Kültür

Türk Mitolojisindeki Doğaüstü Varlıklar

Antik Yunan’ın yarı insan yarı at Sentorlar’ına, yine yarı keçi Satirleri’ne, efsanevi güzellikteki deniz canlıları Sirenler’ine, yılan saçlı kadın Medusa’ya, kanatlı at Pegasus’a, çok başlı canavar Hidra’ya ya da İskandinav mitolojisinde Odin'e, Loki'ye, Fenrir'e aşinayız. Oysa Türk Mitolojisi’nin tarakla insan döven, pantolonunun düğmelerini açan kişiye dokunmayan, şapkasını kapabileni zengin eden ve dahi gıdıklayarak öldüren birbirinden ilginç hatta komik yaratıkları var. İşte türk mitolojisindeki akıllara zarar doğaüstü yaratıklar. Yakut Türkleri, korunmak için bu kötücül ruhlara kurbanlar sunarlar. Albastı, Alkarısı, Albız da denen ve yeraltında yaşayan bu yaratıkları bir tek şamanlar görebilir. İnsanları yalnızken, çaresiz ve sıkıntılı olduklarında yakalar, delirtir, yoldan çıkartır ve ruhunu kaçırırlar. Dişleri demirden, tek gözlü, tek ayaklı veya ayaksız ve kel olarak tasvir edilirler. Altay, Yakut ve Saka mitolojilerinde Abası’nın karşıtı iyi ruhlar. Yaradılışın ve iyiliğin başlangıcı olan meleklerin tamamına Ayıhı deniyor. İyilik yapan insanları koruyorlar korumasına ama yoldan çıkanları inadına yalnız bırakıyorlar. Çocukların doğmasını, toprağın bereketli, ürünlerin verimli olmasını onlara borçluyuz. Ayıhıların en kıdemlisi “Ürüng Ay Toyon”. Abra ve Apra olarak da bilinen, timsah suratlı devasa büyüklükteki yeraltı yılanı. Gözleri parlak bakır renkli, ayakları kızıl, çenesi de çok güçlü. Tengiz de denen yeraltındaki büyük denizde yaşıyor. Aslında üçlü takılıyor bu ejdere benzeyen yılanlar. Ker Abra, Ker Yutpa ve Ker Doydu olarak bu üçünden hep birlikte bahsediliyor. Bu yüzden hepsinin aynı varlık olması da bir ihtimal. Arçuri ve Arçuray da deniyor. Çuvaş’larda şeytani orman cini. Yerleri süpüren saçları, kıllarla kaplı vücuduyla kara görünümlü bir şey. İkisi önde ikisi arkada dört kızıl gözü, üç kolu ve üç bacağı var. Kaşla göz arasında ak sakallı bir adam, yakışıklı bir genç, yayınbalığı, kuş, keçi vs. olabiliyor ve insanları gıdıklamak suretiyle gülmekten çatlatarak öldürdüğü söyleniyor. Kahkahalar atarak ve tokat şaklaması gibi konuşarak kurbanlarını avlıyor. Bu sese dönüp bakanların vay haline! Balkarların kayıp cini veya yol cini. Azıtkı veya Azıktı olarak da bilinir. Tek başına seyahat edenlerin başına musallat oluyor. En sevdiği kişi kılığında görünerek insanları peşine takıyor; dağdan, uçurumdan, ırmaktan düşürüyor. Altay mitolojisinde savaşan iki ejderhadan iyi olanı. Bükre veya Bukra da denir. İnsanların yardımcısıdır. Rivayet o dur ki; bin yılda bir yeryüzüne inerek dünyanın durumunu kontrol eder. Kanatları olmadığından, uçamayan bir kertenkeleye benzer. Uzun boynu, çok güçlü pençeleri ve dünyanın her yerinden duyulabilen billur gibi bir sesi var derler. Kötü ejderha Sangal ile dokuz yıl savaşmış ve en sonunda yenmeyi başarmış. Bu kötücül ve çirkin yaratıkla muhatap olmak istemiyorsanız Çarşamba geceleri herhangi bir işe başlamayın, ya da başladığınız işi bitirin yarım bırakmayın, bizden söylemesi… Mazallah Çarşamba Karısı, evin çocuğunu herkesin gözü önünde alıp götürebilir! İşsiz güçsüz gezenlere “Çarşamba karısı gibi gezip durma” denmesi bundan. Türk ve Azeri mitolojisinde derelerde ve çaylarda yaşadığına inanılan ruhani varlıktır. Çay iyesinden türeyen bir kelimedir. Yaşlı kadın görünümünde olduğuna inanılır. Aynı zamanda köprüden geçerken suya çok bakılması durumunda sinirlendiği ve insanın başını döndürdüğü söylenir. Başı dönen insanın, gözünün kararıp çaya düştüğü şeklinde bir efsane vardır. Suya çöp atmak gibi Çay Ninesi’ni sinirlendiren durumlar dışında insana zarar vermediği bilinir. “Demirtırnak” da denen, kılıktan kılığa girip, korkunç sesler çıkartan bu kötücül yaratık ahalinin delirmesine sebep olurmuş. Ormanlarda yaşayan bu varlığın tek korktuğu şey su olduğundan bulabildiğiniz ilk su kaynağına kendinizi atmaktan başka çıkış yolunuz yok. Efsanenin çeşitli varyasyonlarında Tepegöz’ün kızı ya da kızkardeşi olduğu söylenir. Hikayenin kahramanı Basat, önce Demirtırnak’ı ardından da Tepegözü öldürür. Yunan Mitolojisi’yle benzerlik taşıyan Çerkes efsanelerinde anlatılan çirkin, çok başlı dev varlıklar. Çerkeslerin üstün güçlere sahip mitolojik kahramanları Nartların baş düşmanı Emegenler, üç ayda bir yüzden fazla çocuk doğururlar. Nart kahramanları, Emegenleri her daim yenmeyi başarsa da, yakalandıklarında Emegenler tarafından yendikleri için onlardan çekinirler. Hatırlarsanız daha önce Hüma kuşunu yazmıştım. Kumay veya Umay kuşu. Cennet kuşu olarak tasvir edilen Hüma, çok yükseklerden ve hiç dinlenmeksizin uçabilen, ayakları asla yere değmeyen efsanevi bir yaratık. Eskiden hükümdar ölünce halk bir meydanda toplanır, Hüma’nın başına konduğu ya da gölgesinin düştüğü kişiyi tahta geçirirmiş. Hüma’ya “devlet kuşu” “talih kuşu”, hükmdara da “hümayun” denmesinin işte asıl kaynağı bu. İnsan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı, asalı bir dev olarak tasvir edilir. Oysa bazı Türk halklarına göre, her zaman kadın kılığındadır. “Guleybanı” ve “Aleybanı” olarak anılır. Araştırmacıların eski Arap rivayetlerine dayandırdığı, vücudu tüylerle kaplı, pis kokulu bu acayip varlığın ayakları terstir. Aman ırakta kalmayın! Çünkü dağ yamaçlarında ve kimsenin olmadığı çöllerde akşamüstü ortaya çıkarmış. Geceleri izbede dışarıya çıkmanın doğru olmadığını vurgulayan bir halk anlayışının dışavurumu. Altay ve Türkmen kültüründe eşek, köpek, domuz, keçi kılığına girdiğine inanılan kötücül cin. Gece kapıları çalıp, ev sahibinin tanıdığı bir ses ve kılıkla çağırarak kaçırır. Bu cinden korunmak istiyorsanız pantolonunuzun düğmelerini açmanızı hatta açık gezmenizi tavsiye ederim. Erbüke olarak da bilinen Maranlar, belden aşağısı yılan üstü insan doğaüstü yaratıklardır. Yeraltında yaşayan bu akıllı ve iyicil Maranların ecesi, hiç yaşlanmayan ve ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan Şahmaran’dır. Onun insanlarca öldürüldüğünü henüz bilmeyen, bu nedenle derde deva olma işine devam eden Maranların, Şahmaran’ın ölümünü duydukları an Maran Ülkesi’nden çıkıp şehirleri yerle bir edecekleri söylenir. Bu inanış en çok Cizre, Nusaybin ve Tarsus civarında yerleşiktir.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi