Zamanın başlangıcından beri değişmeyen bir şey değişim olabilir, ancak değişim korkusu da sabittir. Çok eski zamanlardan beri insanlar rutini sevmiştir. Hayatımızın kontrolünün bizde olduğunu hissettirir. Bu değişim korkusu irrasyonel hale geldiğinde, onu kontrol etme yeteneğimiz bir fobi haline gelir, özellikle Metatezyofobidir, sürekli değişim nedeniyle yaşamları üzerinde hiçbir kontrollerinin olmadığını hisseder. Metatezyofobiler geçmişte yaşama eğilimindedir ve ilerlemeye isteksizdirler, bu da genellikle profesyonel ve kişisel yaşamlarını ciddi şekilde etkileyebilecek depresyona yol açar. Bir toplum veya ülke değişimi reddederse, büyüme olmaz, ilerleme olmaz. Değişme, ilerleme veya büyüme yetersizliği durgunluğa neden olabilir. Durgunluk, kişinin tam potansiyelini gerçekleştirmeyi reddeder. Durgunluk sağlıklı akan bir nehir değildir, bunu kirli bir nehir olarak görebilirsiniz.
Yıllar önce zor zamanlar geçirirken abim bana “Unutma, hayatta asla hiçbir şey aynı kalmaz bu da geçecek… "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” demişti, o an hissettiklerimin yanında bu söz bana oldukça iyi gelmişti. Tahminimce sizler hayatınızda travmalar yaşarken, bu şekilde hissediyorsunuzdur. Hepimiz bir düzeyde, değişimin kaşınılmaz bir düzeyde olduğunu düşünsek de, ya bunu kabul etmekte zorlanırız ya da bunu unuturuz. Zor zamanlarında gerçekten acı çekenler, intihar etmeyi düşünenler, kendilerinin ve hayatlarının değişmeyeceğini hissederler…
Abimin bana söylediği “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” sözü elbette kendine ait değildi, o zamanlar yaşım küçük olduğundan ve gözümde bilge bir insan olduğu için kendisine ait olduğunu sanmıştım, yıllar geçtikçe Yunan filozofu Herakleitos’a ait olduğunu öğrendim. Ama bana göre hala abimin kendi orijinal sözü … Sanırım hepimizin hayatının belli bir bölümünde değişimle alakalı bir hikayesi vardır. İşler kötü gittiğinde, ne olursa olsun hiçbir şeyin aynı kalmayacağı düşüncesiyle teselli bulabiliriz. Şimdi bir düşünün bugün olduğunuz konumda, durumda hep var oldunuz mu? Her günümüz değişiyor, her saniyemiz değişiyor, hiçbir şey aynı kalmıyor! Hayatınız iyiye gidiyor olabilir, kötüye gidiyor olabilir, durumunuzu proaftif olarak değiştirmeye çalışsak da, değiştirmesek de bunun olacağını unutmamak önemlidir. Tersine, hayat bizim mükemmel gittiğinde, her şeyin sonsuza dek mükemmel gitmesini isteriz, fakat maalesef hayatın mükemmel gitmeyeceği düşüncesini de unutmamız gerekmektedir. Hayatınızda olan her şeyi aynı tutmaya çalışsanız da değişim elbet gerçekleşecektir.
Açıkçası değişim hakkında nasıl hissettiğiniz, yukarıda belirttiğim gibi genellikle duruma bağlıdır. Fakat günlük hayatınızı dolu dolu yaşamak istiyorsanız değişimin gerçekleşeceği gerçeğine sağlıklı bir tutum sağlamanız sizin yararınıza olacaktır, bir şekilde kabulleniş süreciniz daha ağrısız olacaktır. Hepimiz kalbimizin peşinden gitmeli ve hayatımızı değerlerimize göre yaşamalıyız. Değişim korkusu bunu yapmanızı engelliyorsa, düşünce tarzınızı değiştirmek için çaba sarf etmelisiniz.
İster havadaki basit bir değişiklik olsun, ister programımız veya beklenen mevsim değişikliği olsun, hepimiz her gün değişikliklerle karşılaşıyoruz.
Değişim hepimizi etkiler ve her birimiz değişimle farklı şekilde ilgileniriz. Hayattaki tek sabit bu, olacağından emin olabileceğimiz tek şey. Değişim beklemek, zorlu veya beklenmedik yaşam olayları sırasında bana umut verdi. Aynı düşünce, en son istediğim şeyin değişim olduğu durumlarda da korkuyu beraberinde getirdi. Hayatımın nasıl gideceğini belirleyenin koşullar ya da değişimler değil, bu değişimleri ve aksaklıkları nasıl ele aldığımın farkına vardım. Yaşadığımız değişim ne olursa olsun, bu değişimi nasıl benimsediğimiz sonsuza kadar değişimle nasıl yaşayabileceğimizi etkileyecektir.
Beklenmedik yaşam değişikliklerini yönetmenize yardımcı olmak için hangi başa çıkma stratejilerini kullanıyorsunuz? Eski bağımlılık yapan davranış kalıplarına geri mi dönüyorsunuz yoksa kabullenme ve diğer olumlu iyileşme başa çıkma davranışları mı uyguluyorsunuz? Kabul, olumlamalar, görselleştirme, günlük tutma ve farkındalık uygulaması gibi olumlu başa çıkma stratejileri yoluyla eylemi içerir. Değişime yönelik bir başka olumlu yaklaşım, destekleyici bir arkadaş, danışman, aile ve arkadaşlar ağına ulaşmayı içerir. İçgörüleri ve bakış açıları, sizi doğru yönde ilerletmek için gerekli olan değişiklik olabilir.
Değişikliklerin yaşamın normal bir parçası olduğunu unutmayın, ayrıca her birimizin kendi esnekliğine ve değişimden kurtulma veya değişime kolayca uyum sağlama yeteneğine sahip olması şaşırtıcıdır. Hayatı minnettar bir tavırla yaşayın ve değişimi sürekli yenilenme ve büyüme için bir fırsat olarak benimseyin.
Şimdi yazının en başına dönelim, çünkü yazımın başlığında bu alıntıyı kullandığım için hem biraz utandım hem de bu alıntının sahibi hakkında biraz bilgi edinmeyi kendime bir görev bildim. Çünkü abim bana bunu ilk söylediğinden beri bu da benim değişmeyen bir hayat felsefem oldu diyebilirim, çünkü etkilendim… Herakleitos, İsa Mesih'ten 500 yıl önce yaşamış bir bilgeliğin öncüsüdür. Düşünceleri Aristoteles ve Platon'un yazılarını besledi. Antik Yunan filozofları, bugün hâlâ akıllara durgunluk verecek kadar alakalı olan değerli dersler verdiler. Basit bir söz yüzyıllarca canlı kaldığında, durup onun doğruluğunu kabul etmek iyi bir fikirdir.
Unutmayın! Değişimi kabul etmenin ilk yolu, meydana gelen olayı anlamak için kendinize ne olduğunu ve neden olduğunu farklı bakış açılarından sorarak bu beklenmedik durumu analiz etmektir.