Gez Gör Yaşa

Muğla (Marmaris)-Selimiye:Türkiye’nin Doğal Cennetleri

Yapılması gerekenler şehirdeki gibi üstünüze üstünüze gelmiyor orada, keyif alınıyor. En kalabalık zamanında bile fazla insan olmuyor orada, turist olmayan turistik bir yer-40-45 civardaydı galiba restoran, vs. sayısı, bir de köyün camisi mümkün mertebe en uzak yere konmuş, nedense ona çok güldüm, oradaki yaşayanlar sebzesinden meyvesine her şeyi kendileri yetiştiriyor, en çok sevdiğim kısmı da bu oldu zaten, bol miktarda yıldıza rağmen keşke elektrik kesilse de daha fazla görsek diye düşünüyor insan, bir de güneş batıp hava iyice kararınca gök, dağlar ve deniz simsiyah oluyor bir oluyor seçemiyorsunuz, acayip bir karanlığa doğru oturuyor oluyorsunuz. Belki de Selimiye’nin en güzel tarafı Selimiye’den şehir’e döndükten sonra başlar, birine aşık olmak gibidir, düşünüp duracaksınızdır; "acaba onu tekrar ne zaman göreceğim” diye, denizi o kadar mükemmel ki eğer çok soğuk su sevmiyorsanız burası tam size göre. Bu güzel mi güzel köyün bir güzelliği de tekne turudur, teknenin durduğu koylar, yüzmeye kıyılamayacak güzelliktedir. Ayrıca tekne turunda da, akşam yemeğinde de balıkçı kardeşler gerek samimiyetleriyle gerek kalitesiyle güvenilir bir adresti, ayrıca kahvaltı hariç her öğünde deniz ürünleri tüketilen bir köydür burası, deniz ürünlerinden sıkılırsanız ya da sevmiyorsanız enfes tereyağlı spagetti'yi de deneyebilirsiniz tabi. Yani kısacası ilk görüşte aşık olacağınız bir yer bu aralar pandemi dolayısıyla kalabalık yok, esnafı temiz, turistler efendi, sakin sakin kafa dinlemeli, enerji depolamalık muazzam bir yer, hali hazırda bir tatile gitmediyseniz ve gitmeyi düşünüyorsanız burası vazgeçilmesiniz olacağının garantisini verebilirim. Nasıl Gideceğinizi merak ediyorsanız buyursunlar efendim. Nasıl Gidilir?
  • Özel araçla gitmeyi düşünüyorsanız eğer;
  • İstanbul-Selimiye arası; 858 kilometre ve 11 saat sürüyor.
  • İzmir-Selimiye arası ise, 316 km. 4 saat civarı sürüyor.
  • Selimiye’ye özel aracınızla İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerden gidecekseniz Marmaris’e gider gibi yola çıkacaksınız. Yani İstanbul'dan yola çıkıyorsanız, Gebze'den Osmangazi Köprüsü ve çevre yolu ile giderseniz, Balıkesir'e 1,5 saatte gidebilirsiniz.
  • Daha sonra İzmir'e kadar bölünmüş yoldan rahatlıkla gidip, Aydın otobanı üstünden çok rahat yolculukla bir saat içinde Aydın’da oluyorsunuz.
  • Daha sonra da Marmaris’e kadar çift yol haline getirilen yoldan rahatlıkla trafikle uğraşmadan, Muğla, Çine üzerinden Sakar geçidini aşıp Marmaris’e ulaşıyorsunuz.
  • Marmaris içinde de Selimiye yol ayrımını kullanıyorsunuz. Marmaris’ten Selimiye merkez 40 kilometre uzaklıkta.
  • Ama yolun virajlı ve hız limitlerinin olması nedeniyle yaklaşık 45 dakikada buraya ulaşabiliyorsunuz.
  • Diğer bir alternatif ise Marmaris içinden İçmeler’e kadar gitmek.
  • Buradan da orman yolundan Datça yoluna çıkıyorsunuz. Ancak bu yolda neredeyse hiç tabela yok.
  • O nedenle panik yapmadan yolun neredeyse akışına kendinizi bırakırsanız, ağaçların içinde; bol yeşilli yoldan Datça yoluna gitmenin keyfini sürüyorsunuz.
  • Datça yoluna çıkınca kısa süre sonra sola dönerek, önce Orhaniye’ye sonra da Selimiye’ye ulaşıyorsunuz.
  • Marmaris’ten gitmek için de; Marmaris garından Selimiye’ye ise belli saatlerle minibüsler kalkıyor. Marmaris- Selimiye Köyü ya da Marmaris-Bozburun minibüsleriyle yaklaşık 1 saatte buraya ulaşmanız mümkün.
Yolculuğumuzu tamamlayıp Selimiye’ye ulaştıktan sonra burada kalacağınız, öyle 5 yıldızlı şaşalı oteller bulunmuyor, daha çok butik oteller ve pansiyonlar bulunuyor, tercih size kalmış ama eğer bir yer önermemi istiyorsanız eğer güzel mi güzel yeşilliklerinin içinde bir yer tavsiye edeceğim. Bu arada söylemeden geçmek istemedim. Eğer denizciliğe yelkene ilginiz varsa burası tek adres. Buraya nisan, mayıs ve haziran aylarında gelince bir haftalıktan başlayan paketlerden birini alıyorsunuz. Hem tesiste kalıp hem de denizde yelken eğitimi alıyorsunuz. 13 saatlik pratik eğitim var. İkinci günde de tekneyi kendiniz kullanıyorsunuz. Aklınız bir köşesinde bulunsun istedim. Nerede Kalınır?
  • Dediğim gibi Selimiye’ye gittiğiniz zaman birçok ponsiyon seçenekleri sizleri bekliyor.
  • Hem de her biri butik otel kalitesinde, kendinizi evinizde hissedebileceğiniz güzellikte irili ufaklı pansiyonlar. Bunların kimi aile işletmesi, bir kaç odalı, bazılarıda ufak şirketlerin elinde, ama hemen hepsinde keyifli saatler geçirebilirsiniz.
  • Dediğim gibi Selimiye’ye gittiğiniz zaman birçok ponsiyon seçenekleri sizleri bekliyor, ama benim size tavsiye edeceğim öyle bir yer var ki, hem yeşilliklerin içinde hem otantik, hem de güler yüzlü ve sıcakkanlı yaklaşımlarıyla kendilerini hayran bırakan Karadeniz Pansiyon.
  • Karadeniz pansiyonun sahibi Çetin Bey tam bir Karadenizli desem yeridir, çünkü hem kendisi Karadenizli hem de soy isimi karadeniz, öğrendiğimde bayağı şaşırmıştım, bir insan daha ne kadar Karadenizli olabilir değil mi?
  • Çetin bey bundan 18 sene önce yurtdışında yaşadığını ve tatil olarak geldiği Selimiye ’yenin tabiatına hayran olduğunu, yurtdışındaki hayatına son verip burada küçük bir arsa satın alarak pansiyon açmaya karar verdiğini aktarıyor.
  • Çetin bey ailesi ile birlikte 10 yıldır burada işletmecilik yapıyor, 6 odası bulunan hem yeşilliğin tonlarıyla, hem de deniz ile iç içe sizlere ihtiyacınız olan tüm imkânları sizlere sunuyor.
  • Benim en hayran olduğum kısmı ise taş ev tarzında olması, odalar tertemiz, klima, banyo, kablosuz internet, televizyon, her şey mevcut odalarda. Hatta o kadar serin ki gittiğinizde zaten klimaya ihtiyacınız bile olmayacak.
  • Oraya gittiğinizde Eşiyle birlikte Çetin Bey, sanki evlerine misafirliğe gelmişsiniz gibi sizi karşılıyor.
  • Burası pansiyon olmasına rağmen, odalarında klima bulunan bir yer. O nedenle keyifle odanızda kalıyorsunuz geceleri, ama dediğim gibi zaten klimaya çok ihtiyacınız olacağını sanmıyorum.
  • Ayrıca odanın iki camı da açılınca püfür püfür esiyor. En güzel özelliği ise, pencereden bakınca, önce tesisin oturma grubundaki birbirinden güzel çiçekleri ve sonra da neredeyse bütün Selimiye'ye görme şansınız var.
  • Pansiyonda kalıp üzüm çardakları, yeşilliklerin altındaki otururken, sadece 20 metre mesafede şezlongunuza uzanıp bir adımda denizinize giriyorsunuz, üstelik şezlong ve şemsiye sizlere özel ücretsiz verilmektedir
  • Çetin Bey ve ailesi ayrıca oda + kahvaltı konsepti ile sizlere tüm samimiyetleri ile hizmetleri sunuyor, üstelik dediğim gibi buradaki tüm yaşayanlar kendi sebzeleri ve meyvelerini kendi yetiştirdikleri için sizleri doğal malzemelerle hazırlanmış eşsiz bir kahvaltı sizleri bekliyor.
  • Yine Çetin Bey’in bünyesinde bulunan alakart restoranda, özel menüler, eşsiz lezzetler ve harika mezeler usta aşçılar tarafında özenle hazırlanmakta ve servis edilmektedir, tabii kendisi Karadenizli olduğu için enfes Karadeniz pideleri sizleri bekliyor diyebilir, şehrin hiçbir yerinde böyle lezzetli ve orijinal Karadeniz pidesi yemediğinizi fark edeceksiniz.
  • Yine bitmiyor sevgili konuklarına hizmetleri, üstelik odanızda yemeğinizi yemek isterseniz odalarınıza bile bu hizmeti sizlere sunuyorlar, tam bir otel konforunda ama daha fazlası tüm samimiyetlerini sizlere sunuyorlar.
  • Sizlerde hem otantik hem doğal ürünlerle yemeğinizi yiyeceğiniz, hem denize yakın hem de bol yeşilliklerin olduğu rüya gibi bir yer düşünüyorsanız Karadeniz Pansiyon tam size göre.
  • Gittiğinizde Çetin Bey ve Ailesine selamlarımı iletmeyi unutmayın lütfen, bu arada yine dogaladogru.com okuyucularına özel, indirim yapacağını da Çetin Bey iletti.
Bu kadar bahsettikten sonra gelelim ne yenir kısmına, karnınız acıktıysa sizi çok uzaklara götürmeden ne yiyeceğinize bakalım. Ne Yenir?
  • Selimiye’de yemek yiyeceğiniz birkaç restoran bulunuyor, zaten balıkçılık ve teknecilik çok yaygın olduğu için canınız ne zaman isterse hemen bir tekneye atlayıp taze taze balıklar, lezzetli ızgara ahtapot yemeniz mümkün.
 
  • Tercihiniz Karadeniz Pansiyon’da kullandıysanız eğer yine sizi burada tesisin bünyesinde bulunan alakart restoranında sizleri bol çeşitli taze sebzelerle yapılmış yemekler bekliyor, en çok da tercih edeceğiniz eminim ki Karadeniz pidesi olacak.
  • Sadece Karadeniz pidesi de değil et/ tavuk/ taze balık / ev yemekleri sizleri çeşitli leziz mi leziz yemekler bekliyor.
  • Size sadece yemeğin, yeşilliğin ve denizin tadını sürmek kalıyor, bir insan daha ne isteyebilir ki?
  • Ayrıca yine işletme alanı barından alacağınız serinletici, fresh, sağlıklı içecekleri de kendileri üretiyor, siz içiniz ferahlarken bu içecekleri aynı zamanda ile hoş sohbetlerle harika bir zaman geçirme imkânlarınız bulunuyor.
Yemekten Sonra Alışveriş Zamanı  
  • Selimiye, Hisarönü Körfezi’nde yarım ay şeklinde yer alıyor.
  • 15 yıl öncesine kadar yolu bile olmayan bu sahil köyü, özellikle mavi yolculuk tutkunlarının konaklamaya başlamasından sonra turizmle buluşmuş.
  • Arkasından da yerli ve yabancı turistler için sakinlik arayanlar için önemli noktalardan biri olmuş.
  • O nedenle turistlere yönelik her türlü ürünün satıldığı ufak mağazalar burada yer alıyor.
  • Bunlar arasında özel yapım küpe ya da bijuteri ürünleri arıyorsanız veya el yapımız aksesuarlar arıyorsanız gezdiğinizde bunu yapan güzel insanlara denk geleceksiniz.
  • Yine oradaki halkın ürettiği doğal bal, reçel, salça, ve birçok ürünü satın alacağınız el yapımız ürünleri alma şansınız var.
Selimiye’nin Tüm Harikalarını Gezerek Keşfedin.
  • Selimiye’de akşam olunca duşunuzu alıp ister yemekten önce isterse sonra, sahilde boydan boya yürüyerek denizin ve doğanın tadını çıkarın
  • Bu sırada diger pansiyonları, lokantaları göreceksiniz , hatta aralarında bulunan değişik ürünleri, elbiseleri satan ufak butikleri, dükkanları da görme imkanınız var.
  • İsterseniz hemen limandan muhtarlık önünden kalkan teknelerle Hisarönü Körfezi’ne ve adalarına yönelik olarak yapılan günü birlik tekne turlarına katılabilirsiniz.
  • Bu turlar sabah 10’da hareket ediyor. Akşam da 17.00’de dönüyor. Bu turlarla Kamelya Adası, Dişlice Adası, Bencik Limanı, Tavşan Adası ve Günnük koyu’nu görme imkanınızı kaçırmayın derim.
  • Benim en çok dikkatimi çeken ise Dişlice Adası oldu ilginç bir görünümü var.
  • Zemini bir insanın alt çene yapısını andırıyor ve genel olarak ada, denizden çıkmış diş diş görünümüyle adeta alt damağı andırıyor.
  • Anıt kayalarla dolu, ortasından geçit veren ada, yıllar süren sarı-turuncu bazı yosun türleri ile kaplı renkli bir görünüm kazanmış.
  • Adanın Bencik yönüne bakan arka yüzü, durgun koylara ve minik plajlara sahip, burası ise size yeşil ile mavinin birleştiği enfes görüntü sunuyor, genellikle günü birlik tekneleri burada öğle yemeği molası veriyor.
  • Diğer bir ilginç ada ise Tavşanlı adası, adından da tahmin edeceğiniz gibi içinde tavşanların bulunduğu bir ada.
  • Geminiz buraya yanaştıktan sonra, tavşanları ürkütmeden kaçırmadan yemeleri için havuç ve marul bırakabilirsiniz, daha sonra tavşanların da bunları afiyetle yemesi izleyebilirsiniz.
Yeşilliği olsun, taze balıkları olsun, doğası olsun, değişik adaları, otantik pansiyonları olsun Selimiye cenneti yaşayacağınız kafanızı dinlerken, değişik bilgiler alacağınız muazzam bir yer. Gittiğinizde benimle fotoğraf paylaşmayı unutmuyorsunuz değil mi? J  

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi