Yıldız gözlemcileri dünyanın dört bir yanından büyük heyecanla 8 Nisan 2020 tarihindeki Süper Ay’ın hayran bırakan görüntüsüne şahitlik etti. O gün yaşanan tutulmada, nerede yaşadığınıza bağlı olarak değişmekle birlikte, Ay %14 daha büyük ve %30 daha parlak gözlemlendi. Tam da bu sırada tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs ortaya çıktı. Tam o sıralar evlerine kapandı ve hayat uzunca bir süre durdu. O dönemde bazı insanlar süper ay ve Koronavirüs arasında bağlantılar kurmaya başladı. Tarihçiler ise geçmişteki gök olaylarının tarihin akışını dahi değiştirdiğini gündeme getirdi. İşte tarihi değiştirmiş olduğu düşünülen 5 gök olayı…
M.Ö. 585’teki bir güneş tutulması, iki krallığı savaşmak yerine barışmaya nasıl ikna etti?
Tarihin akışını değiştiren gök olaylarının ilk örneği için M.Ö. 6. yüzyıla gidiyoruz. İran’ın kuzeybatı bölgesinde yaşayan Medler’in kralı Cyaxares, göçebe İskitler’in krallık topraklarına yerleşmesine izin verdi. Kral Cyaxares’in misafirperverliğine karşılık, İskitler bu halkın erkeklerine okçuluk öğrettiler. Bir gün İskit halkının insanları ava çıkıp elleri boş döndüğünde, kral Cyaxares hakaretler yağdırmaya başladı. İskitler ise intikam için Medler’den birini öldürerek pişirdiler ve etlerini krala yedirdiler. Kral, bu hileyi öğrenmeden önce İskitler çoktan Lidya kralının sarayına kaçmıştı. Lidyalılar ve Medler, sonraki altı yıl boyunca kesintisiz bir şekilde savaştı. Ancak iki taraf da üstünlük sağlayamadı. Bir gün savaş devam ederken her iki medeniyeti de korkutan bir gök olayı gerçekleşti. Yunan tarihçi Herodot’un aktardığı gibi, “gün aniden geceye dönüştü”. Savaşan insanlar bu gök olayından oldukça korkmuştu. Bu nedenle savaştan vazgeçtiler ve Lidya prensesinin Cyaxares’in oğluyla evlenmesine karar verdiler. Böylece düşmanlık bir anda son buldu ve iki ülke barış içinde yaşamaya başladı.
Karanlıktan korkmak
Bir güneş tutulmasının Lidya-Med savaşını sona erdirmesinden sadece 28 yıl sonra, antik tarihin seyri bir kez daha göksel bir fenomen tarafından şekillendi. M.Ö. 401 yılında Pers tahtını kardeşi Artaxerxes’ten almak için sefere çıkan genç Cyrus’un ordusu, Dicle Nehri kıyısında bulunan Larissa isimli ıssız bir şehre rastladı. Bu yolculukta tarihçi Xenophon’da bulunuyordu. Onun anlattıklarına göre; Larissa şehrinin oldukça güçlü ve yüksek kaleleri vardı. Bu nedenle ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın hiçbir zaman kuşatılamıyordu. Ancak M.Ö. 401 yılında Larissa’da hiçbir yaşam emaresi bulunmuyordu. Yunan filozof ve tarihçi Xenophon’un bildirdiği kadarıyla M.Ö. 557 yılında, günümüzde Suriye ve Irak olan bölgede tam izlenen bir gök olayı yaşanmıştı. O gün, güneş bir anda kaybolmuş ve tüm şehir karanlıklar altında kalmıştı. Larissa halkı karanlıktan çok fazla korkmuş olacak ki insanlar, şehirlerini derhal terk ederek farklı bölgelere göç etti. Böylece şehir Persler karşısında savunmasız kaldı.
Güneş tutulması İsa Mesih’in ölüm tarihi hakkında bilgi veriyor
Hıristiyan geleneğindeki en önemli olaylardan biri hiç kuşkusuz İsa’nın çarmıha gerilmesidir. Ancak Yeni Ahit, tarihsel ayrıntılar konusunda net bir açıklama yapmaz. İsa’nın çarmıha gerilmesi olayı, Roma imparatoru Tiberius’un (M.S. 14-37) saltanatı sırasında gerçekleşti. Ama tam olarak ne zaman? Aziz Luka İncili, M.S. 29 yılında İsa’nın çarmıha gerildiğini söylüyor. Matta ve Markos İncillerinde ise o gün “tüm dünya üzerinde bir karanlık vardı” açıklaması yer alıyor. Luka İncilinde de güneşin karardığı ifade ediliyor. Uzmanlar M.S. 24 Kasım 29 tarihinde bir güneş tutulmasının gerçekleştiğini belirtiyor. Peki bu bir tesadüf mü? Belki de öyle. Belki de Matta, Markos ve Luka, İsa’nın çarmıha gerilme olayına sembolizm eklemek için M.S. 29 tutulmasıyla ilgili anılarını kullandılar.
1133’teki bir tutulma, 12. yüzyıl İngiltere’sinde gerçekleşen bir dizi felaketin sorumlusu kabul edildi
1 Aralık 1135 tarihinde Kral I. Henry’nin ölümüyle birlikte İngiltere için oldukça zor bir dönem başlamıştı. Henry’nin oğlu 1120 yılındaki Beyaz Gemi felaketinde boğulmuştu. İlk karısı çoktan hayata veda etmişti ve ikinci eşinin ise çocuğu yoktu. Henry’nin sadece Kutsal Roma İmparatoriçesi olan Matilda isimli bir kızı vardı. Kilise, İngiltere’yi tek başına yönetecek bir kadın ihtimali karşısında dehşete düştü. Ardından 19 yıl sürecek bir iç savaş başladı. Anarşi ülkenin dört bir yanında hayatı insanlara zindan ediyordu. Peki bu kötü kaderin sebebi neydi? Anglo – Sakson Chronicle’a göre 2 Ağustos 1135’te yaşanan bir gök olayı kötü olayların tek sebebiydi. Gerçekten de 2 Ağustos tarihinde İngiltere ve Orta Avrupa’dan gözlemlenen bir tutulma olmuştu. Ama 1135 değil 2 Ağustos 1133’te! 1133’teki güneş tutulması, Anglo – Sakson Chronicle’ın kaçıramayacağı kadar iyi bir hikayeydi. Bu nedenle tarihte küçük bir oynama yaptılar ve felaketin tüm sorumlusu olarak güneş tutulmasını gösterdiler.
Ay tutulmasının getirdiği şans
Temmuz 1917’de, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanan Araplar, Arabistanlı Lawrence’ın ordusuyla çölü geçerek Türk kalesi Akabe’ye doğru ilerliyordu. Arapların, önce iki karakol savunmasını geçmesi gerekiyordu. 4 Temmuz’da Kethira adlı ilk karakola geldiler. O gün gökyüzünde dolunay vardı. Araplar korkmuşlardı, dolunayın iyi giden şanslarını tehlikeye atacağına inanıyorlardı. Aslen İngiliz olan ve Osmanlı’ya karşı Arap isyanının fitilini ateşleyen Lawrence, bir ay tutulmasının gerçekleşeceğini biliyordu. Bu nedenle Araplara etkileyici bir konuşma yaparak Ay’ın ortadan kaybolacağını ve savaşı kazanacaklarını söyledi. O gün gerçekleşen gök olayı sayesinde dolunay ortadan kayboldu. Araplar yeneceklerine olan inançla saldırırken bu durum Türkleri korkuttu ve dikkatlerini dağıttı. Arap göçebeler Ay kaybolduğu an, Türk kalesi Akabe’ye saldırmaya başladı. Kale düştükten sonra, Akabe İngilizlerin eline geçti.
Kaynak: 1