Kültür

Şifacılar ve Ocaklar Aslında Şaman mıdır?

Şamanlar, nasıl ki güçlerini devredeceği kişiye yöntemlerini öğretirler; ocaklı kişiler de kan bağı olan kişilere ocağı devretmeden önce o kişiyi bir eğitime tabi tutarlar. Şamanlık da ocaklık da doğuştan gelen birtakım mistik güçler sayesinde kişide hasıl olur. Şaman olacak kişinin diğerlerine göre olağanüstü özellikler taşıması gerekmektedir. Ocaklı kişilere halk büyük bir saygı duymaktadır. İnsanlar; ocaklı olduğu bilinen aileler ile temasa geçerken dikkatli olmaktadırlar.  Anadolu’da hastalıkları tedavi eden ve hoca, şeyh, okuyucu-üfürükçü, ocaklı, izinli, orumçu olarak bilinen kişiler aslında Şamanların bir tür devamı niteliğindedir.

Ocaklar ve uyguladıkları sağaltım pratikleri, Türklerin eski inançlarından izler taşımaktadır. Tedavi pratikleri, halkın birçoğu tarafından kutsal olarak görülmektedir. Türkler, İslamiyet'i kabul ettikten sonra bile Gök Tanrı inançlarını ve Şamanizm kalıntılarını yeni inançlarının örtüsü altında devam ettirmişlerdir. Bu durum Türklerin yüzyıllar boyunca kabullenmiş oldukları değerlerinden kopamayışının bir sonucudur. İslamiyet'te yer almamasına, din adamlarının bunların Allah'ın birliğine inanmaya aykırı olduğunu belirtmelerine rağmen Türk halkı, kökeni ne olursa olsun bu tür uygulamaları, inancın kutsallığına dayandırarak korumaya devam etmiştir.

Türklerin İslamiyet öncesindeki atalar kültü, tabiat kültleri, Gök Tanrı kültü ve Şamanlık gibi eski inançları, yeni inanç örgüsü altında devam etmiştir. Ocak olan kişi de Şamanlar gibi hastalığın önce türünü belirlemekte ve buna göre tedavi pratiğini uygulamaktadır.  Şaman'ın ilk karar vereceği konu, sağaltacağı hastalığın türüdür. Campbell bu konuda, sağaltımın türüne göre masaj, söktürücü bir ot ilacı, içeri giden öğenin emilip çıkarılması gibi uygun bir tedavi yapılacağını belirtir. Yine onun naklettiğine göre ruh uçtuysa görünmeyeni görme yeteneğiyle onun gizlendiği yeri keşfetmelidir. Sonra dedikleri gibi davulun sesine binerek, vecd hâlinde kanatlarının üstünde ruhun gittiği diyarlara uçmalı, göklerde, cehennemde veya dağların ötesindeki ruhsal ülkelerin bekçilerini alt etmeli ve hemen Şamanca kurtarma görevini yerine getirmelidir.

Büyücülerin de kayıp olanı bulma, bilinmeyeni bilme, gelecekten haber verme gibi birçok özelliği var. Peki, biz bu benzer yönlerinden yola çıkarak büyücüler ile Şamanları özdeşleştirebilir miyiz? İşlevler benzer gözükse de halkın büyücüler ve Şamanlara bugün ise ocaklara yüklemiş oldukları anlamlar oldukça farklıdır. Dinde günah olduğu açıkça belirtilen büyü ve fal ile uğraşan kişiler toplumun çoğu tarafından sevilmez ve hoş karşılanmazlar. Oysaki tüm bu söz konusu güçlerini Allah'tan aldığını ifade eden ve ritüellerine kutsal-dini sözlerle başlayan ocaklılar kabul görürler. Masal ve efsane arasındaki farkın belki de bir benzeri, büyücü-ocak (şaman) arasında karşımıza çıkar. Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde yerine Allah'ın meleklerini yer yüzüne gönderdiği bir günde demek anlatının inanılırlık düzeyini elbette artıracaktır. Tüm bu yönleriyle şimdi yeniden sormak da fayda var diye düşünüyorum. Sahi Şamanlar, hatta ocaklar birer büyücü olabilirler mi?

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi