Çin coğrafyasına özgü bu antik ağaç türü mevsim geçisinde tamamen sarıya dönen yapraklarını döküyor. Böylece etrafında sapsarı bir havuz oluşturup özellikle turistler için büyük ilgi kaynağı oluşturuyor. Bizleri de büyüledi değil mi?
Ejder-Dragon Ağaçları, özsuyu kan rengi olan ağaçlardır. Gövdeleri yaralandığı zaman dışa sızan kırmızı kan rengi bitki öz sıvıları nedeni ile ejder ağaçları olarak adlandırılırlar. Yapılan bilimsel araştırmalarda, kırmızı rengi veren bitki özsu içinde, insan ve hayvanların kanında bulunan hem’in (hemoglobulin içindeki demir) bulunduğu gösterilmiştir.Bu ağacın anavatanı Kanarya Adaları, Madeira Adası ve Cape Verde Adasıdır. Yaşam süreleri oldukça uzundur bazı kaynaklarda 900 yaşına kadar yaşadıklarından bahsedilmektedir.
Kanada’da bulunan Ormangülü ağacı, 125 yıllık geçmişiyle dikkat çekiyor. Fundagiller familyasının farklı bir çeşidi olan bu doğa harikası, odunsu çalılardan oluşuyor. Sarı, kırmızı, pembe, mor ve mavi gibi birçok renkte çiçek açan Ormangülü, yaz mevsimine ait bir ağaç olarak öne çıkıyor ve kış aylarında yapraklarını döküyor. Bazı türleri ülkemizin Karadeniz Bölgesinde de yetişen Ormangülü her mevsim farklı bir görüntüyle görenleri büyülüyor.
Akçaağaçgiller familyasından biri olan Japon Akçaağacı, genellikle bahçe süslemeleri için kullanılıyor. Bu ağaç türü Japonya kökenli olmasına rağmen; Çin, Doğu Moğolistan, Güneydoğu Rusya ve Kore gibi ülkelerde de yetişiyor. Ilıman iklimi seven Japon Akçaağacı, ABD’nin Oregon bölgesinde de bulunuyor ve görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Ihlamur Ağacı; Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetişiyor. Yaz ıhlamuru, kış ıhlamuru, gümüş ıhlamur ve Kafkasya ıhlamuru olmak üzere birçok farklı çeşidi bulunuyor. Olgun odunlu ağaçlar grubunda yer alan ıhlamur, yetiştiği konuma göre de değişiklik gösteriyor. Sıkı ve ince yapılı olan ıhlamur, bulunduğu coğrafyaya göre sarı ya da pembe renklerde çiçek açabiliyor.
Sanki baktığınızda bir fırça ile rengarenk boyanmış gibi geliyor değil mi? Ama bu muhteşem ağaç doğanın bir mucizesi... Filipinler'in yanı sıra Endonezya ve Papua Yeni Gine'de de bulunan bu ağaç yağmur ormanlarında bulunuyor. Ağacın gövdesindeki kabuklar döküldüğünde gövdenin altından parlak yeşil kabuklar çıkıyor. Daha sonrasında zamanla bu kabuklar mor, mavi ve turuncu renklere dönüşüyor.
Uzun ömürleri ve devasa boyutları ile hayranlık uyandıran Sekoya ağacının ana vatanı Kuzey Amerika olarak biliniyor. 1000 yıldan daha fazla yaşayabilen ve ABD’nin Kaliforniya eyaletinde doğal olarak yetişen ağaç, diğer ağaç türlerinin yer aldığı bölgelerde daha kısa ömürlü oluyor. Topraktaki minerallerin tamamı ile beslenen ağaç, mineralleri herhangi başka bir ağaç ile paylaştığında türlerine göre daha güçsüz kalabiliyor. Ayrıca Sekoya ağaçlarının boyu 120 metreye kadar ulaşabiliyor.
Japonya’ya özgü bir ağaç olan Wisterya; 144 yıllık köklü geçmişi, mor ve yeşilin ahengiyle oluşan görkemli görüntüsüyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Gri ve çatlaksız gövdesi ile dikkat çeken ağaç, halk arasında mor salkım olarak da anılıyor. Nisan ayında çiçek açmaya başlayan Wisterya, ihtişamıyla fotoğraf tutkunlarının da gözdesi olmayı başarıyor.
Normalden kalın gövdeleri, gövdesine oranla ufacık dalları ve yaprakları... Fakat bu bitkilerin tuhaf görünümü sadece günümüzde değil, yakın geçmişte de böyleydi. Öyle ki, bazı Afrikalı yerliler onları, bu görünümlerinden dolayı "lanetli ağaç" olarak kabul etmişler.
Bataklık çevrelerinde yetişen bu ağaçlar dünya üzerinde sınırlı bir alanda yetişirler. Su altı ormanı olarak bilinen Mangrov ağaçları görenleri ilk dakikadan büyülüyor.
Ta Prohm ormanda ortasında bulunan inanılmaz görkemli bir manzara ve uzun boylu ağaçlar tarafından kaplıdır. Kökler suyun çıktığı tapınağın duvarlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Ta Prohm’da yüksek ağaçlar bulunmaktadır ve tapınağa sihirli bir görünüm sağlar. Tapınak duvarlarında güzel ve karmaşık oymalar bulunuyor. Ta Prohm’un pek çok galeri tarafından birbirine bağlı 39 kulesi vardır. Bu dış duvar 650,000 m2’lik bir alanı kapsamaktadır.