Yaşam

Ölüm Korkusu Yaşamınıza Engel Olduğunda

Hepimiz kaçınılmaz bir gerçek konusunda hemfikiriz; hepimiz bir gün öleceğiz… Yine de, bazen hayatımızın sonunu düşünmek, çoğu insanı dehşete düşürür Çoğu zaman, kendilerini ölecek birinin etrafında bulan insanlar çok endişeli hissetmeye başlarlar. Fakat deneyimlerim bana şunu gösterdi ki, en az yaşayanlar, en az bu hayatın zevkini alanlar sadece ölümden korkarlar. Bu yüzden belki de ben ölümden korkmuyorum… Yaşadım mı? Kesinlikle evet, sevdiklerimle huzurlu bir şekilde yaşadım, sevgiyi şefkati öğrendim, etrafıma nasıl vermem gerektiğini öğrendim… Acı çektim mi? Evet en ağırından hem de, sorunlu insanlarla, sağlığımla, sevdiklerimi toprağa gömülüşünü izleyerek, değer verdiklerimin arkalarını bana dönerek gittiklerinde acının da en ağırını yaşadım… Eğlendim mi? Evet doya doya eğlendim ama o bildiğiniz clublarda bol ışıklı, müziğin kulağını sağır eden yerlerde değil. En acı günümde değer verdiğim insanlarla aynı masada olarak eğlendim… Değer verildim mi? Kesinlikle evet çok güzel muazzam insanlar ailem oldu kalbimin derinliklerine kadar bunu hissediyorum ve sizleri çok seviyorum ve muhtemelen bu yazımı okuduklarında onlar zaten kim olduklarını çok iyi bileceklerdir ?… Durmadan öğrendim, mesleğimde başarılı bir kadın oldum, geniş bir çevrem oldu, sevildim saygı duyuldum, bazen manipülasyona maruz kalsam da yine de buna izin vermedim… Çizdim… Yazdım... Eğlendim… Sevildim… Sevdim…Yaşadım… Evet belki istediklerim olmadı ama bu hayatta ihtiyacım olan her şeye fazlasıyla sahip oldum… Bu yüzden korkmuyorum ölümden ve ölümümün yaşamıma engel olmasına müsaade etmiyorum…


Bazen ölüm o kadar sert bir gerçektir ki, çoğu kişi onun hakkında konuşmaktan veya onu çevreleyen ritüellerden herhangi birini görmekten kaçınmayı tercih eder. Ama bunun, kendi sonumuzun yaklaştığı duygusuyla bir ilgisi var mı? Yani, günlerimizin de sonunun geleceğini düşündüğümüzde hissettiğimiz korkuyla mı bağlantılı?  Ölen her insanda kendi ölümünü gördüğünü oldu mu hiç? Ölüm bize savunmasız ve sonlu olduğunu hatırlatır. İç benliğimize, ne olursa olsun, bir gün onun da yok olacağını söyler. Bununla birlikte, bazı insanlar bu duyguyu o kadar büyütüyorlar ki, ölüme karşı gerçek bir fobi yaratacak kadar ileri gidebilirler. Korkularını mantıksız bir paniğe dönüştürmek. Hatta ölüm dünyasıyla ilgisi olan herhangi bir şeye karşı tamamen hoşgörüsüz hale gelebilirler.

Ölüm korkusu etrafında var olan kafa karışıklığının kaynaklarından biri, uyarlanabilir olmasıdır, çünkü bizi daha uyanık yapar ve kendimizi tehlikeli durumlara maruz bırakmaktan alıkoyar. Ancak bu aşırıya kaçıldığında ve bir fobiye dönüştüğünde, gerçekten engelleyici olabilir. Böylece, ölüm korkusunun aslında bizi yaşamaktan alıkoyan şey haline gelebileceği paradoks ortaya çıkabilir. Ayrıca ölüm korkusu, acı, karanlık, bilinmeyen, ıstırap, hiçbir şey korkusu gibi birçok başka korkuyu da beraberinde getirebilir, yani bizi hayat keyfinden alıkoyar…  Öte yandan, sevilen birinin ölümü, bize kendi kırılganlığımızı hatırlatmanın yanı sıra, bilişsel savunmamızı zayıflatan ve bizi olumsuz takıntılı düşüncelere karşı daha savunmasız hale getiren kayıp duygularıyla birlikte gelir.

Bu korkunun kökeniyle ilgili olarak, birçok uzman, bize sahip olmamız öğretildiği için var olduğunu düşünüyor. Nasıl? Korkmayı öğrenmenin yollarından biri de başkalarının davranışlarıdır. Bu nedenle örneğin, birinin bir yerden hızla elini çektiğini görürsek, orada bir tür tehlike olduğunu varsayarız ve kendi elimizi aynı yere koymamak için bunu aklımızda tutarız. Genelleme yaparak, birinin bir şeyden korktuğunu görürsek ve devam edecek başka bilgimiz yoksa, o şeyden bizim de korkmamız gerektiğini varsayıyorum. 

Korku henüz bir fobiye dönüşmediğinde ve düşünceyi engellemeyen veya sınırlamayan tepkisel bir durum olduğunda, onu kontrol etmek için kullanabileceğimiz stratejilerden bazıları şunlardır: 

•    Fikri kabul et: Ölüm vardır ve bu değiştirebileceğiniz bir şey değildir. Ama o ana kadar yaptığınız şeyi değiştirebilirsiniz.
•    Bir şeye şiddetle inanın: Doğru olup olmadığına bakılmaksızın, inanç birçok kez büyük bir dönüşüm gücüne sahip olabilir.
•    Dikkatinizi başka yere verin: Bu korkuya veya bu düşünceye odaklanmayın. Bunu zihinsel olarak (yani, ertesi gün ne yapacağınızı planlayarak) veya davranışsal olarak (örneğin: günlerinin nasıl geçtiğini sormak için eşinizi arayarak) yapabilirsiniz.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi