Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, en büyük korkularımızdan birisi de orman yangınları… Ormanlar, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler yok olurken yüreğimizden bir parça onlarla birlikte yok oluyor. Geçtiğimiz yaz Muğla ve Antalya ve diğer birçok şehirde yaşanan orman yangınlarında nice ormanlarımız yok oldu. Biz onların yok oluşunu izlerken kendimizden bir parça yok oldu perişan olduk… Bu yıl da üzücü haber maalesef Marmaris'ten geldi, Salı günü geç saatlerde çıkan bir orman yangını, ülkenin dört bir yanından uçaklar ve helikopterlerle çevrili itfaiyecilerin kuvvetli rüzgarlar ve yüksek sıcaklıklardan kaynaklanan alevlerle savaşmaya devam etmesiyle üçüncü gününe girdi.
Marmaris yangınında üç gün sonra, bölgede hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Muğla'da çıkan yangına itfaiye ekipleri, perşembe günü karadan ve havadan müdahale ederken, alevlerin yüksek sıcaklıklar ve rüzgarlı hava nedeniyle yeniden yayılmasıyla kontrol altına alınabileceği umutlarımızı maalesef söndürdü. Ege sahil beldesi Marmaris yakınlarındaki yanan ormanlık alanlar, bölgede on binlerce hektarı harap eden geçen yılki yangınların tekrarlanacağı korkusunu hepimize yaşatıyor.
Orman yangını, profesyonel itfaiyecilerden gönüllülere, itfaiye uçakları ve alevlere su püskürten helikopterlerden karadaki çalışmalara katılan polis tazyikli su araçlarına kadar her şeyi, herkesi harekete geçirdi. Bu arada, Bördübet Mahallesi'ndeki seyrek nüfuslu alanda çıkan yangın, alanı bir duman bulutu olarak kapladı. Salı günü saat 20:00 civarında başlayan yangının nedeni maalesef net olarak belli değil. Çarşamba günü alevlerle mücadele eden ekipler, karanlık çöktüğünde çalışmayı durdurdu, fakat maalesef yangın hala devam ediyor.
Yangının başlamasından bu yana bölgede bulunan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, yangının kontrol altına alındığını ancak daha sonra rüzgar ve sıcak havanın etkisiyle yeniden yayıldığını söyledi. Tedbir olarak 274 kişinin tahliye edildiğini ve yaklaşık 2 bin 600 kişinin yangını kontrol altına almak için çalıştığını da sözlerine ekledi. Orman Müdürlüğü Perşembe günü yangına 27 helikopter ve 14 uçağın müdahale edeceğini söyledi.
Kirişçi gazetecilere verdiği demeçte, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de çalışmalara destek verdiğini, 7 helikopter ve ekiple yoğun bir şekilde çalıştığını söyledi. "Kontrolden çıkmış bir yangın değil ama tamamen kontrol de edilmiyor. Ortada bir yerdeyiz" dedi. Yangının 200 hektarlık bir alanı kapladığını ve şimdi bu alanın "biraz ötesine geçtiğini" doğruladı. Söndürme çabalarının zorluklarından biri olarak engebeli araziyi gösterdi, ancak sıcaklıkların ve kuvvetli rüzgarların çalışmalarını etkileyen daha büyük zorluklar olduğunu vurguladı.
Katar ve Azerbaycan'ın çabalara yardımcı olmak için helikopter ve uçak teklif ettiğini ve yakında yangına müdahale eden hava aracı sayısının 61 olacağını söyledi.
Bakan ayrıca, yanan alanların imar için açılacağı yönündeki iddiaları da yalanladı. "Geçen yıl 50 bin 500 hektar alanı yangınlarda kaybettik ama şu ana kadar 28 bin 500 hektarlık alan restore edildi (orman olarak kullanılmak üzere). Ağaçlandırma çalışmalarına devam edeceğiz" dedi.
Kirişçi'ye bölgede düzenlediği basın toplantısında eşlik eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin afetler konusunda dünyada iyi bir yerde olduğunu, ancak hükümetin yangına tepki konusunda eleştirilerine atıfta bulunarak "kaos arayan bir zihniyet" ile karşı karşıya olduğunu söyledi. "Uçak ve helikopterimiz olmadığını iddia ettiler ama burada onları görebilirsiniz. Burada yangınla mücadele edenlerin moralini bozmaya kimsenin hakkı yok" dedi.
Tahliye edilenlerden Birgül Çamurluoğlu, AA muhabirine Perşembe günü yaptığı açıklamada, ekiplerin yangını söndürmek için büyük çaba sarf ettiğini gördüklerini söyledi. "Evimizde hasar yok ama bize eşlik ettiler. Rüzgar nedeniyle yangın hızlı ilerliyor" dedi.
Tahliye edilen bir diğer mahalle sakini Ziya Şimşek, yangının hava ekiplerinin gece çalışmaması nedeniyle yayıldığını söyledi. "Yanıt hızlıydı ve herkesin seferber olduğunu gördük. Alevler evime yaklaştı ama etkilenmedi. Şu an iyiyiz ve umarım bir an önce biter" dedi. Bir başka tahliye edilen Bahar Dev, yangına karşı bir bariyer oluşturmak için evlerinin etrafındaki toprağı suyla ıslattıklarını söyledi. "Ekipler buralara yakın alevleri söndürdü ve her yerde görüyorum. Çok fazla yalan haber var ama yangına müdahalenin iyi olduğunu söyleyebilirim. Yangını söndürmek için helikopterler, uçaklar bütün gün uçtu" dedi.
Başka yerlerde, ekipler geceyi ormanda geçirdiler, yangın söndürme vardiyasını yeni işçiler devraldıkça ara sıra yerde uyudular. Balıkesir'den gelen orman işçisi Tuncay Sakar, "Buraya geldiğimden beri zar zor uyudum ve alevler sönmeden uyumak istemiyorum" dedi. Sakar, tepkiyi eleştiren sosyal medya paylaşımlarını görünce "üzüldüğünü" söyledi. Yamaçları olan engebeli bir yer ama elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Ulaşılmaz yerlerden bile geçiyoruz. İşçisinden yerlisine, profesyonel itfaiyecisine kadar herkes burada elinden gelenin en iyisini yapıyor” dedi.
Gönüllü olarak çalışan Levent Çelik, Marmaris'te denizci olarak çalıştığını ve ilçede tekne sahibi olan denizcilere katıldığını söyledi. "Geçmişte orman teşkilatı tarafından yangına müdahale için eğitildik ve itfaiyecilere yardım etmek için buradayız. Bu ülkeye olan sevgimiz bizi motive ediyor" dedi.
Bakan Soylu ayrıca yangının çıkış nedeninin araştırıldığını ve adı yakında açıklanacak olan suçlunun tespit edildiğini söylerken. Bugün Marmaris yangınının suçlusunun tutuklandığı haberini aldık. Orman yangının çıkmasına sebep olan, Sacit Ayhan verdiği ifadede “ailevi sorunlar yaşadığını, babasının bölgedeki arazisini sattığını ve babası tarafından dışlandığını bu nedenle yangın çıkardığını” itiraf etti.
