Amarant kelimesini muhtemelen çoğunuz ilk defa bu yazıda görüp merak edip okumaya başlamış olabilirsiniz, fakat merakınız da haklısınız, bunca zaman ondan neden bu kadar uzak kaldığınızı öğrenince bir an önce onu kavuşmak isteyeceğinizden eminim. Şimdi zaman makinemizi ayarlayıp rotamızı milattan önceye eski çağlara ayarlayalım... Amarant'ın kökeni milattan önce 6700’lü yıllara dayanan amarant bitkisi, Aztekler, Mayalar, Amerika yerlilerinin protein kaynağı bir besinmiş... Aztekler'de önemli bir şifa kaynağı olan amarant diğer adıyla horozibiği o zamanlardan bu zamana aslında hayatımızda. Döneminde bir şifa kaynağı olarak tanınıp civar ülkelere de yayılmış ve kullanılmış. Ancak zaman içinde kullanımı giderek azalmış. Son dönemlerde biz onun ismini yeni yeni duymaya başlasak da o uzun yıllardır hayatımızda. Amarant içerisinde yüksek miktarda magnezyum, çinko, kalsiyum, potasyum fosfor, bakır gibi önemli elementleri barındırır. Millattan önce Azteklerin bol bol kullandığı bu besin kaynağı birçok kaynakta “ot” olarak geçer. Eski çağlarda amarant farklı şekillerde kullanılmıştır.  Kendisi bitki, yaprakları sebze, tohumları ise tahıldır. Amarant eski çağlarda bu kadar işlevsel olarak kullanılsa da zaman geçtikçe yerini süs bitkisi olarak kullanıma bırakmıştır. Bu arada incelenilen 50 çeşidi bulunmaktadır. Peki, onu nasıl kullanacağız?" derseniz hemen onun da yanıtını vereyim:

• Amarantın tohumlarını tüketebiliyoruz. Bu tohumlar tıpkı kinoaya benziyor. Bu amarant tohumlarını kullanarak birbirinden nefis salatalar, pilavlar yapmanız mümkün. Haşlama mantığıyla pişirebilir, afiyetle tüketebilirsiniz.
• Ayrıca amarant unu da mevcuttur, amarant unu, amarant tohumlarının öğütülmesinin sonucunda elde ediliyor. Bu unu ekmeklerinizin içinde kullanarak daha proteinli ve besleyici bir hale getirebilirsiniz.
• Lezzet açısından pek bir farklılığı olmayacağı için kek, kurabiye gibi ürünlerinizin içinde de kullanabilirsiniz. Ancak bu kek ve kurabiyelerinizin sağlıklı tarifler olmasını öneririz. Yemeklerinizin içinde ya da sütünüzün, yoğurdunuz içine de amarant unundan ilave etmeniz mümkün.
• ''Nereden ulaşırım?'' diyenleriniz olacaktır. Organik ürünler satan dükkanlardan, büyük gurme marketlerin reyonlarından ve internet sitelerinden rahatlıkla amaranta ve amarant ununa ulaşmanız mümkün.

Amarant Faydaları Nelerdir?

• Protein değeri oldukça yüksektir. Özellikle hayvansal protein almadan beslenen insanlar için şahane bir alternatif olmasıyla ünlü bu besinin 100 gramında 3,8 gram protein bulunuyor. Bitkisel protein anlamında tam bir hazine.
• Bunun yanında içinde kalsiyum, potasyum ve yüksek miktarda lif bulunduruyor.
• İçeriğindeki lif sayesinde düzenli ve gereken miktarda kullanıldığında bağırsak sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesine de yardımcı oluyor.
• Glutensiz bir besin. Bu nedenle çölyak hastalarının ve glutensiz beslenme düzenine giren insanların gönül rahatlığıyla tüketebilecekleri ürünlerden biri.
• Kötü kolestrolü düşürücü etkisi var.

• İçinde kanserle savaşmaya yardımcı olan Skualen denen bir madde bulunuyor. Bu madde kanserle savaşta önemli rol oynar. Özellikle amarant yağında fazla bulunan bu maddenin kanseri önlemeye yardımcı olduğu biliniyor.
• Diyabet hastalarının rahatlıkla tüketebileceği bu besin özellikle hipergliseminin önlenmesine de yardımcı oluyor.
• İçinde yüksek miktarda kalsiyum bulunduğu için kemiklere iyi geliyor, kemik erimesi gibi hastalıkların oluşumunu engelliyor ve tedavisine yardımcı oluyor.
• Tok tutma özelliği bulunduğu için diyetlerde kullanılıyor ve zayıflamaya da yardımcı oluyor.

Amarant Çayı Nasıl Demlenir?

Amarant çayı piyasada horozibiği olarak da bilindiğini söylemiştim.  Amarant çayı yapımı oldukça kolay ve pratiktir. Hazırsanız hemen bu yararlı çayın yapımını açıklıyorum:

Malzemeler:

• Yarım su bardağı amarant bitkisi
• 5 litre kaynamış içme suyu

Yapılışı:

• Yarım su bardağı kadar amarant bitkisi ince kıyım doğranır.
• 5 litre kaynamış suyun içerisine eklenir.
• Kaynamış suya ilave edilen amarant bitkisi 24 saat boyunca bekletilir.
• İyice demlendikten sonra süzülür.
• Günde 3 defa 250 ml ölçüsünde tüketilebilir.
• Ayrıca demlenen çayın tortularını atmayarak cildiniz için doğal bir maske hazırlayabilirsiniz; bu çayın yaraları iyileştirici özelliği vardır.