Manavgat, Mersin, Osmaniye, Kayseri, Adana illerinde başlayan orman yangınları Türkiye genelinde şu an 208 orman orman yangını var ve 196 orman orman yangını kontrol altına alındı. Ancak 6 ilde süren orman yangınları ile mücadele devam ediyor, bir alan kontrol altına alınmaya çalışılırken, başka yerden başka bir orman yangını ortaya çıkıyor. Ne yazık ki son yangınlarla bu yıl yanan alan büyüklüğü yıllık ortalamanın yaklaşık 9 katına çıktı. Dolayısıyla yün binlerce hektarlık alanımız yok oldu, on binlerce hayvanımız yaşamını yitirdi, izlerken ağlamaktan başka bir şey elimizden gelmedi?. Bu noktada canlıların yaşam alanı olan ormanların tekrar ağaçlandırılması gerekiyor. Herkesin aklındaki soru: "Yanan orman alanlarını tekrar yeşillendirmek mümkün mü" gelin o zaman cevapları hep beraber alalım. Türkiye’nin güney illerinde orman yangınları günlerdir etkisini sürdürüyor. Yangın söndürme çalışmaları devam ederken, kamu ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla bazı fidan kampanyaları da başlatıldı...
Orman Mühendisleri Odası ve TEMA Vakfı da fidan bağışı kampanyaları başlattığını açıkladı. Söz konusu kampanyalara sporcular, sanatçılar ve pek çok kurum da katılım gösterdi.
Fakat uzmanlara göre, yanan arazide fidan dikerek ağaçlandırma çalışması yapmak yerine doğal yöntemlerle bunun olmasını beklemek daha iyi bir seçenek.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, konuya ilişkin BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Akdeniz ve Ege bölgelerindeki ormanlarda hakim ağaç türlerinin kızılçam olduğunu ve yangınlarda kızılçamların tamamının yanmadığını dile getiriyor.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay; kızılçamların insanlık öncesinde de bu coğrafyada var olduğunu dile getirerek bu ağaçların yangınlara karşı uyum sağlamayı öğrendiğini söylüyor:
“Kızılçamlarda kozalaklar yanmıyor. Yanmayan kozalaklar külün üzerine düşüyor. Kozalaktan düşen tohumlar ise toprakta bir süre sonra filizleniyor. Kızılçam ormanlarının gençleşmesi de aslında yangınla oluyor. Çok önceden beri doğal yollarla çıkan yangınlar da bu gençleşmeye sebep oluyor.”
10 gün önce başlayan 208 orman yangınından 196’sı kontrol altına alındı. Ancak bazı yerlerde yangın ne yazık ki devam ediyor...
Nitekim hasar tespit çalışmaları da henüz yapılamadı. Ancak yüz binlerce hektarlık alanın kül olduğu tahmin ediliyor
Prof. Dr. Tolunay, yangınların söndürülmesinin ardından yapılması gereken en önemli şeyin fidan dikmek yerine, yanmış araziyi kontrol altına alıp, koruyup, gözlemlemek olduğunu vurguluyor ve ekliyor;
“Bunun neticesinde bir sonraki baharda metrekarede onlarca kızılçam fidanı olacak” diyor. Ancak bunun her zaman gerçekleşememesinin de bir ihtimal olduğunu belirten Prof. Dr. Tolunay sözlerine şöyle devam ediyor: “Kızılçam ağaçları gençse ya da kozalağı yoksa yakın çevrede bulabileceğimiz tohumları külün içine atarız. Böylelikle genetik olarak da türlerin devamlılığını sağlarız.”
Bu arada hatırlatmak isterim ki; Anayasa’nın 169. Maddesi “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz” hükmünü içeriyor.
Peki, fidan bağış kampanyalarıyla birlikte ağaçlandırma çalışmaları nasıl yapılıyor?
TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, BBC Türkçe’ye ağaçlandırma çalışmalarında izledikleri yolları sırasıyla şöyle anlattı:
- Yanan bölgede etüd çalışmaları yapılır. Bu çalışmalarda yanan alanların hangi kısımlarında yeni bir orman oluşturacak yeterli yoğunlukta çimlenme yeteneğine sahip tohum stoğu olup olmadığına dair tespitler yapılır. Yeterli tohum stoğu olan alanlar ağaçlandırma çalışmaları dışında tutulur ve doğal olarak sahanın mevcut çimlenen tohumlardan orman oluşturması beklenir.
- Eğer yangın sonrasında yanan alanda yeterli tohum stoğu yoksa, bu alanlar ağaçlandırma çalışmaları başlatılır. Buna göre ihtiyaç duyulan fidan ve bu fidanı üretmek için gerekli tohum miktarı belirlenir.
- Ağaçlandırma için elinizde yangın sahasına uyumlu, yereldeki doğal kızılçam ormanı kaynaklarından üretilmiş fidan olup olmadığı belirlenir. Manavgat yangını gibi büyük yangınlar beklenilmeyen, istisnai durumlar olduğu için genellikle elde yeterli miktarda dikime hazır fidan bulunmayabilir.
- Eğer yeterince fidan stoğu yoksa, yapılacak olan bu fidanların yetiştirilmesi için gerekli tohumların temin edilmesidir. Bu tohumlar Kızılçam tohumlarının olgunlaşma zamanı Nisan-Mayıs ayları olduğu ve yangın yaz aylarında çıktığı için ancak gelecek yılın Nisan-Mayıs aylarında üretilebilir. Bu tohumlardan üretilen fidanlar tohum üretimini takip eden Şubat-Mart aylarında ekilerek en az 8 ay fidanlıkta dikime hazır hale gelmeleri beklenir.
- Bu sürede ilk olarak yangından zarar görmüş ağaçların kesimi ve sahadan çıkarılması işlemleri yapılır. Arazi hazırlığı, fidan dikimine uygun olan zamandan önce bitirilir. Bu aşamada doğal türlerin bulunduğu alanlar olduğu gibi muhafaza edilir.
- Hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte Akdeniz Bölgesi’nde en uygun dikim zamanı Aralık-Şubat ayları arasındaki dönemdir. Bu dönemde dikime hazırlanan arazide fidan dikimleri gerçekleştirilir.
- Dikim sonrasında yağışların bitmesiyle fidana baskı uygulayan, onu gölgeleyen otları uzaklaştırmak ve toprak suyunun buharlaşma ile kayıplarını azaltmak üzere 3 yıl boyunca ot alma ve çapalama uygulamaları yapılır. Dikimi takip eden 3 yıl boyunca bu çalışmalar tekrarlanır ve sahanın yeterli sayıda (en az dikilen fidanların yüzde 80’inin yaşadığı) başarı seviyesine ulaştırılır.
- Tüm bu çalışmalar Orman Genel Müdürlüğü işbirliği ile gerçekleştirilir.