklığı sebebi ile henüz bakirliğini korumakta olan bu mekânda, muhteşem bir manzara eşliğinde deniz ürünlerinin tadına bakabilir, eski usul deniz kenarı pansiyonlarında konaklayabilirsiniz, aşağı ve yukarı Mazı olmak üzere iki bölümden oluşan köyün bu iki bölümün arasında yaklaşık 5 dakikalık bir mesafe vardır, deniz kenarında olan kısmı adından da anlaşılacağı üzere aşağı Mazı’dır. Bu arada benim en sevdiğim özelliği ise; Mazı’nın, nem oranın yaz aylarında yüzde 50’nin üzerine çıkmaması, bu nedenle terlemeden yaz tatili yapmanın keyfini burada rahatlıkla çıkarabiliyorsunuz.
Bu arada gittiğinizde maceracı ruhunuzu ortaya çıkarmak da istiyorsanız aynı zamanda bu köyün en büyük özellikleri arasında yedisi yeraltında 14 kattan oluşan yeraltı şehri bulunuyor. Bu yeraltı şehri yine Kapadokya’da bulunan Derinkuyu ve kaymaklı yeraltı şehirlerinin gölgesinde kaldığı için olsa gerek turistik olarak değerlendirilmemiş ve içerisi zifiri karanlık, ancak köylülerin sağladığı el fenerleri ve gaz lambalarıyla gezebilirsiniz, belki bu yüzden çok daha keyiflidir ne dersiniz? Hem maceracı ruhunuz depreşiyor hem de çocukluğundan beri köyde yasayan ve yeraltı şehrini avcunun içi gibi bilen kişilerle tanışıp, hikâyelerini dinliyorsunuz.
Denizi ayrı güzel, insanı ayrı güzel, yeşili ayrı güzel bu yerde kalabalıklardan sıkılıp, her gün ömrünüzün bir parçasını trafikte yitirenler, oksijene muhtaç kalanlar, sessiz sakin ve tamamen doğanın size sunduğu her şeyden faydalanmak istiyorsanız burası tam size göre, denize gitmeseniz bile yeraltı şehri için bile gidilir, açıkçası görmek için sabırsızlanıyorum. Peki, buraya nasıl giderim derseniz eğer buyursunlar efendim.
Nasıl Gidilir?
- Mazı Bodrum merkeze sadece 53 kilometre uzaklıkta.
- Eğer Mazı’ya gidiş olarak Milas yönünden yapıyorsanız, Güvercinlik yol ayrımından sola Mumcular yönüne sapacaksınız.
- Mumcular’a 9 kilometre sonra gelince, sağa Yukarı Mazı yönüne dönüp, buraya gelince köyün içinden geçen yoldan devam edeceksiniz.
- Sonuna doğru gittiğinizde ise önünüze cami gelecek.
- Caminin solundan İnceyalı yoluna giriyorsunuz, sağa yöne doğru gittiğinizde ise hurma sahiline gideceksiniz.
- Tabii bu köyde bir zamanlar sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde pansiyon ve kalacak tesis bulunurken, şimdilerde çok sayıda pansiyon ve restoran bulunmaktadır, ama yine de Bodrum’un, ne Marmaris’in curcunası burada yok.
- Onun yerine sahilde tek sıra dizili şezlonglarda çakıl taşlı sahile vuran dalgaların sesini dinleyerek keyif yapmak var.
- Bodrum Havalimanı’na ise 50 kilometre uzaklıkta bulunan Mazı’ya, taksiyle de ulaşabilirsiniz. Kalacağınız yerle konuşursanız sizi tesise getirmek için yardımcı olurlar.
- Ayrıca Bodrum’dan belli saatlerde minibüsle de köye ulaşmak mümkün...
Şimdi tüm bunlardan sonra karşınıza elbette birçok seçenek çıkacaktır, nerede kalabilirim, hangi koy’da kalabilirim diye. . Birbirinden enfes koylar, bu enfes koyların pırıl pırıl suyu ve bakir kumsallarında, mandalina, zeytin ağaçları ve mor zakkum çiçeklerinin gölgesinde denize girmenin tadına inanınki zaten doyamayacaksınız. Mazı köyünün özelliği koyları ile meşhur olması, hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden sessiz sakin ve üstelik yeşilliklerin içerisinde. Yani dile kolay tam 8 koy var, kaç gün kalacağım derseniz 2 Gün’ün size yetmeyeceğinden eminim, ben olsam en az 3 gün kalır bütün koyları tek tek gezer ve hepsinin tadını çıkarırdım. Hepsini şöyle bir göreyim derseniz ve ilk koya sabahın erken saatlerinde ulaşabilirseniz tamam; ama hepsinde biraz takılmak, denizin tadını çıkarmak isterim derseniz (ki demelisiniz); yine en az 3 gün diyorum.
Hazır sabah demişken, erken saatlerde Mazı’da olmak başka bir açıdan da önemli. Mazı, öğlen saatlerine kadar sakin mi sakin olan, ama güneşin tepeye çıktığı saatlerden itibaren dalgalanan bir denize sahip. Akşamüstü saatlerinde dalgalar biraz durulur diye anlatıyorlar, ama bazen. Nerede kalacağım derseniz de bunun için size önerebileceğim aile sıcaklığından ayrılmayacağınız önerim var, ama yine de bir pansiyon tercih etmeyip kamp yapmak isterseniz, bu bölgede kamp yapacağınız yerler de bulunmaktadır.
Nerede Kalınır?
Tam olarak size tavsiye edeceğim yer, aşağı Mazı köyünde “Hurma koyu” oraya vardığınızda “cenneti buldum” diye çığlık atabilirsiniz. Konuşma dilinde Yörük dili konuşulmaktadır, Yörük aileler bizim canlarımızdır, bu dünyanın belki de yapaylıklarını hiç bozmadan tüm doğallıkları ile yaşayan canım insanlardır kendileri.
- Gökova Körfezinin inci gerdanlık gibi sıralanmış koylarından biri olan Hurma Koyu'nun muhteşem denizine sadece 200 metre mesafede olan Kıvanç Pansiyondan bahsedeceğim size.
- Buraya geldiğinizde sizleri ilk başta kocaman portakal bahçeleriyle beraber meyve bahçeleri karşılayacak, zaten onları bile görmeniz başınızı döndürmeye yetecek.
- Ardından zaten sizi hemen cemil bey ve ailesi karşılıyor, kendisi buranın en eski pansiyon sahiplerinden birisi çünkü 17 yıldır aynı sıcaklıkla aynı samimiyetle işlettiğini aktarıyor.
- Kendinizi meyve cennetinde bulacaksınız.
- Her türlü ihtiyaçlarınızın düşünüldüğü beyaz lavanta kokulu tertemiz odalar sizleri bekliyor ,Akkaş ailesi sizin memnuniyetinizin için ellerinden fazlasını yaptıklarını söylesem abartmış olmam, zaten sıcaklıkları ve samimiyetleri bile gidip görmeniz için yeterli bir sebep bence.
- Cemil Bey’in sizlere tesisin çeşitli özellikleri olan 10 odası bulunduğunu belirtiyor, dedim ya burada kendinizi cennetteymiş gibi hissedeceksiniz, çünkü sizlere asla yapay ürün sunmuyor kendileri, sebzesinden meyvesinden her şeyi kendileri yetiştiriyor ve yetiştirdikleri ürünlerle de sizlere muhteşem leziz yemekler sunuyorlar.
- Pansiyonda sabahları self servis her türlü sebze ve meyvenin yanında bölgede üretilen balın da yer aldığı kahvaltı var.
- Öğlenleri tabldot olarak bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemekler var. Akşamları ise et, tavuk ve balık olarak belirlenen menüler yan yemeklerle servis ediliyor, ama ben size taze taze balık yemenizi tavsiye ediyorum, çünkü balıkları oldukça lezzetli olduğunu aktarıyor yine kendisi.
- Taze taze toplanmış kabak çiçeklerinden dolma ne müthiş olur değil mi?
- Zaten kendi bahçelerinden toplanan sebzelerle yaptığı lezzetli yemekleri bir tadınca bir daha istiyorsunuz. Unuttuğumuz taze fasulye, bulgur pilavı ve cacık lezzeti büyük keyifle yeniyor.
- Sizler de meyve ağaçları arasında cenneti yaşamak, aynı zamanda akşamları oturup sıcacık çayınızı yudumlayıp doğanın temiz kokusunu içinize çekerken tam bir aile ortamında sohbt etmek istiyorsanız. Yeriniz kesinlikle Kıvanç Pansiyon.
- Bu arada Cemil Bey dogaladogru.com özel okuyucularına gittiğiniz takdirde özel indirim uygulayacağını belirti. Ve oraya gittiğinizde kendisine ve ailesine özellikle selamlarımı iletmeyi unutmayın :)
Kalacak yerimizi ayarladık, şimdi de sıra karnımızı doyurmakta derseniz de buyurun.
Ne Yenir?
- Sizlere hem tam hem yarım pansiyon sunan bu tesiste her türlü yiyeceği bulmanız mümkün, kabak çiçeği dolmasından, mercimek köftesine, el açması böreğinden, kekine, et, tavuk ve en önemlisi kendi tuttukları taze balıkları yemeniz mümkün.
- Zaten tesisin en büyük özelliği sabah, öğlen ve akşam yemeklerinin yendiği ağaçların altındaki oturma yeri, gündüzleri ise isteyenlerin denize 200 metre uzakta gölgelikte kitap okuyup bütün günlerini geçirebildikleri müthiş keyifli bir yer.
- Burada “Hadi eller havaya” diye sabahın köründe ortaya çıkan animasyon ekibi, denizde Show yapan gösteri ekibi ya da gece eğlenceleri yok. Her şey sessiz sakin ve tam tatil tanımına uygun bir yer, tabii tatil yapma anlayışınız buysa, şahsen benim tatil anlayışıma birebir uyan bir yer.
- Sabahları kendi doğal ürünlerinden hazırladıkları peynir, bal, zeytinle, yumurta ve daha bol seçenekli bir kahvaltı sizlere sunuluyor, yine kendi tercihiniz ön planda tutulup dikkate alınıyor.
- Akşamları ise, balık, tavuk ya da köfteden oluşan menüden seçim yapıyorsunuz, yine hepsi birbirinden doğal yine hepsi birbirinden lezzetli.
- Meyve ağaçlarının altında sabah kahvaltısı yapmak, akşam yemeği yemek hayal gibi geliyor ama burada hayal değil :)
Kaldık, güldük, eğlendik, dinlendik ve birbirinden lezzetli doğal ürünler ile beslendik, canınız asla şehir hayatına dönmek istemeyecek buraya gittiğinizde, çünkü hem insanları, hem denizi hem de doğası ile muhteşem bu yerden kim ayrılmak ister ki? Peki, şehre döneceksiniz burada tattığınız doğal yiyeceklerden almak istiyorsunuz. Onunda seçeneklerini size sunuyorlar
Alışveriş Zamanı
- Aşağı Mazı’da kaldığınız tesislerde yöresel bitkilerden ve meyvelerden üretilen reçel ve kantaron yağını alabilirsiniz. Tabii ki saf zeytinyağı da burada bulunuyor.
- Ayrıca Mumcular’da Pazar günleri kurulan yöresel pazarda, özellikle temmuz ve ağustos aylarında yörede üretilen hemen her türlü sebze ve meyveyi alabilirsiniz. Tabii tekstil ürünleri de burada yer alıyor.
- Mumcular yolundan Yukarı Mazı’ya giderken yol kenarında bulunan yöresel satıcılardan da, her türlü kurutulmuş bitki, bal, kantaron yağı ve yöresel ürünleri alabilirsiniz.
- Aslında bu bölge bir zamanlar yöresel Milas Türkmen halılarının dokunduğu en önemli yerlerden birisiymiş.
- zaman el emeği, göz nuruyla köylü genç kızların ve kadınların dokuduğu halıları uygun fiyata buradan almak mümkünmüş, fakat; günümüz şartlarında eskisi gibi, ne dokuyan kaldı ne de satan yerler.
- Yol üstünde Mumcular meydanından satış yapan yerlere bakıp alışveriş yapma şansınız hala var, şansınızı isterseniz bir deneyin derim.
- Ayrıca denk geldiğinizde dilerseniz kapora vererek istediğiniz boy, renk ve desende halı siparişi de vermeniz mümkün.
Kısa Bir Tarihi Bilgi
- Mazı Bölgesine tarihteki ilk yerleşim, Karya döneminde MÖ. 400’lerde Hurma/Ilgın arasındaki Gücen Burnu ile Kisebükü koyunda olmuştur.
- Mazı ve koylarında yerleşmeyi mümkün kılan en önemli faktör, yer altı kaynak sularına sahip olmasıdır. Bugün dahi Bodrum yarımadasında kendi kaynak suyuna sahip tek köy Mazı’dır.
- Öyle ki günümüzde yol kenarında el tulumbası ile çalışan bir çeşmeden, buz gibi bir kaynak suyunu içmeniz mümkündür. Hatta denizin içinden bile kaynak suları fışkırmaktadır.
- Kanuni’nin Rodos’u fethetmesi ile Mazı da Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir.
- 17.yüzyılda artan korsan saldırılarından korunmak için halk kıyıdan içeriye, yüksek ve korunaklı bugünkü yerleşim alanına çekilmiştir.
- Bölgesel yerleşim görüntüsü Yörük yerleşimi zaten bunu kanıtlar niteliğindedir.
Bu arada tercihinizi bu eşsiz yerde yapacaksanız, lütfen benimle fotoğraf paylaşmayı unutmayın. Şimdiden size iyi tatiller dilerim.