Kültür

Yedi Başlı Ejderha'dan İntikam Almak

Dünyanın pek çok mitolojisinde benzer ögelere ve kahramanlara rastlamak mümkün. Bunlar içinde belki de en dikkat çekici olanı yedi başlı ejderha. Çünkü biz Türkler için anlamlı bir yere sahip. Son dönemde bulunan Dede Korkut’un on üçüncü hikayesi olduğu bilinen metinde de yedi başlı ejderhaya denk geliyoruz.

Türk kültüründe ve dünyanın bambaşka coğrafyalarındaki milletlerin kültürlerinde yer edinen ejderha kültü, insanlığın ortak hafızasında bir korku unsuru olarak yaşamaya devam ediyor.

Kötülüğün ve şeytani fikirlerin sembolü haline gelen ejderha; masallarda, efsanelerde ve mitik hikayelerde karşımıza çıkıyor. Menkıbelerin ve efsanelerin ortak figürü haline gelen ejderha kimi hikayelerde mağara başında bekleyen bir hazine koruyucusu, kimi anlatılarda ise insanları yiyen bir tür dev olarak anlatılıyor.

Anadolu’nun en eski dönemlerinde Etiler’de ejderha ile mücadeleyi konu edinen bir efsane bulunmakta. Boğazköy Arşivi’nde ele geçen tabletlerde bu tür bir hikaye yer alıyor. Burada Gök ve fırtına tanrılarının İlluyanka ismindeki bir ejderha ile mücadelesi anlatılıyor. Gök tanrısı, İlluyanka'ya yeniliyor gibi olsa da sonra kuvvetini toplayarak giriştiği yeni bir mücadelede İlluyanka'yı öldürmeyi başarıyor. Etiler'in bu efsanesine benzeyen, fakat daha sonraki devirlere ait Zeus ile dev yılan Typhon arasındaki bir mücadelede de benzer motifler çıkıyor karşımıza.

Mezopotamya'da MÖ III. binlerde Sümerlerde de Babil’in bu Tanrı ve ejderha mücadelesine benzeyen orijinal efsaneler yer alıyor. Sümerlerde Tanrı Enki, Tanrıça Erechkigal'in ejderha Kur tarafından kaçırılması üzerine onunla mücadele ederek yenmesi anlatılıyor.

Babil'de Tanrılar arasına giren Marduk'un, Tiamatu adında muazzam bir deniz ve kaos ejderini öldürdüğüne ve onun parçalarından dünyayı yarattığına dair bir efsane bulunmaktadır.

Etilerin fırtına ve Gök Tanrısı ile ejderha İlluyanka arasındaki mücadeleyi anlatan bu efsanenin, Sümer ve Babil efsanelerinden aktarıldığı da ifade edilmiştir. Kimi uzmanlara göre, Yahudi mitolojisindeki yedi başlı ejderha efsanesi de Mezopotamya kaynaklıdır.

Dede Korkut hikayelerinde de yer bulan ejderha, Türk mitolojisinde daha çok mağaralarda yaşayan ve insanları yiyen bir tür kötü yaratık olarak yer alır. Oğuz Kağan Destanı’nda da böylesi bir ejderha ile başa çıkamayan halk, Oğuz’dan yardım ister ve büyük kağan da ormanda ejderhayı öldürür.

Türk İslam motifli anlatılarda da ejderha karşımıza çıkar. Üstelik tam da yedi başlı olarak görülmektedir. Örneğin adı türlü efsanelere karışmış önemli bir evliya Sarı Saltuk'ın yendiği ejderha da yedi başlıdır.

Son bulunan Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürdüğü adlı destanda da yine korku ögesi olarak aynı varlığı görüyoruz. Salur Kazan, ejderhayı yok ettikten sonra üzerine çıkıp bağdaş kurar. Burada da bir Türk oturuşunu görmekteyiz. Türk kültüründe olduğu gibi Fars, Arap, Anadolu, Babil ve Sümer mitlerinde de karşımıza çıkan yedi başlı ejderha bir korku ögesi olarak kullanılmasına rağmen her zaman yok edilebilen de bir varlıktır.

İnsanlığın ortak hafızasında yer edinmesinin nedeni, ejderhaların belki de insandan önce evrene hakim olmuş dinozorların insan belleğinde oluşmuş farklı bir motifi olmasıdır. İnsan, yılan ile dinozoru belleğinde bir araya getirerek bu yaratığı var etmeyi başarmış olabilir ya da binlerce yıldır dünyayı kemiren yedi başlı ejderhalardan efsaneler yoluyla intikam alıyor olabiliriz. Ne dersiniz?

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi