Hiç çocuklarınızın yaptığı resimleri inceleme fırsatınız oldu mu? Yaptığı her resmin bir anlam ifade ettiğini biliyor muydunuz?
Resim, çocuğun dışarıya çıkartamadığı veya çıkartmaktan çekindiği duygularının dilidir. Çocukların yapmış olduğu resimlerde, içeride bir yerlerde derin anlamlar vardır. Bu renklerin anlamlarını, ebeveynler de yorumlayabilir. Tek yapmanız gereken, çocuğunuzun sakin ve sessiz bir ortamda resim yapmasını sağlamak, kontrolcü bir tavır sergilemeden onu kağıdıyla baş başa bırakmanızdır.Okul öncesi kurumlarında, öğretmenler çoğu zaman etkinlik aralarında, oyun öncesi ve sonralarında, yemekten önce veya sonra, öğrencilerine serbest boyama etkinlikleri yaptırırlar. Lakin, kim ne yapmış, hangi rengi kullanmış, aile bireylerini veya arkadaş çevrelerini nasıl anlatmış, dikkat etmezler. Bu anlamlar, çocuğumuzun iç dünyasının kapısını bize göstermeye yardımcı olurlar.
Öncelikle renkleri tanıyalım, sonrasında ise çizilen resimlerdeki figürlerin yerlerini yorumlayalım.
Renklerin Anlamları Nelerdir?
Her bir renk, kişilik ve durum analizi yapabilmemiz açısından yardımcı olmaktadır. Tüm dünya renkler üzerine kurulmuştur, gördüğümüz her nesne renklidir ve bir anlam ifade etmektedir. Uzmanlar, çocukların hayal dünyalarının sınırsız olduğunu söylemişlerdir. Pembe bir köpek, siyah bir balina, mor bir gökyüzü, çocuklar oldukça meraklıdır ve hayallerine erişebilmeniz de epey zordur. Lakin ne hissettiklerini anlayabilirsiniz. Sürekli en sevdiği renklerle resim yapması, hep aynı şeyleri çizmek istemesinin bir sebebi var. O sebebi hep birlikte öğrenelim, bakalım çocuklarınızın sürekli kullandığı renkler ne anlam ifade ediyor?
Mor: Sorumluluğunun farkında olup, hareketlerini bilinçli olarak gerçekleştirebilen çocukların kullandığı renklerdir. Genellikle yönlendirilmeyi severler. Kendi başlarına hareket etmekten hoşlanmazlar, komutlarla yaşarlar. Stresli durumlarda gerilmekten çok, sessiz ve sakin kalmayı tercih ederler.
Mavi: Duygularını kontrol edebilen, huzurlu ve sessizliği seven çocukların tercih ettikleri renklerdendir. Arkadaşlarına ve ailesine koşulsuz güven beslerler. Çok naiflerdir ve kişilik olarak da saf duygular beslerler.
Yeşil: Becerikli, kendine güvenen ve yapacağı her işten memnun olan çocukların kullandığı bir renktir. Bu rengi kullanan çocukların özgüveni çoktur. Olgun hal ve tavır sergilerler. Genellikle öğretmenlerini iyi dinlerler ve algıları daima açıktır.
Sarı: Huzurun rengidir. Saflığı temsil eder. İç huzuru hisseden, her şeyden mutlu olabilen çocuklar bu rengi tercih ederler. Genellikle kişilik olarak hassaslardır. Bu rengi kullanan çocuklar, hemen kırılabilen, modlarını anında düşüren bir yapıya sahiplerdir.
Pembe: Bu renk de huzuru temsil eder. Bu rengi kullanan çocuklar, genellikle en sevdikleri nesneleri pembe ile boyamayı tercih ederler. Örneğin, en sevdiği hayvan bir kuşsa, kuşun her yerini pembe yapmak isteyecektir.
Turuncu: Sürekli tedirgin, yapacağı işin beğenilip beğenilmeyeceğini düşünen çocukların tercih ettiği bir renk olmuştur. Turuncu endişenin rengidir. Sınıf içerisinde veya ev ortamında, durağan ve sessiz olmayan çocukların rengi olarak da bilinmektedir.
Kırmızı: Bu renk çok dikkat etmeniz gereken bir renktir. Bilinenin aksine, en soğuk ve en sert renk siyah olarak bilinir. Lakin kırmızı rengi, bahsi geçen siyah rengin tanımlarını taşımaya yetiyor. Şiddet, sevgi eksikliği, kaygısal problemler ve nefret duygularının yoğun olduğu çocukların bu rengi kullanma olasılıkları oldukça yüksektir.
Çocuklar doğdukları andan itibaren, görüş açılarını genişleterek hayata gülümserler. Rengarenk bir evde yaşayan çocuğun dünyası ile, sade renklerle yaşayan çocukların duyguları bil değildir. Renkler çoğaldıkça, çocukların benimsemesi ve hayata bakış açısı, dolayısıyla da tercihleri şekillenir. Bu demek olmuyordur ki, sürekli gördüğü renkleri benimseyecektir. Bu yanlış bir olgudur. Lakin çocuk bir karar vermesi gerekecekse, kısıtlı renklerden çok çeşitli renklerin içerisindeki yaşamına bakabilmelidir. Dünyamızda genellikle sıcak renkleri kızlar kullanırken, soğuk renkleri de erkekler kullanır. Çünkü o renklerle büyümüşlerdir. O renkleri karakterleriyle eşleştirmişlerdir. Çocuğunun iç dünyasını her ebeveyn merak eder. Çocuk içinde ne yaşıyor, huzursuz olduğu bir durum var mı, tedirgin olmalı mıyız gibi sorularla kendisine mutlaka soruyordur. Bu soruların cevaplarını yaptığı resimlerden anlayabiliriz. Peki nasıl? Örneğin, çocuğunuza boş bir kâğıt ve bir sürü rengin olduğu kalemler vermelisiniz. Bunu siz de yapabilirsiniz, öğretmeninden de yaptırmasını isteyebilirsiniz. Lakin çocuklar okulda genellikle arkadaşlarından gördükleri nesneleri çizmeyi tercih ederler. Dolayısıyla bunu evde yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Sonrasında ise, ailesini çizmesini isteyebilirsiniz. Bu hususta dikkat etmeniz gereken tek bir unsur vardır. Çocuğunuzu izlediğinizi, resmini bitirmesini beklediğinizi asla belli etmemelisiniz. Bir kenara geçip, hatta mümkünse evin başka bir odasında olup, başka bir işinizle uğraşabilir ya da yemek yapabilirsiniz. Çocuğunuz kendisini özgür hissetmelidir. Baskı altında hissetmemelidir.
Çocuk resmini bitirdikten sonra annesini sözlü iletişim ile bilgilendirecektir. Daha sonrasında siz yine işinizi yapmaya devam edebilirsiniz. Kâğıda baktığınızı çocuğunuz görmemeli, kendisini sorgulamaya başlamamalı. Eğer resmi incelemek için sabırsızlanıyorsanız, başka bir odaya, çocuğunuzun göremeyeceği bir alanda yorumlama yapabilirsiniz. Öncelikle resimde bakmanız gereken yer, çocuğun kendisini nerede çizdiğidir. Kâğıdı ortalamış mı, yoksa en kenarına mı kendisini çizmiş, sağında kim var, solunda kim var veya anne ve babanın tam ortasında mı yer alıyor? Bütün bu soruların bir anlamı mevcut. Eğer çocuk, kendisini kâğıdın en kenarına çizmişse, ailesinde kendisini dışlanıyor olarak görüyordur. Bu bağlamda çocukta sevgi eksikliği durumu söz konusudur. Kendisini güvende hissetmediği için, ne anne ne de babasını yanında istemiyordur. Bu resim yalnızlığın ve karamsarlığın habercisidir.
Çocuk kendisini en ortada yer alacak şekilde çizmişse eğer, kendisini ailenin merkezinde görüyor demektir. Evin ilgi odağı, istediklerinin yapıldığı, sürekli mutlu edilen bir çocuk olarak anlamlandırabilir. Bu durumda çocuk anne ve babasını nereye çizmiş, asıl oraya bakılmalı. Eğer yanlarına çizmişse, gayet anlam açık ve nettir. Fakat, anneyi kendisine yakın, babayı kendisine uzak çizmişse, annesini daha çok seviyor veya kıskanıyor, babasıyla iletişim eksiklikleri ve birtakım problemleri de var diyebiliriz. Dolayısıyla bu problemler şiddet de olabilir, sevgi eksikliği de olabilir, baskı da olabilir veya ilgisiz bir baba da olabilir. Çocuk bunu açıkça çizdiği resimde ifade etmiş oluyor. Çocuk kendisini anne ve babasının ortasında çizmiş, lakin sadece babanın elini tutuyor ise, bu durumda koşulsuz babasına güveninin daha fazla olduğu söz konusudur. Babasını sığınacak bir dağ olarak kabullenmiştir, o eli asla bırakmak istemez ve babasını sınırsız bir güven kaynağı olarak tanımlar.
Resimler çocukların konuşamadıkları sessiz dilleridir. Bu dilleri harekete geçirmek veya anlayabilmek sizlerin elinde. Hayatınızdaki her rengin değerini bilmeniz dileğimle.