Gezegenimizin yüzde 70'inden fazlası suyla kaplı, ancak bunun yüzde 80'i keşfedilmemiş ve haritası yapılmamış durumda. Kısacası, derinlerde gizlenen tonlarca çılgın şey var. Şaşırtıcı jeolojik oluşumlar ve doğal fenomenlerden, hayal gücüne meydan okuyan yaratıklara kadar, yeni teknolojik gelişmeler, bilim adamlarının her yıl şaşırtıcı şeyler keşfettiği anlamına geliyor ve bu sadece Doğa Ana'nın işi. Sualtı dünyasının birçok harikası, büyük maviye özgü bile değil. Gemi enkazları, tüm şehirler ve hazine, deniz dibinde bulunmayı bekleyen inanılmaz insan yapımı şeylerden sadece birkaçı. İşte su altında bulunan şeyler.
Florida kıyılarında yaklaşık 3350 metre su altında, Apollo 11 görevinde Neil Armstrong’u uzaya fırlatan Saturn V roketinin motorları 43 yıl sonra keşfedilmiştir. Modern tarihin bu harika eserlerini keşfeden adam, aynı zamanda keşif gezisini finanse eden Amazon’un CEO’su Jeff Bezos’tur.
Sac Uayum, Meksika’nın Yucatán Yarımadası’nda bulunan bir sulu obruktur. Yerliler buradan çok fazla korkuyor. Bunun üzerine 2012’de bir dalgıç ekibi, yerlilerin buradan neden korktuklarını keşfetti. Burada yapılan bir su altı araştırması, deforme kafatasları da dahil olmak üzere insan kemikleriyle dolu iki mezar odasını ortaya çıkardı. Kafatasları büyük olasılıkla kurban edilen insanlara aitti. Çünkü üst kısımları düzleştirilmiş olan kafataslarının şekli, Maya uygarlığı tarafından uygulanan kasıtlı bir deformasyon yöntemiydi.
İlk kez 1985 yılında bir dalış turu operatörü tarafından keşfedilen bu antik yapı, su altında bulunan şeyler arasında yer alıyor. Bu yapı bilim adamları arasında hararetli tartışmalara yol açtı. Japonya’daki Ryukyus Üniversitesi’nde deniz jeologu olan Masaaki Kimura, bunun 2000 yıl önce bir depremle batan bir Japon Atlantis’in kalıntıları olduğuna inanıyor. Ancak bazı araştırmacılar ise bunun insan yapımı olduğunu düşünmüyor. Bu nedenle tartışmalar hala devam ediyor.
Bu anomali, Star Wars’daki Millennium Falcon’a benziyor. Ayrıca anomalinin fotoğrafını gören insanlar, bunun bir çeşit UFO olduğunu düşünüyorlar. Ancak Baltık Denizi anomalisinin tam olarak ne olduğu henüz resmi olarak açıklanmadı.
Dwarka, Hindistan’da en çok çalışılan su altı alanlarından biridir ve Hindu dininde kutsal bir hac yeri olan dört Dhama’dan biri olarak kabul edilmektedir. Sanskritçe edebiyat, Dwarka’yı bir zamanlar Lord Krishna tarafından kurulan şehir olarak tanımlamaktadır. Su altında bulunan şeyler arasında yer alan Dwarka, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir.
The Guardian’a göre, 2000 yılındaki keşfinden önce, Haracleion antik kenti birkaç nadir yazıt ve antik metinde geçen bir sözden başka bir şey değil idi. Arkeolog Frank Goddio, Mısır kıyılarında olduğunu bildiği gerçek kayıp şehri aramak için yıllarını harcadı. Gelişmiş su altı tarama teknolojisini sayesinde sonunda onu kıyıdan 6,5 kilometre açıkta sular altında buldu. Kalıntılar arasında 64 gemi, 700 çapa, altın sikkeler ve 16 metre boyunda heykeller vardı.
2018’de arkeologlar, Bulgaristan açıklarındaki Karadeniz’in 1.6 kilometre derinliğinde dünyanın en eski bozulmamış gemi enkazını buldular. The Guardian’a göre, çok iyi korunan teknenin yaklaşık 2400 yaşında olduğu tahmin ediliyor. 23 metre uzunluğundaki Antik Yunan gemisi, deniz derinliğindeki oksijen eksikliği sayesinde neredeyse hiç hasar görmemiş durumda. Bu 2400 yıllık gemi enkazı, su altında bulunan şeyler arasında yer alıyor.
Arkeologlar, New Jersey kıyılarında suyun 27 metre altında iki tane nadir ve iyi korunmuş buharlı tren buldular. Daily Mail’e göre trenler 1850’li yıllarda kullanılmaktaydı. Ayrıca hiç kimse bu trenlerin okyanusun dibine nasıl düştüklerinden tam olarak emin değil. Trenlerin inşa edildiğine veya kaybolduğuna dair bir kayıt yok. Ancak muhtemelen bir fırtına sırasında mavna ile taşınıyordu ve mürettebat geminin alabora olmasını önlemek için trenleri denize bıraktı.
ABD derin deniz keşif şirketi Odyssey Marine, 2011 yılında SS Gairsoppa’yı keşfetti. Kargo gemisi, 1941’de Hindistan’dan İngiltere’ye dönerken İrlanda kıyılarında bir Alman denizaltısı tarafından torpido ile batırıldı. BBC’ye göre, şimdiye kadar gemiden 150 milyon sterlin değerinde 200 tondan fazla gümüş çıktı. Odyssey Marine, masraflardan sonra taşımanın %80’ini elinde tutacak ve kalan %20’si İngiliz hazinesine gidecek.
Bilim insanları, 1901’de dalgıçlar tarafından keşfedilen Antikythera Mekanizması’nın ne olduğunu anlamak için çok uzun bir süre çalıştılar. Su altında bulunan şeyler arasında yer alan bu mekanizma, eski bir Yunan analog bilgisayarıydı. Bilim insanları, x-ray teknolojisi sayesinde, yaklaşık bir şömine saati büyüklüğünde olan cihazın sırrını çözdüler. Smithsonian Magazine’e göre bu cihaz, güneş ve ay takvimlerini haritalayan sofistike bir takvim ve bilgisayar kullanıldı.