Kültür

Hatay'daki Hazine : Arkeoloji Müzeji

Hatay, köklü geçmişiyle ülkemizin en kadim kentlerinden biridir. MÖ 4 binli yıllara kadar dayanan geçmişi, birçok medeniyetin kavşak noktasında olması nedeniyle adeta bir kültür hazinesidir.

Hatay’ın merkezinde ve ilçelerinde yapılan kazılar 1930’lu yılların başından günümüze kadar devam etmektedir. British Museum, Chicago Üniversitesi adına önemli kazılar yapılmıştır.

Princeton Üniversitesinden araştırmacıların katıldığı kazılarda bulunan eserler ve mozaikler ise bugünkü zenginliğin temelini oluşturmuştur. Özellikle Samandağ, Narlıca, Harbiye mevkilerinde yapılan kazılarda çıkartılan eserler, çok büyük öneme sahiptir.

Roma Dönemi’ne ait olduğu düşünülen mozaiklerin ve tarihi eserlerin büyüklüğü ve görkemi karşısında dönemin araştırmacıları çok etkilenmişlerdir.

Hatay Arkeoloji Müzesi, 23 Temmuz 1948 tarihinde Hatay’ın ana vatana katılışının onuncu yılında ziyaretçilere açılmıştır. Müze o günden sonra çok önemli eserlere ev sahipliği yapmıştır.

Lahit salonu ve müze bahçesi içerdiği eserlerle ziyaretçilerin ilgisini çekmiş ve buradaki eserlerin sayısı arttıkça daha zengin bir hâle gelmiştir. Yeni kazılardan çıkarılan tarihi eserlerin çokluğu, nicelik olarak da Antakya kentinin köprü başında bulunan müze binasının yetersiz kalmasına neden olmuştur.

 

 

Günün ihtiyaçlarını karşılayamayan müze binasının konumu ve alanın darlığı sebebiyle yeni bir bina inşa edilmesi zorunluluğu doğmuş ve bu sebeplerle farklı bir alana yeni müze inşası başlamıştır.

26 Mayıs 2011 tarihinde temeli atılan müze binasının açılışı 28 Aralık 2014 günü gerçekleştirilmiştir. Dünyanın ikinci büyük mozaik koleksiyonu olarak ifade edilen eserler üç bin metrekare alanda sergilenmektedir.

 

“Prehistorik, Paleolitik Kültür, Helenistik Dönem, Roma Dönemi, Nekropol Kültürü, Bizans Dönemi , Hatay Orta Çağ Dönemi ve Hatay Arkeolojisi” gibi farklı temalarda 10 bin 700 metrekarelik sergileme alanına sahip olan müze, Türk ve dünya tarihine de ışık tutmaktadır.

Yukarıda kısaca açıkladığım müzenin ve içinde sergilenen eserlerin layıkıyla tanıtılmadığını ve tanınmadığını düşünüyorum. Çünkü insanın doğayla olan ilişkisinden doğmuş sanat ve mozaik eserlerinin geçmişten günümüze tuttuğu ışığa sırt çeviriyoruz.

Önemli olan sadece araştırmacıların, akademisyenlerin değil başta bölge halkı olmak üzere vatandaşlarımızın bu müzeyi gezmelerini sağlamaktır.

Hatay’da bu müzeyi bırakın gezmeyi henüz adını bile duymamış bir çoğunluk varken ülke kültürünün ileri gitmesinden söz edilemez.

Bu müzenin ve Türk mitolojisinin de önemine vurgu yapan Yeşim Taşı Efsanesi 2/ Gizemli Kitap gibi kitaplarda müzenin tanıtımı yapılıyor. Bu gibi çalışmaların sayısının artması ve çocukların da Hatay kültürüne vakıf olmalarını sağlamanın önemini vurgulamak istiyorum.

 

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi