Tırnak yeme alışkanlığı, özellikle en erken 3 yaşındaki çocuklarda görülür. Peki bunun sebebi nedir? Altında yatan nedenler nelerdir? Ebeveynler bu alışkanlığı köreltmek için ne yapmalılar? Çocuklarımızı gördükçe sürekli uyarmalı mıyız? O halde bu soruların cevaplarını hep beraber öğrenelim, neler yapabileceğimizin farkında olalım ve harekete geçelim.
Çocuklar neden tırnak yerler?
Ebeveynlerin bu duruma tanımı; çok baskılı, kurallı ve aşırı disiplinli ortamlardaki çocukların bu durumu daha sık yaşamaları yönündedir. Bu tanım evrensel olarak da kabul edilebilir. Çünkü çoğunlukla baskının aşırı hâkim olduğu, günün her saatinde bir kural olduğu ve bunun sonucunda çok disiplinli bir yetiştirilme evresinin bulunduğu evlerde bu sorun görülmektedir. Çocuklar baskıdan hoşlanmazlar, aşırı baskı onlara itici güç olacaktır. Eğer çocuklarınızın davranış ve hareketlerinden memnun değilseniz, öncelikli olarak uyguladığınız tavırları değiştirmelisiniz. Bu durumda yapmanız gereken en önemli tutum, şikayetçi olmamanız gerektiğidir. Önce bu durumun altında yatan sebepleri bilmelisiniz. Şikayet etmek çözüm değildir, siz şikayet ettikçe çocuğunuz kendisini daha çok baskı altında hissedecektir.
Tırnak yeme alışkanlığının altında yatan nedenler nelerdir?
1. Heyecan
Çocuklar özellikle iyi veya kötü bir olay karşısında çok heyecanlanırlarsa, bu davranışı gösterebilirler. Bu durumda yapmanız gereken, öncelikle çocuğunuzu sakinleştirmek ve rahatlatabilmek. Çocuğunuz ne kadar az heyecanlanırsa, bu alışkanlık bir o kadar törpülenecektir. Çocuğunuza, nabzını yavaşlatacak etkinlikler ile yönelmelisiniz.
2. Korku ve öfke
Çocuklarımız duygularını en üst noktada yaşamayı severler. Hatta çoğu duyguyu da bilinçsiz bir şekilde yaşarlar. Çocuklar korktukları zaman ne yapacaklarını bilemeyebilirler. Özellikle de çok küçük çocuklar. Bu sebeple korku onların daha çok öfkelenmesine, duygusal travmalara ve tırnak yemelerine itici güç olacaktır. Mümkün olduğu kadar korkularıyla yalnız bırakmamanızı önermekteyim. Öfke korkunun kaynağıdır. Çocuğunuzu sağlıklı bir birey olarak yetiştirmeniz için, onları korkutmadan, tehdit etmeden hayatı öğretebilmelisiniz. Yaşam, onlar için henüz çok erken ama çok da yakın bir rüyadır.
3. Kaygı
Çocukların gelişimlerini ilk olarak ele alırsak, yaşadıkları kaygı durumunu bu konumla paralel tutmamız daha doğru olur. Kaygı, tüm olumsuzlukların altında yatan nedenlerdendir. Bu sebeple çocuğunuzu iyi hissettirmelisiniz ki, kendisini güvenli bir ortamda bulundurdukça çocukta bu durum azalacaktır. Zamanla kaygısal durumlar ilerlerse, çocuk yetişkin bir birey olduğu zamanda da bu davranışı tekrarlamaya devam edecektir. Dahası ise, yaş geçtikçe davranış kalıplaşmış olacağından önüne geçilemez bir hal alabilir.
4. Stres
Stres, her yaşta olabilecek bir duygudur. Bu duyguyu mümkün olduğunca aza indirgemek, çocuğunuzu psikolojik anlamda hafifletecektir. Stresli ortamlarda bulunmaması, istemediği şeylerin yapılmasını izlememesi, ani duygu iniş ve çıkışları stresi oluşturan etkenlerdendir. Çocuklarınızı stresliyken uyarmamaya çalışmalısınız. Siz uyarırsanız, çocuğunuz bunu bilinçaltında daha farklı şekillerde yorumlayabilecektir. O sebeple sakin davranmalı ve sağlıklı çözüm yollarını aramaya başlamalısınız.
5. Yalnızlık
Çocuklar güvenli bağlanma dönemini geçtiklerinden itibaren, bağımsız olmayı isterler. Ve bir anda kendi dünyalarını kurmaya başlarlar. Lakin bu dünyayı kurarken yalnız olmaya değil, güvenilecek biri veya bir ortama sadık kalmaya özen gösterir. Bunun en başında da bireysellikle yalnızlığın karıştırılmaması gerekir. Çünkü çocukların bireysel davranış içerisinde bulunması bir problem değildir, fakat yalnızken huzursuz olması bir problemdir. Bu sebeple çocuğunuzun hissetmek istediği güveni her daim karşılamaya özen göstermelisiniz. Aksi takdirde bu alışkanlık hayatı boyunca devam edebilir.
6. Dikkat ve Özgüven eksikliği
Çocukların tırnak yemelerinin altında yatan sebeplerinden birisi de dikkat ve özgüven eksikliğidir. Çocuğunuz odaklanma problemi yaşıyorsa, kendisini ifade etmekte güçlük çekiyorsa, girdiği ortamlarda utangaç ve çekingen bir tavır sergiliyorsa, üzerine gitmemelisiniz. Bu, onların daha çok tırnak yemelerine neden olacaktır. Çocuğunuzun odaklanma süresini artırıcı aktivitelere yönlendirebilir, kendine güvenmesini sağlayabilmesi için de daha çok sosyalleştirebilirsiniz. Çocuklarda tırnak yeme alışkanlığının altında bir değil, birden fazla sebep bulunur. Bu sayılanlar en çok karşılaştığımız durumların birkaç örneğidir. Bunun dışında; kardeşler arası kıskançlık, ilgisizlik, şiddet, öğrenme güçlüğü, sınav kaygısı da bulunmaktadır. Bir diğer en önemli unsura gelecek olursak eğer, o da ebeveynlerin rol-model alınmasıdır. Çünkü çocuk anne babasından ne görürse onu yapmak ister. Onları örnek alır ve gün boyu izler. Çocuklar ilk doğdukları andan itibaren gözlem yaparak gelişimlerini tamamlarlar. Etraflarında bu davranışı gösteren insanları da taklit etme gereksiniminde bulunurlar. Dolayısıyla tırnak yeme alışkanlığı bu durumdan da kaynaklanmaktadır.
Tırnak yeme alışkanlığını nasıl ortadan kaldırabiliriz?
Ebeveynlerin sürekli yaptığı hatalardan birisi de çocukları sözlü iletişim ile sürekli negatif uyarmak ve ısrarcı olmaktır. Bu davranışı yapmamanız gerekmektedir. Çünkü bu davranış beraberinde baskıyı da doğuracağından, çocuğunuzu bu alışkanlığa daha çok bağlayacaktır. Dolayısıyla bu durumu ilk günlerde görmezden gelmelisiniz ama çok dikkatli bir şekilde takip etmelisiniz. Çocuğunuz hangi durumlarda bu alışkanlığı sergiliyor, hangi olaylarda daha sık tırnaklarını yiyor? Öncelikle bu soruların cevaplarını bulmalısınız. Çocuklarınız hangi durumlarda tırnaklarını yemeye kalkıyor ise, o durumların önüne geçmeniz elbette daha doğru olacaktır. Yapmanız gereken bir diğer şey ise, çocuğunuz elini ağzına götürdüğü an kızmak, azarlamak yerine dikkatini başka yöne çevirebilmenizdir. Beraber oyun oynayabilirsiniz, bulmaca, akıl ve zeka oyunları, yap-boz vs. oyunlarını ilk etapta evinizde bulundurabilirsiniz. Çocuklarınızın tırnak bakımlarını, kendilerinin yapmasına fırsat vermelisiniz. Bu davranış da alışkanlığını köreltebilecek hareketlerdendir. Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamamalısınız. Sevginizi her daim belli edebilmelisiniz. Onun için güvenli bir ortam oluşturmalısınız. Size koşulsuz güven sağlamalı ve sevginizin farkında olmalıdır. Çocuklarınızla bol bol konuşun, oyunlar oynayın. Onlara zaman ayırın. Birlikte doğa yürüyüşleri yapın, sadece kendisinin bu Dünya’da yaşamadığını ona anlatın. İlgisiz asla ama asla bırakmayın. Çocuğunuzu dinleyin, iyi bir dinleyici olun. Hatalarını yüzüne vurmayın, beraber çözmeye çalışın. Kısacası çocuğunuza çocukluğunu yaşatın, yaşının değerini ve zamanın asla geriye gelmeyeceğini daima hatırlayın ve hatırlatın. Sorunlar zaten zamanla çözülecektir, siz sevginizi kalbinizden, çocuğunuzu benliğinizden soyutlamayın. Çocuğunuzun Dünya’sına girmeden, onu gerçek Dünya ile tanıştırmayın. Çünkü onun her şeyi sizsiniz, sizlersiniz. Bunu hiçbir zaman unutmayın.