Her beş yetişkinden dördü, yaşamının belli bölümlerinde tıbbi müdahaleye gereksinim duyacak kadar acı çekmesine neden olan sırt ağrıları Çekiyor. Ve herhangi bir anda baktığınızda, ülkenin dörtte birinin gerek ilaç alarak, gerek egzersiz ve gerekse yaşam tarzını değiştirmek gibi yollarla, eskiden kalma sırt ağrılarını iyileştirmeye ve olası yeni sırt ağrılarından korunmaya çalıştığını görürsünüz. Doktorlar sırt ağrılarını önceleri istirahat, uzun süren ilaç tedavileri ve ameliyatla iyileştiriyorlardı. Şimdilerde ise genellikle kısa süreli ilaç tedavisi, egzersiz ve giderek daha çok masajla tedavi, yoga ya da daha önceden burun kıvrılan diğer alternatif tedavi yöntemlerini öneriyorlar. Cerrahi müdahalenin giderek gözden düşmesi de farklı açıdan bakılınca güzel bir şey. Peki, ağrılar için ne yapabilirsiniz? Sırtınızdaki herhangi bir rahatsızlığın ortaya çıkmasının ya da sırtınızda birdenbire bir ağrının alevlenmesinin akabinde, doktorlar derhal aspirin ve diğer nonsteroit anti inflamatuarlar gibi ağrı kesici ilaçlar verirler. Gerçekten tahammül edilemeyecek şiddetteki ağrılar için de kodein ya da diğer narkotikler gibi çok daha güçlü ilaçlara ihtiyaç vardır. Eğer gerçekten ciddi ağrılar içerisindeyseniz, size tavsiyem doktorunuz ne verirse versin harfiyen yerine getirin. Son zamanlarda doktorlar gerçekte bitkisel kökenli bir madde olan morfin kullanımına gittikçe daha fazla eğilim etmeye başladılar. Daha fazla ağrı çekmek istemiyorsanız, yararlı olabileceklerini kanıtlamış olan şu aşağıdaki bitkisel alternatifleri denemenizi öneririm. Kırmızıbiber: Kırmızıbiber süper bir ağrı kesici kimyasal -kapsaikin- içerir. Kapsaikin öyle güçlüdür ki, çok küçük bir parçası bile günümüzde kullanılan en güçlü analjeziklerin aktif maddesini oluşturur. Bu ilaçlara bir örnek olarak gösterebileceğimiz Zacin adlı ürünün içeriğinde % 0.025 kapsaikin bulunur. Bu noktada, kırmızıbiberin bu derece etkili olma nedeninin kapsaikinin ağrı kesici özelliğinden mi ya da vücudun kendi doğal ağrı kesici malzemesi olan endorfin salgılanmasını tetikleyici özelliğinden mi, içerdiği salisilatlardan mı, yoksa üçü birden midir bilmiyoruz ama asıl önemlisi işe yaraması. Ticari ambalajlarda satılan kapsaikin içeren kremleri alıp kullanabilirsiniz. Ancak birçok insan kırmızıbiberin kendisini kullanmayı tercih ediyor. Siz de bu şekilde hatırı sayılır miktarlarda tasarruf edebilirsiniz. Acı kırmızıbiber neredeyse bedava denecek kadar ucuzken kapsaikin içeren ilaçlar, kırmızıbiberin neredeyse on kat daha pahalıdır. Kırmızıbiberi ezip lapa kıvamına getirdikten sonra, ağrıyan yeri bu lapayla ovalayın. Bununla birlikte, evdeki beyaz renkli herhangi bir cilt kremini de pembe bir renk alıncaya kadar kırmızıbiberle karıştırıp kullanabilirsiniz. İster kremi, ister kırmızıbiberin kendisini kullanın; kullandıktan sonra ellerinizi güzelce yıkamayı unutmayın. Ellerinizi gözlerinize sürmekten kaçının. Bu bileşik bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabildiğinden, daha geniş alanlarda kullanmadan önce, bu bileşiği kullanmanızda bir sakınca olmadığına emin olmak için, vücudunuzun küçük bir yerinde test etmenizde fayda var. Eğer cildinizde tahrişe neden oluyorsa kullanmayın. Söğüt ve Doğal Aspirinin Diğer Formları: Aspirin kullanmakla ilgili bir sorun yok; çünkü aspirin aslında bitkisel bir kaynaktan çıkarılır. Aslen salisilat olarak bilinen ve söğüt kabuğu, wintergreen ve su rezenesinde doğal olarak bulunan bileşiklerden elde edilir. Bu bitkilerin her biriyle son derece etkili ağrı kesici çaylar hazırlayabilirsiniz. Salisilat bakımından zengin birçok bitki, aynı zamanda da aspirin benzeri bir bileşik olan fakat ondan çok daha hoş kokan metil-salisilat içerir. Bu bitkilerden bir tanesi wintergreen, diğeri de Amerikan Kızılderililerinin bel ve sırt ağlarını tedavi etmek için hem çayını içtikleri hem de harici olarak kullandıkları huş ağacı kabuğudur. Arada sırada, yarım litre kadar kaynar suya yaklaşık olarak iki avuç kadar huş kabuğu ya da wintergreen atarak bu çayı deneyebilirsiniz. Eğer aspirine karşı alerjiniz varsa büyük bir ihtimalle bitkisel aspirinleri de kullanmanız sakıncalı olabilir. Yüksek oranda metil-salisilat içeren wintergreen yağı, harici olarak kullanıldığında da ağrı kesici işlevi görür. Ağrıyan bölgeyi bu yağla ovarak masaj yapmanız yeterli olacaktır (Bu yağı çocuklardan uzak tutunuz. Çocuklan baştan çıkaracak bir kokusu vardır fakat yutulması halinde az bir ihtimal de olsa ölümcül sonuçlar doğurabilir). Nane: Reçetesiz satılan birçok ilacın içeriğinde mentol ve kâfur vardır. Bu kimyasallar, ciddi bel-sırt ağrılarına neden olan adale gerginliklerini yumuşatır. Mentol, nanegiller familyasına mensup bitkilerin, özellikle de yeşil nane ve kıvırcık nanenin yapı taşlarını oluşturan doğal bir maddedir. Kâfuru ise lavanta zufaotu ve kişnişte bulunur. Muhtelif Bitkisel Yağlar: Bitkilerden elde edilen yağlarla yapılan tedavi, bel-sırt ağrılarına neden olan adale spazmlarını bastırmada çok etkili sonuçlar verir. Bu yağların -ada çayı, biberiye, kekik ve yabani geyik otu gibi- bazıları, adale gevşetici etkisi olan timol ve karvakrol açısından oldukça zengindir. Bu yağları; herhangi birisinden birkaç damlayı herhangi bir bitkisel yağla karıştırıp, bu yağ karışımıyla ağrılı bölgeyi ovarak kullanabilirsiniz. Bundan başka, birkaç damla yağı kaynar suya karıştırıp, çıkan buharı içinize çekebilirsiniz. Sakın unutmayın, bu tür yağları kesinlikle yutmayın. Çok küçük miktarlarda dahi olsa, bazı yağların yutulması ölümcül sonuçlar doğurabilir. Güçlü birer adale çözücü özellik göstererek, bel-sırt ağrılarını dindiren diğer bileşikler de borneol ve bornil asetattır. Bu iki bileşik bakımından zengin bitkiler de kakule, biberiye ve ada çayıdır. Bu arada bilmeniz gereken birkaç tane daha yağ var. Aroma terapistlerin bel-sırt ağrılarını gidermek için sıklıkla önerdiği yağlar, huş, lavanta, karabiber, ada çayı, zencefil ve mercan köşktür. Bu yağların hepsinin de krampları ve bel-sırt ağrılarını tedavi ettiklerine dair folklorik birer hikayesi vardır ve hepsi de ağrı kesici ve adale gevşetici bileşikler içerir. Kimyasal yollarla elde edilmiş mentol ya da diğer adale gevşetici ilaçlar varken bitki yağlarını neden kullanalım? Bana sorarsanız, cevabım tüm bu yağların çok daha iyi iş gördükleridir. Bu yağlar bitkileri doğadaki zararlı böceklerden ve diğer çevresel zararlardan korumak için evrilmişlerdir. Daha doğrusu, bu yağlar, içerdikleri kimyasalların tümünün bir arada iş görmesi için son derece karmaşık karışımlara dönüşmüşlerdir.
Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?
Çok Doğal
0
Faydalandım
0
Deneyeceğim
0
Öğretici
0
Hadi Canım
0
Beğenmedim
0