Ağrılarınız olduğu zaman bir koşu hemen evdeki ağrı kesicilere başvuranlardan mısınız? Yoksa vücudunuzun bu ağrıyı azaltmasını bekleyenlerden mi? Ağrı kesicilerin ağrılarımızı azaltmak gibi etkilerinin yanı sıra vücudumuza verdiği kimyasal zararları da göz ardı etmemeniz gerekmektedir. Peki, kimyasal ilaçlar yerine vücudumuzun kendi oluşturduğu ağrı kesiciyi harekete geçirmeye ne dersiniz? Evet! Endorfin hormonundan bahsediyorum. İlk olarak endorfin hormonunun salgılandığı en temel en temel noktaya yolculuk yapalım ne dersiniz? İşte bu nokta hipofiz bezimizin ön bölgesidir. Endorfinin üretimi ve beyne salgılanması da tam olarak burada gerçekleşmektedir. Yukarıda da söylediğim gibi Endorfin vücudumuzun kendi has  ağrı kesicileridir. Aynı zamanda bir nörotransmitterdir. Sinyalleri bir nörondan diğerine ileten kimyasal maddelerdir. Bunlar merkezi sinir sisteminin işleyişinde önemli bir rol oynarlar. Ekürileri dopamin ve serotoninle birlikte ruh sağlığı bozuk ergenler gibi davranan nörotransmiter, bir azalırlar, bir çoğalırlar. Azalması bir derde, çoğalması bir başkasına davetiye çıkarır,  dengede tutmaksa pamuk ipliğine bağlıdır. Spora gittiğim zamanlarda kendimi oldukça mutlu ve huzurlu hissediyordum, fakat pandemi süresinde spor salonuna ara vermek zorunda kaldım, sporu bıraktığımda ağır bir depresyona girdim, meğerse o ağır depresyona girmemin sebebi de tam olarak işte endorfin hormonuymuş, genel olarak da zaten baktığımızda spor yapan insanların spora ara verdiklerinde mutsuz hissedip depresyona girerler, işte o depresyona girmelerindeki baş kahraman bu hormondur. Pek çok yakın zamana kadar endorfin hakkında detaylı bir inceleme yapılamıyordu... Bilim adamları ve sıçanların beyinlerindeki endorfin seviyelerini izleyerek bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlardı.  İnsan beyninde bu seviyeleri deneklere zarar vermeden ölçmek mümkün değildi. Bununla birlikte yeni görüntüleme yöntemleri araştırmacılara büyük kolaylıklar sağladı. Nöronlar ile etkileşimde bulunmaları nedeniyle endorfinlerin akışını incelemelerine izin vermektedir. Bu arada tek bir endorfin türü yoktur, en az 20 farklı endorfin türü vardır ve en çok bilinen bir türü olan beta-endorfin, morfin gibi kuvvetli bir ağrı kesiciden daha güçlüdür ( aşkın gücü)... Dolayısıyla yapay endorfin içeren maddeler genel olarak bağımlılık yapmalarının sebebi de yapay endorfinlerdir. Alkolizmden, şeker hastalığına ve beynin yaşlanmasına kadar rol oynadığı ortaya konulmuştur. Evet endorfinler ağrıları geçirmekle sorumluludurlar, lakin aynı zamanda zevk duygularımızdan da sorumludurlar. Yiyecek, cinsiyet ve hatta arkadaşlık gibi yeterince iyi bir şey yaşadığımızda bu zevk duyguları yüzeye çıkar. Yaşadığımız güzel duygular onların tetikleyicilerinin arkasından gitmemizi sağlar. Sürekli bedenimizi, ruhumuzu, yüreğimizi, benliğimizi ve toplamındaki tüm duygularımızı bir kontrol mekanizması içinde tuttuğumuzdan dolayı da endorfin hormonunu  tam olarak hissedemiyoruz. Hissedilebilir olsa bile çok kısa bir süre içinde gerçekleştiğinden anlık bir zaman dilimiyle fark edilebiliyor. Kısacası hayatımızı, düşüncelerimizi ve yaşam şartlarımızı daha iyi ve kaliteli şartlara taşınabildiğinde belki daha kolay hissedilebilir olabilir. Bu arada bazı besinler mutluluk verici etkisi olan endorfin, dopamin ve serotonin hormonlarını uyarır. Serotonin ise sakinleşmeyi ve rahatlamayı sağlayan bir kimyasaldır. Canlılık, mutluluk ve zindelik hissi verir. Serotonin eksikliğinde sıkkın, yorgun ve depresif bir ruh hali yaşanır. Endorfin ve serotonin miktarları kişiden kişiye göre değişir. Düşük endorfin seviyelerinin nedenlerinden biri vücutta vitamin ve mineral eksikliği yaşanmasıdır. Özellikle B vitaminleri, C vitamini, potasyum, demir ve çinko gibi minerallerin eksik olması endorfin seviyelerini ciddi oranda düşürür.Peki, doğada endorfin seviyesini yükselten besinler var mıdır? Diyorsanız, elbette var!

İşte mutluluğunuzu arttıracak besinler...

Muz

• Muz da mutluluk için birebir bir meyvedir.
• Muz mutluluk hissini arttıran endorfin hormonu bakımında zengindir.
• İçeriğinde B6 vitamini depresif ruh halini azaltır ve nörotransmitterlerin salgılanmasına yardımcı olur.
• Muzda bol bol B vitaminleri, lif, magnezyum, fosfor, demir ve triptofan bulunur.

Bitter Çikolata

• Endorfin çikolata içinde en çok da bitter çikolatada bulunur.
• Bitter çikolata içeriğindeki mutluluk hormonlarıyla ruh halini yükseltir.
• Endorfini serbest bırakmaya yardım eder.
• Ayrıca magnezyum, potasyum, demir ve bakır gibi mineraller açısından zengindir.

Ceviz

• Ceviz mutluluk için ideal bir yiyecek.
• Omega 3 yağ asitleri bakımından oldukça zengin.
• Ayrıca ceviz depresyonla savaşan B6, B9 vitaminleri ve triptofan bakımından da zengindir.
• Düzenli olarak günde 3 – 4 ceviz tüketilmesi vücuttaki stresin azaltılmasında etkilidir.

Somon

• Somon iyi hissetmenize yardım edecek ve nörotransmitterin seviyesini arttıracak içeriklere sahiptir.
• Somon balığı depresyonun önlenmesine yardım eder.
• Somonda bolca D vitamini, B12 vitamini ve Omega 3 yağ asitleri vardır.

Probiyotik Besinler

• Yapılan araştırmalar sonucunda sağlıklı sindirim sisteminin mutlulukla ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır.
• Bağırsak sağlığına katkı sağlayan kefir ve peynir gibi probiyotik besinleri beslenme düzeninize dahil etmelisiniz.