Hazır yaz bitmemişken hatta ailenizle ya da arkadaşlarınızla birlikte bir tatile çıkmak istiyorsanız kesinlikle gitmeniz gereken yer Urla’nın demircili koyudur, araştırma yaparken bile kendimi orda hissetmeme sebep oldu, öyle ki hemen tası tarağı valize toplayıp tek de olsa gitmek istedim. Tabiat ananın insanoğluna yaptığı büyük kıyaklardan bir tanesi şüphesiz keşfedilmemesi, bölgenin bakirliği açısından hayırlı, ama bir yandan da çadırınızı kapın, koşarak gidin demek istiyorum, hatta gördükten sonra siz de aynı istek oluşacağından eminim. Adını nerden alıyor derseniz de eski kayıtlarda adı dumanlı çiftliği olarak geçen bir çiftlik burada varmış, söylentiye göre; padişah bu çiftliği yaşlanan demircisine son yıllarını rahat ve sakin geçirmesi için bağışlamış, köyün adının da buradan geldiği sanılmaktadır, bu çiftlik sonraları aydın (nazilli) tarafından gelen bir aile tarafından alınmıştır, bu aileden gelen bireyler, halen bu köyde yaşamaktadır. Bu demirci koyu; doğa ve deniz meraklısı birini asla hayal kırıklığına uğratmayacak bir cennet köşesidir ayrıca bisiklet rotasında da bulunmaktadır, ama bisikletle gitmeniz durumunda yolda helak olma riskiniz vardır. Kafa dinlemek isteyen kaybolmak isteyen kişiler hatta bir kan dolaşımım hızlansın, kendime geleyim diyorsanız ideal yer, gerçekten de çok güzel ,burada bir kaç gün kalırsa istediğini alır diye düşünüyorum.
Tabii sadece buz gibi deniziyle kendini tanımlamıyor, demircili koyu; Urla'ya 15 kilometre uzaklıktaki köyün bu muhteşem koyu ekstrem sporların yapılabileceği doğa sporları kulübü, tamamen organik yiyecekleri Demircili'yi muhteşem yapıyor. Beni en çok şaşırtan tarafı ise bu kadar bakir bir bölgenin kente sadece 40 km uzaklıkta olması, yani ailenizle tatil yaptığınızda kente gitmeniz daha kolay hale geliyor, üstelik köye ulaşmadan önce eşsiz bir doğa ortamında kahvaltınızı yapacağınız mükemmel alternatifler de var. İster klasik müzik eşliğinde ister jazz müzik eşliğinde yeşilin bin bir tonunun görebileceğiniz bu ortamda iştahsız olsanız bile iştahınız ister istemez açılacaktır, kim sevmez ki doğa ile iç içe bir yerde hem bol yeşilliklerin olduğu hem denizin olduğu hem de her şeyin doğal olduğu bir yerde tatil yapmak.
Kahvaltınızı güzelce yörük aile evinde yaptıktan sonra (birazdan muhteşem Yörük Aile Evinden size bahsedeceğim) köye doğru alacağınız kısa bir mesafe sonra Titus & Feronia tabelalarını göreceksiniz, Titus & Feronia ne derseniz eğer, kısaca şöyle özetlim; aklınıza gelebilecek bütün doğa sporlarını sunuyor size. Adrenalin merkezi unvanını hak eden kulüpte, jeep safari, sevimli arazi araçları olan buggy, paintball, ATV, dağ bisikleti, yapay kaya tırmanışı, kampçılık, trekking, outdoor training, takım çalışması odaklı piknik organizasyonu katılabileceğiniz aktiviteler sizlere sunuyor, yani doğa ile iç içe olurken aynı zamanda ekstrem sporlar yaparak eğlenebileceksiniz, benim ekstrem sporlar da kesinlikle favorim ATV ve paintball denememiş ve denemek isteyenler olursa kesinlikle tavsiye ederim, zaten Titus & Feronia’da sizleri yine bu konuda sizi en doğru biçimde yönlendirecek ve yardımcı olacak uzman kişiler bulunmaktadır.
- Yalnız şunu belirtmek isterim, maalesef ülkemizin içinde bulunduğu pandemiden dolayı kendileri ekstrem spor aktivitelerinde kısıtlamaya doğru gittiklerini söylediler.
- Şu anda gitmek isterseniz sizleri neler bekliyor derseniz eğer, ATV, paintball, kampçılık gibi aktiviteler sizleri bekliyor.
- Elbette bunlarla sınırlı değil yine gittiğinizde sıcak ve samimi bir karşılama sizleri beklediği gibi, doğanın kucağında renkli mi renkli anlar tatmanız için kaçırılmaz bir serpme kahvaltıları ve yemekleri de sizlere sunuyolar, sporunuzu yaptıktan sonra burada doğanın ile iç içe yemeğinizi afiyetle yiyebileceksiniz.
Tüm bu eşsiz güzelliklerden bahsettikten sonra gitme arzunuzun kabardığını hissediyorum. Nasıl gideceğim diye düşünüyorsanız da bu gizli kalmış cennete ulaşmak tahmin ettiğinizden daha kolay.
Nasıl Gidilir?
- Bunun ilk alternatif olarak Urla’ya ulaşmanız lazım, eğer zaten Urla’dan gidecekseniz;
- Sanayi girişinden girip Kuşçular Köyü tabelalarını takip ederek, önce Yağcılar Köyü, sonra da Demircili Köyü’ne ulaşıyorsunuz.
- İkinci bir alternatif ise İzmir’den gelenler için;
- Bunun için İzmir’den gelirken Karaburun yol ayrımında otobandan çıkın.
- Gişelerden çıkar çıkmaz 100 metre sonra önünüze bir göbek çıkacak.
- Göbekten Karaburun yönüne değil Yağcılar tabelasını görüp soldaki yan yola sapacaksınız.
- Köy içinden geçen ana yolu takip ederek tabelalara da bakarak yola devam edin.
- Çam ormanlarının içinden geçerek önce Demircili Köyü sahil kesimine ulaşmış olacaksınız.
- Ancak belirtmem gerekiyor ki bu sizi yanıltmasın burada denize girecek burada tek bir yer yok, ilk başta denizi görmeniz lazım.
- Denizi görünce ilk yoldan sağa sapınca, içinde iki tesisin ve halka açık plaj bölümünün olduğu yere ulaşıyorsunuz.
Devam ediyoruz yolculuğumuza
- Burada ilk ulaşacağınız yer demircili koyu oluyor.
- Burası şezlong, şemsiye, restoran hizmetlerinin verildiği genelde İzmirlilerin rağbet ettiği yerlerin başında geliyor.
- Soğuk deniz sevenler için muhteşem bir denizi bulunuyor, ama zaten yazın kavurucu sıcaklarından istediğimiz bizi serinletecek olan deniz tercih etmek değil mi? Eminim ki içine girince çıkmak istemeyeceksiniz.
- Ben burayı tercih etmem derseniz ise, İkinci tesis ise yaklaşık 65 dönüm bir alanı kapsıyor.
- İçinde çadır yerleri, restoran, piknik alanı, şezlong ve şemsiye kiralayabileceğiniz, her türlü hizmeti alabileceğiniz bir restoran da yer alıyor.
- Bütçenize göre sadece giriş ücreti ödeyerek kendi şezlong veya sandalyenizle denizin içine bile oturabiliyorsunuz, yorumlara baktığıma göre de üstelik kimse kimseye karışmıyor, özgürce doğanın, denizin tadını özgürce çıkarabileceksiniz.
- O yüzden rahat bir yer olacağını düşünüyorum sizler için.
Bitti mi tabii ki bitmedi sizler için kalabileceğiniz yerleri bile araştırdım ki kolayca gitmeniz kolay olsun diye :)
Nerede Kalabilirsiniz?
- Burada yer alan tesisler genellikle günü birlikmiş, ama tabii biraz önce bahsettiğim Yağcılar ’da kalabileceğiniz tesisler bulunmaktadır
- Yağcılar ’da bulunan bu tesis 2013 yılında doğa ile iç içe olmayı, sessiz sakin bir yerde yaşamayı tercih eden bir aileye sahipmiş
- Bu tesis aynı zamanda 6 odalı bu butik otel Urla Bağ Evi olarak biliniyor.
- Ayrıca eğer ekim ayında gitmeyi düşünüyorsanız özellikle ekim ayında bu bölgede yaşayan köylülerin de katıldığı sanatsal etkinlikler de düzenleniyor, şahsen ben merak ettim, ve özellikle ekim ayında gidebilirsem bunları size fotoğraflamak istiyorum.
- Böyle saklı kalan bir cennette o bölgede yaşayan köylülerin katıldığı sanatsal çalışmalar insanı gel gel diye çekiyor değil mi? Özellikle değişik fikirlere merakı olan insanlar için biçilmez bir kaftan kesinlikle
- Tabii bu bölgede ufak da olsa pansiyonculuk yapılıyormuş, ama tabii pek bilinmediğinden dolayı mıdır nedir bilmiyorum ama turizm de bu yönde pek bir açılma yok.
- Umarım doğasını bozmadan turizme açılır diye düşünüyorum, bir de bu bölgede genelde İstanbul ve İzmir’den gelenler burada arazi almış ve evler yapmışlar.
- Şahsım adına böyle eşsiz güzellikteki doğa ananın bize sunduğu cennet yerlerin binalar ve evler dikilmesine karşıyım.
- Umarım hep olduğun gibi kalırsın Türkiye’nin maldivi demirci koyu :)
Aç mı kalacaksınız o kadar denize girdiniz, ekstrem sporlar yaptınız vücudunuzun enerjiye ihtiyacı var. Oraya gittiğimizde ne yiyeceğiz diye düşünüyorsanız, sizi yine yormak istemeyip onu da araştırdım.
Ne Yenir?
- Bu muhteşem kahvaltı hepsi kendi ürettikleri tamamen doğal malzemelerden oluşuyor.[/caption]
-
Burada özellikle bahsedeceğim bir yer var ki kendinizi adeta cennette kahvaltı yapıyormuş, ya da yemek yiyormuş gibi hissedeceksiniz.
- Bu muhteşem yer Altınköy sapağından 200 metre ileride yer alıyor.
- Oraya vardığınızda sizleri samimiyeti ve sıcaklığıyla İsmail Bey ve Ailesi karşılamış olacak, kendileri gerçekten çok misafirperver ve asla kendinizi yabancı hissetmeyeceksiniz, ve her türlü konuda da sizlere yardımcı oluyorlar.
- Kendileriyle birebir görüşmemizde buradan geldiğinizi söylerseniz menü ve fiyat konusunda da üstelik yardım edeceğini söyledi, tabii böyle bir güzellik karşısında insanın en son aklına fiyat geliyor.
- Yörük aile evinde üstelik sadece et yemekleri değil, vejeteryanlara özel menüler bile sunuyorlar size, zaten menülerinin geneli hem sağlıklı, hem lezzetli hem de tamamen doğal.
- Yemyeşil bir ormanın içinde bulunan Yörük Aile Evinde sizlere tamamen kendi ürettikleri doğal ve yerel malzemelerle hazırlanmış leziz mi leziz bir kahvaltı bekliyor sizi. Şimdiden acıktık değil mi?
- Üstelik kendi ürettikleri doğal ve yerel ürünleri yine oradan satın alma şansını bile size sunuyorlar, şehir hayatında hangisi organik değil mi diye aklınız karışacağına buradan satın alma olanakları bizlere sunmaları kesinlikle biçilmez bir kaftan! İnsan daha ne ister değil mi?
- Bir de beni mest eden öyle bir tarafı var ki; İsmail bey ve Ailesi sadece kahvaltıda sunulan malzemeleri üretmiyor, yemeklerde kullandıkları sebzeleri bile kendileri yetiştiriyor, yani hem sağlıklı, hem doğal, hem temiz, hem lezzetli. Mis.
- Yeşilliğin binbir tonuyla doğanın temiz kokusunu içinize çekerken kendinizi burada kaybetmeniz mümkün.
- Yani burada Yörük Aile Evini bahsetmeye sayfalar hatta kelimelerim bile yetmez, öyle muhteşem bir yer, kendinizi aile sıcaklığında bir karşılama ile bulacaksınız, gitme sebebi sadece yeşilliği ve aile sıcaklığı ile karşılaması bile olabilir, hiçbir şey yemeseniz bile bir kahve içip doğanın temiz kokusunu içinize çekerek sıcak bir sohbet ederken içeceğiniz bir fincan kahvenin hatırına bile gidilir :)
- kendi yetiştirdikleri hayvanların sütleriyle hazırladıkları kahvaltılıkları, balları, yine kendi ürettikleri sebzelerle hazırlanmış leziz yiyecekler sizleri beklediğinden emin olun.
- Kendilerine telefonla çok rahat ulaşabiliyorsunuz ve telefonda da size her türü menü bilgilendirmesini ve fiyat bilgilendirmelerini detaylı olarak yapıyorlar, tek yapmanız gereken arama motoruna "Urla Yörük Aile Evi" yazmanız.
- Ve gittiğinizde selamımı kendilerine iletmemi sakın ihmal etmeyin :)
Şehrin kalabalık tüm yapaylığından, sessiz, sakin hem eğlenmek hem de denize girmek aynı zamanda ben doğa ile iç içe olmak istiyorum, ama beslenirken de yine doğal yiyecekler tüketim derseniz kısacası Urla’nın Demircili Koyu sizin için kesinlikle eşsiz bir yer. Gideceklere şimdiden iyi tatiller dilerim. Bu arada gidecek olanlar lütfen gittiğinizde tatil fotoğraflarınızı benimle paylaşırsanız çok memnun olurum :)