Kültür

Doğayı Tanrı’nın Bir Parçası Kabul Eden İnanış: Şamanizm

Türk toplumlarının ilk inanışı olarak da görülen Şamanizm’in tarihi, İlk Çağlar’a kadar dayanır. Hindistan’da kullanılan yerel dillerden biri olan Palice’de “ruhlardan esinlenen kişi” anlamına gelen “samana” kelimesinden türetildiğine inanılan Şamanizm, bir din olmanın ötesinde kültürü yaşatan bir miras olarak görülür. Anaerkil dönemden beri varlığını sürdürdüğüne inanılan Şamanizm hakkında işte detaylar…

Şamanizm Nedir?

Farklı uygarlıklar tarafından benimsendiği için ortak bir uygulanma stili olmasa da Şamanizm’in tüm uygarlıklarda ortak bir felsefesi olduğunu söylemek mümkün. Bu felsefe doğrultusunda Şamanizm; ata ruhlarla iletişime geçen, ruhlar arasında bir elçi görevi gören ve ruhlara yol göstericiliğiyle iyileştiren bir görüşü benimser. Bu inanışta dünya üçe ayrılır: gök, yer ve yer altı. Göktanrı inanışını benimseyen bu inançta ruhlar da iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır. İyi ruhlarla iletişim sağlanırken; kötü ruhlardan korunur. Şaman inancına mensup kişiler, Şamanist olarak adlandırılır. Şamanistler’in başındaki kişiyse Şaman’dır. Tüm insanlar Şamanist olabilir ancak Şaman olmak için belli özelliklere doğuştan sahip olmak gerekir. Doğaüstü varlıkları görmek, sinirli olmak ve sürekli yalnız kalmak bu özelliklerden bazılarıdır. Şaman’ın rehberliğinde yapılan ayinlere Şamanistler’in katılımı sağlanarak ruhlarını geliştirmeleri sağlanır. Bunun yanı sıra Şamanizm’e değer katan inanışlardan biri de Şamanlar’n hayvana dönüşebilme yeteneğidir.

Şamanizm’de Doğa Öğretisi

Doğa odaklı bir inanç sistemi olan Şamanizm, doğayı Tanrı’nın bir parçası kabul eder. Türk toplumlarının avcı- toplayıcı bir gelenekten gelmesinin de bu inanıştaki etkisi büyüktür. Anaerkil bir yapının hakim olduğu bu dönemlerde, ağaçların da kadınlara benzer bir işlevi olduğu fikri benimsenmiştir. Bu inanç giderek gelişmiş ve Şamanistler tüm varlıklara bir ruh atfetmişlerdir. Işık, yağmur, güneş, yıldız, ay ve diğer tüm doğa olaylarını kutsamışlardır. Tüm dini inançlarını ve ayinlerini, doğanın bu ruhu olduklarına inandıkları varlıklar için yapmışlardır.

Şamanizm Kökenli Türk Adetleri

Kurşun dökmek: Kötü ruhlu, kötü niyetli düşüncelerden arınmak amacıyla döktürülen kurşunun temeli, Şamanizm inancına dayanır. Şamanistler arasında “kut dökme” olarak adlandırılan bu ritüel, saadeti geri çağırmak ve kötü ruhları dindirmek amacıyla yapılırdı.

Kırmızı kurdele bağlamak: Uğur getirceğine inanılarak; okula başlayan çocuklara, yeni evlenen çiftlere ya da doğum yapan kadınlara takılan kırmızı kurdele, geçmiş zamanda Şamanistler tarafından ruhların kötü davranışlarından korunmak amacıyla kullanılırdı.

Mezar taşlarının süslenmesi: İslam coğrafyasında hemen hemen her mezar taşında gördüğümüz işlemelerin ve sulukların Şaman geleceğinden geldiğini biliyor muydunuz? Evet, yanlış duymadınız Şamanistler’de tıpkı İslam dininde olduğu gibi mezar taşlarını süslerdi. Yanlarına koydukları sularla da ruhların susadığında içtiğine inanırdı.

Dilek tutmak: Özel günlerde ya da bir yıldız kaydığında tuttuğumuz dileklerin de temeli Şamanizm öğretisine dayanır. Ruhlarla iletişime geçtiğine inanan bu kült, dileklerin ruhlar aracılığıyla gerçekleşebileceğini düşünürdü.

Köpek ulumasının uğursuzluk getirmesi: Günümüzde insanlar hala bir köpek uluduğunda deprem olabileceğine ya da birisinin başına kötü bir şey geleceğine inanır. Bu batıl inancın temeli Şamanistler’de de uğursuzluk ile bağdaştırılmıştır.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi