Çok konuşmak bazen anlaşılmanızı sağlamaz, karşı taraf dilediğince anlar, siz sadece anlatmanızla kalacaksınızdır, karşılığında belki hiçbir şey bulamayacaksınız, kendi içinizi açarsınız, güvenirsiniz, karanlık yollarda iken kendinize onu ışığınız bilip güvenmişsinizdir, şikayetlerinizi, isteklerinizi, beklentilerinizi, anlatırsınız ama anlattıklarınıza tepkisiz kalınıp ya koca bir hiç olursunuz, o ışık bir anda kaybolur, yıllarca koruduğunuz kendinizi tekrar bir bilinmeyen bir yolda bulursunuz, başka birine güvenmek bir yana soyutlarsınız kendinizi hayattan ve en önemlisi kendinizden, kendinizi bir daha bulmak zamanınızı alacaktır, çünkü iç hesaplaşmalarınız ağır gelir, o yüzden sessiz kalmak belki de en anlamlısıdır, çünkü onca konuşmalarınızın anlamsızlaştığı andaki süreyi kimse bilemez. Evet sessiz kalmak kimi korkudan olur, kimi güvensizlikten kaynaklanır, etrafınızda çok fazla insan olmasına alışkın bir hayatınız vardır, hayat belki de size konuşarak korkmayı öğretmiştir, yaptığınız şeylerden, yapmayı planladıklarınızdan, ne yapmak istediğinizden konuşarak harcarsınız zamanınızı, arzularınızı, hayal kırıklıklarınızı, hayallerinizi anlatmayı hayat size öğretmiştir, kelimelerle her şeyi anlatıyorsunuz ama asla sessiz kalmayı tercih etmemişsinizdir. Sessizlik sizi kendi doğanıza bakmanıza, kendi içinize bakmaya çağırıyor aslında.
Sessiz kalarak birçok sorunun çözdüğünüzü anlayacaksınız, yaptığınız hatalarla yüz yüze kalacaksınız, kendi benlik duygunuzun doğası ile baş başa kalacaksınız. Güvendiğiniz birine kendini açmanın en temelinde aslında sessiz kalmak yatar. Bir de lütfen sessizliği kendinizi sabote etmek olarak bakmayın ya da sonuçlardan korktuğunuz için fikirlerinizi saklamak anlamına gelmez, sonucu ne olursa olsun siz yine de dertlerinizi, istediklerinizi belirtin, sizi anlamayan, sizi görmezden gelen, sizi siz olduğunuz için kabul etmeyen insanın zaten sizin hayatınızda var olmasının hiçbir manası yoktur. Sessizlik, şikayete değmeyecek şeyler hakkında konuşmamak ve duygularınız konuştuğunda sessizce onları dinlemek anlamına gelir. Yani sırf sizi birileri anlasın, sırf birileri mutlu olsun, kendi doğanızdan vazgeçip sevmediğiniz şeyleri bile karşıdakine seviyormuş gibi anlatmanız, sizi siz olmaktan çıkarır, gerçekten o maskeye değer mi? Kendinize en başta bu soruyu sorun, aslında kim olduğunuzu, benliğimin doğasını yaşıyor muyum?diye sorun, en basiti en son ne zaman bir andan keyif aldınız? Evet kelimelerle yüzleştiğinizde her şeyi gizlediğinizi sanırsınız ama paniğe de sebep olacaktır.
Çözüme ve karşınızdakiyle varmak istediğiniz noktaya ulaşmak için ara sessizliklere ihtiyacınız vardır. Konuşmanın amacı, bilgi paylaşmak ve birbirinizin kabul ettiği ortak bir kararda buluşmak olacaktır. Amaç, söz kalabalığıyla bastırıp söz düellosunu kazanmak gibi görmeyin. Emin olun ki; sessizliklerin olduğu bir iletişim, söz kirliliğini azalttığı gibi, sizin ve partneriniz arasında daha hızlı ortak noktaya gelinmesine yardımcı olacaktır. Tüm sessiz kalmanıza rağmen ee yine de sizi yok sayıyorsa sessiz sedasız gitmeyi deneyin :).
Ben mesela kendi kendimle çok konuşan bir insanım ya da kedilerimle :) . Çünkü ne zaman birine çok güvenip kendimi anlatsam ya yargılandım, ya da karanlıklar içinde tekrar kayboldum, ama şu var ki sözlerinizin olmaması da kaybolacağınız manasına gelmesin, böyle gerekiyormuş deyin ve size bir anda sırtına çevirip kendinizi tüm safiyetinizle anlattığınız kişi gerçekten samimi ve onun da size sunduğu tüm cümlelerin, tüm emellerinin, arzularının sahte olduğunu bu davranışıyla anlayacaksınızdır. Şimdi köşenize çekilip sessizliğin güzelce keyfini çıkarın, elektriklerin birden kesildiğini boş bir odada sadece kendiniz olduğunu hayal edin ve gerçekten sessiz olana kadar o odada olacağınızı hayal edin evet düşüncesi bile çok zor biliyorum ilk başta kendinizle konuşacaksınız, çığlıklar atacaksınız, ağlayacaksınız, sesimi birileri duysun diyeceksiniz ama sonunda yorulacaksınız. Kelimeleriniz bittiğinde sessiz kalmaktan başka bir şey yapamayacağınızı anlayacaksınız, yalnız olma korkunuzla baş başa kalıp aslında yalnız olmadığınızı sadece kendinize sahip olduğunuzu anlayacaksınız. Sırf birileri mutlu olsun diye olmadığınız bir insan olmamanın ne kadar anlamsız olduğunu göreceksiniz. Olması gereken, ihtiyacınız olan tek şey benlik doğanız olduğunu anlayacaksınız.
“Bir insan söyledikleri kadar söylemedikleri ile de insanlaşır. Ben de çok şeyleri söylemeyeceğim." Albert Camus