Çizgi romanlar, sadece resimli ve konuşma baloncuklarıyla dolu kitaplar olarak düşünülmemeli. Onlar, işlevsel ve çoğu kez siyasi anlamda çok daha fazlasıdır.
Dünya çizgi roman tarihinde, bu türün yükselişinin dünya savaşlarına, milliyetçilik dalgalarının ivme kazanmasına denk gelmesi tesadüf değildir. Elde ele dolaşabilen ve kolayca tüketilebilen bir tür olarak gerek ABD’de, Batı’da ve gerekse ülkemizde çizgi romanlar üzerinden bir fikri yaymak çok ama çok cazip gelmiştir.
Ülke yönetimleri, askeri durumlarda ya da bir ideolojinin sağlamlaştırması noktasında karikatürlerden, çizgi romanlardan fazlasıyla yararlanmışlardır. Her ikisi de birbirini besledikçe ülke siyaseti ile çizgi romanın geleceği ortak bir kaderde buluşmuştur. Bunlar içinde Batı’da İtalya’nın Tommiks ve Teksas’ı akla ilk gelen örnekler arasındadır. Amerika’da ise Pecoss Biil ve Paul Bunyan gibi karakterler ulusal rol model belirleme açısından çok ama çok etkili olmuşlardır.
Peki bizde durum nasıl? Çocukluk yılları, 70’li ve 80’li yıllara denk gelenler çok iyi hatırlayacaklardır. Karaoğlan, Abdülcanbaz, Tarkan, Malkoçoğlu ve Kara Murat karakterleri de öncelikle birer çizgi roman olarak büyük bir popülerliğe kavuşmuşlardır.
O yıllarda çocuk, genç, yetişkin demeden birçoğunun büyük bir beğeniyle okuduğu çizgi romanlarda Türklük vurgusu, genç cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve Orta Asya Türk tarihiyle ilgili kimi değerlerin yüceltildiği görülecektir. Nitekim o yıllarda baş gösteren kimi siyasi olaylar ve Kıbrıs Savaşı gibi olaylar da çizgi roman sektörünün yazgısını etkilemiştir.
Bu örnekler dönemin anlayışını görmek açısından bizlere önemli bir izlek sunmaktadır. Öte taraftan diğer yandan yabancı çizgi romanlar da ülkeye girmeye devam etmiştir. Özellikle ağırlığını yitiren Amerikan üretiminin yerini İtalyan çizgi romanları doldurmuştur. 1980’lerde çizgi roman kavramı artık “Tommiks-Teksas” olarak anılmaya başlanmıştır. Tabii bunun nedeni, ”Tommiks”, “Teksas (Grande Blek)” gibi İtalyan çizgi romanlarının, dönemin en popüler serileri haline gelmeleridir. Bir de o dönemde yayınlandıkları dönemin şartları itibariyle şiddet ve Amerikan içeriği bakımından Türk ailelerince bu çizgi romanlar eleştirilmiştir. Ancak bu seriler sayesinde yerli kahramanlık öykülerinin de ün kazandığını söylemeliyiz. Hatta Türk çizgi romanlarının daha az şiddet içermemelerine rağmen yerli çizgi romanların tüketiminde bir engel görülmemiştir.
Sonuç olarak çizgi romanlar bir dönemi öylesine etkilemiş ve o kadar fazla etki bırakmıştı ki günümüzde bile o döneme hasret kalan yetişkinlerin sahaflarda Tomiks, Teksas ve Karaoğlan toplayarak nostalji tazelediklerini görebiliyoruz.
Çizgi romanlar, edebi yönüyle ve görsel yönüyle çok değerli malzemeler sınarken bir yandan da dönemlerinin ruhunu ve algılayış şekillerini temsil etmeleri bakımından özellikle araştırmacılar için çok ama çok önemli hazineler sunarlar.
Sizler de belki çocukluğunuza dönüp bir de bu gözle bir kez daha çizgi roman okumak isterseniz sahafların önünden geçmekle kalmayıp dükkanların raflarında el sürmelisiniz. Tabii hala orada bir yerde sizi bekleyen bir Karaoğlan kaldıysa!