O kadar çok gönüllü köleliğimiz var ki, bu gönüllülük ile başlıyor özgür seçim illüzyonları. Telefonunun efendisi, sahibi zannederken; kendini kocaman teknoloji titanlarının tabağında bir kırıntı olarak bulursun. Yerken, içerken, inancını seçerken, siyasi fikirlerini kabul ederken, dünya görüşünde seçtiğin herhangi bir topluluk ile saf tutarken, değer yargıların dahi sana sunulan seçenekler ile belirlendi. Sana sonucu önceden belli seçenekler sunarlar, her seçeneğin sonucu tam da onların istediği gibidir, ve sana o sihirli cümleyi söylerler, özgür seçimle bir tanesini seç derler. İki yanlıştan bir tanesini seç derler, seçtiğin yanlışı sana doğru olarak kabul ettirirler. Peki bu kaostan kurtulmanın hiçbir yolu yok mu ?
Var elbette ki, gerçek özgür irade ve seçim yolunda zinciri kırmanın ilk adımı: “Seçmemeyi Seçmektir”
Kulağa biraz tuhaf geldini biliyorum ama seçmemeyi seçmek özgür seçim illüzyonundan uyanmanın ilk adımıdır. Önce onların oyununu bozacaksın. Onların sana sunduğu seçimlerden hiçbirini seçmez isen, sonucu onların bildiği kadere doğru yuvarlanmaktan kurtulursun. Seçmemeyi seçmek, kaybederken kazanmaktır aslında; seçmemeyi seçmek, bir hayvan içgüdüsü ile yemeğin peşinden tuzağa doğru gitmeyi terk etmektir, seçmemeyi seçmek seçimini kendin yaratmak demektir.
Önüne birbirinden renkli ve cafcaflı faydadan uzak birbirinden lezzetli yiyecekler koyacaklar, en lezzetli hangisi ise onu seçmesini isteyecekler içimizdeki haz düşkünü köleden. İçimizdeki köleyi iyi tanıyalım. İçinizdeki kölenin efendisi olduğunuzda, esaretinizden kurtulacaksınız. Efendi olan faydanın peşindedir, köle olan hazzın peşindedir. Bakınız reklamlara, sizin köle tarafınıza ne kadar da çok hitap ediyorlar. Haz almanızı ve bununla uyuşmanızı istiyorlar. Faydaya ulaşmayı zor, hazza ulaşmayı kolay hale getiriyorlar. Lezzet ve haz ile bize seçim yaptırıyorlar, yani önce tasmayı ve zinciri boynumuza geçirip sonra bu haz ve lezzet zinciri ile bize özgür seçim illüzyonu adı altında sahte seçimler yaptırıyorlar. İşte bu zinciri seçmemeyi seçerek kırabiliriz.
Dışarıdaki köle tüccarları bitmeyecek, belki onlarla savaşacak gücün yok ama özgürlüğünü ele alabilirsin. Onların efendiliğinden kurtulup, kendi efendiliğine doğru yol alabilirsin. Bunun için önce içindeki o korkak, haz peşindeki kölenin seni yönlendirmesinden kurtulmalısın. İçindeki köle her ne kadar haz ve lezzeti istese de, sen gerçek efendinin kim olduğunu içindeki köleye göstermelisin.
Unutma, içindeki kölenin efendisi olmadan onu azad edemezsin! Çünkü diğerleri onu azad edecek değil. Sen köleni azad etmek için efendisi olmak zorundasın dostum. İçindeki haz, rahat ve lezzet düşkünü korkak köle senin ne kadar kararlı ve faydayı gözeten biri olduğunu gördükçe yavaş yavaş boyun eğecek sana. Ama işte bazen baş kaldırmalar da olacak, seni haz, rahat ve lezzet peşinde seçim yapmaya zorlayacak. Bu seçimi yapmazsan sanki hayatının sonu gelecekmiş gibi sana hissettirecek. Sen tüm bunlara rağmen bu köleyi azad etmek için onun efendisi olacaksın. O yüzden bu kölenin önüne gelen tüm seçimlere karşı, seçmemeyi seçeceksin. Kölene, haz, rahat ve lezzetin birer tuzak olduğunu, zincir olduğunu, bunlardan biri seçim ile karşısına geldiğinde seçmemeyi seçerek bu zincirleri kırabileceğini ona söylemelisin.
Kendinin efendisi olmak için, önce kendini inşaa etmelisin. Kendini inşaa etmek için içindeki köleyi azad etmelisin. İşte o zaman kendini inşaa etmeye yavaş yavaş başlar insan. Bu vakitten önce insan özgür seçimi varmış gibi görünen ama olmayan, tüketen bir robot köledir.
Niçin kendinin efendisi olacaksın? Tabii ki köleye yaptığın gibi onu da özgür bırakmak için kendinin efendisi olacaksın. Peki neyden özgür olacaksın? Korkularından, şüphelerinden, belirsizlikten vb.. Bu da bir başka yazımızın konusu. Kendinin efendisi olmak yazı serimizin bu ilk bölümünde içimizdeki köleyi azad etmek için seçmemeyi seçmeyi öğrenerek, kendinin efendisi olma yolunda bir adım attık.
Buradan selam olsun bu adımı atan o cesur ruhlara. Dünya sizinle değişecek. Biz değişirsek dünya değişir. Ortada köle olmaz ise kimse kimsenin efendisi de olamaz. Kendimizin efendisi olduktan hemen sonra azad edeceğiz kendimizi. Kölelerin ve efendilerin olmadığı bir dünyaya selam olsun!
"Fakat o sarp yokuşu göğüsleyemedi. Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? O köle âzad etmektir." (Beled sûresi, 11-13)