Kendin Yetiştir

Saksıda Papatya Yetiştirme Ve Faydaları

Papatya denilince akla ilk gelen kırladır, hani o papatyalardan yapılan taçlar, takan kişi kendini adeta prenses gibi hisseder. Seviyor, sevmiyor fallarıyla aklımıza kazınan bu çiçek aslında temiz bir kalbi simgeler. İnsanlar genellikle temiz hislerini yansıtmak amacıyla birbirlerine papatya hediye ederler. Kır çiçeği olarak bilinen papatyaların iri olan çiçekli çeşitlerinin yanı sıra küçük çiçeklileri de bulunuyor. İri olan papatyaların yaprak yapısı ile küçük çiçekli olan papatyaların yaprak yapıları da birbirinden farklıdır. Papatyagiller ailesinin bir üyesi olan bu nadide çiçek ismini de bu aileden almaktadır. Ilıman iklime sahip bölgelerde yetişen papatyanın 100’den fazla türü olduğu bilinmektedir. Sarı ve beyaz renkli bu çiçek, halk arasında sarı papatya ismiyle de anılır. Papatya çiçeği, bahar denilince belki de akla gelen ilk çiçektir. Kır çiçekleri arasında daima ön plana çıkmış, zarif görünümleri ile herkesin beğenisini kazanmıştır. Papatya çiçeği güzelliği ile şarkılara ve aşk fallarına konu olmuştur. Papatya çiçeği ülkemizde hemen her yerde yetişen, Mayıs ve ağustos aylarında çiçek açan bir bitkidir.  Hemen her yerde papatya çiçeğine rastlamak mümkündür. Güzel kokulu ve 20-50 cm boyunda otsu bir bitkidir. Çiçeğinin orta kısmı sarıdır. Kenarlarında 12-20 tane dil biçiminde beyaz renkli çiçek vardır. Gerbera(Alman Papatyası), Margarit (dev papatya) ve kır papatyası gibi çeşitleri vardır. Ama biz bugün sarı papatyaları nasıl yetiştireceğimizi öğreneceğiz, çünkü sarı papatyalar; aksılar, kaya bahçeleri ve çiçek tarhları olarak sıralanabilir. Bunun yanında çift bitkisi olarak kullandığımız zamanda oldukça güzel bir görüntü meydana geldiğinden söz etmek mümkün olacaktır. Hadi o zaman kolları sıvayalım bulunduğunuz yerin genel atmosferini değiştirecek, ortama sıcaklık katacak papatyayı evinizde nasıl yetiştirebilirsiniz hep beraber öğrenelim.

Ama yetiştirmesine geçmeden önce papatyanın size hüzünlü hikayesini anlatmak istiyorum... 

Bir zamanlar, bir yerlerde, ufak bir tırtıl gözlerini dünyaya açmış, içgüdüleri sayesinde hemen beslenmeye başlamış. Ne bulduysa onu yemiş. Yeterince büyüdüğünde kendine güvenli bir yer bulmuş ve orada koza örmeye başlamış. Bir süre sonra bu kozadan rengarenk kanatları olan bir kelebek olarak çıkmış. Bu küçük kelebek uçmuş, uçmuş ve çok uzaklardaki bir vadiye ulaşmış. Etrafına şaşkın şaşkın bakarken vadinin diğer ucundaki papatyayı görmüş. İçinden “ne kadar güzel bir çiçek” demiş ve hemen papatyanın yanına gitmiş. “Merhaba” demiş papatyaya ve eklemiş “Sizi uzaktan gördüm. Yanınıza gelmek istedim” Papatya da ona “Merhaba” demiş. Papatya ile kelebek konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona kendi hayat hikayesini, nerelerden geldiğini anlatmış. Papatya da kelebeğe kendisini anlatmış. Kelebek ile papatya birbirlerini gerçekten sevmişler, birlikte bolca vakit geçirip sohbet etmişler. Kelebek gündüzleri kanatları ile papatyayı güneşten korumuş. Kelebek papatyayı öylesine çok sevmiş ki; ne olursa olsun yanından ayrılmak istemiyormuş. Bu arada papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş, ama bir türlü papatyaya bunu soracak cesaretini bulamamış.

Aslında papatya da kelebeği çok sevmiş. Ama o da sevgisinin karşılıksız kalacağından korkup bu gerçeği kelebek ile paylaşmamış. Bu iki sevgili günler geceler boyunca hep sohbet ediyormuş ama bir türlü sevgilerini paylaşamamışlar. Bir gün kelebek artık fazla zamanının kalmadığını anlamış, bunun üzerine papatyaya onun yanından ayrılması gerektiğini söylemiş. Papatya bu duruma çok şaşırmış ve “Neden? Yoksa benim yanımda mutsuz musun?” diye sormuş. Kelebek ise “Hayır. Senin yanında çok mutluyum ama kelebekler sadece 3 gün yaşarlar ve ben artık ömrümü tamamlamak üzereyim ve ben artık kelebeklerin hiç ölmedikleri bir yere gitmek zorundayım.” demiş. Papatya elbette ki bu duruma çok üzülmüş ama yapabileceği hiçbir şey yokmuş. Kelebek ise artık iyice gücünün tükendiğinin farkındaymış. Son bir gayretle papatyaya “SENİ SEVİYORUM” diyebilmiş. Ancak papatya bu söz karşısında şaşkınlıkla donakalmış. Sadece “Ben de” demiş. Kelebek oldukça güçsüz, hüzünlü gidince papatya gözyaşlarına boğulmuş. Onu sevdiği daha önceden söylemiş olsaydı, kelebeğin de kendisini sevdiğini öğrenebilirdi, ama papatya maalesef kelebeğe bu gerçeği söylememişti... Papatya pişmanlığın verdiği bu acıya uzun süre dayanamamış; önce yaprakları solmuş sonra da tek tek dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya içinden “seviyormuş” diye geçirmiş. O günden sonra bunu bilen aşıklar sevgililerine soramadıkları “seviyor mu, sevmiyor mu” sorusunu papatyalara sormuşlar. İşte o meşhur fal da böyle ortaya çıkmış.

Biraz hüzünlü olduğunun farkındayım... Lakin çiçekleri dallarından koparıp her birine eziyet etmektense, fallara değil, hayata inanmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum... Bir de sevdiğini bile bile neden risk aldığımızı da anlamıyorum, ihtimali yarıya düşürmek de niye? baştan yazalım o zaman üzerini çizdiklerimizi...    Hadi o zaman şimdi kelebek ve papatyanın hüzünlü hikayesini de okuduğumuza göre, şimdi kendimize gelip kolları sıvayalım ve işe koyulalım :)

Toprak ve Saksı Seçimi

  • Papatyalar nemli ve geçirgen toprakları sever, bu özelliklere sahip topraklarda sağlıklı bir gelişim gösterir.
  • Toprak sıkı ve sert olmalıdır.
  • Saksıda papatya yetiştirmek için killi toprak tercih edebilirsiniz.
  • Papatya tohumunun ekileceği saksı çok derin olmamalıdır.
  • Tohumlar aralıklı ekileceği için geniş ama derin olmayan bir saksı tercih edebilirsiniz.
  • Papatyalar 2 yıllık çiçekler olduğundan saksı değişimi yapılmasına gerek yoktur.

Sulama

  • Papatya tohumlarına ekim işlemi sonrasında ilk olarak can suyu vermelisiniz.
  • Tohumlar filizlenmeye başladıktan sonra çiçeğin toprağını kontrol ederek sulama yapabilirsiniz.
  • Papatyanın toprağı ne çok kuru ne de çok sulu olmalıdır.
  • Toprağın her zaman nemli olduğundan emin olmalısınız.
  • Susuzluğa karşı dayanıklı bir bitkidir. Ancak fazla sulama yapmak çiçeğin solmasına neden olabilir.
  • Çiçeğin sağlıklı bir gelişim göstermesi için 2-3 günde bir sulama işlemi yapmanız yeterli olacaktır.

Konumlandırma

  • Papatyalar tabiri caizse güneşe aşıklardır.
  • Papatya, güneş alan veya yarı gölgeli alanlarda sağlıklı bir gelişim gösterir.
  • Bu çiçeğin, güneşi çok sevdiği için kapalı mekan yerine balkon, bahçe, teras gibi alanlarda yetiştirilmesi önerilir.
  • Kuru ve nemli bölgelerde yetişebilir.

Papatya Çiçeğinin Faydaları

  • Sakinleştirici özelliği vardır. Sinirleri yatıştırır.
  • Uykuya dalmayı kolaylaştırır.
  • Mide rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
  • İştah açar.
  • Antienflamatuar ve antibakteriyeldir. Vücuttaki her türlü bakteri, mikrop ve iltihap ile mücadele eder.
  • Adet düzensizliği yaşayanlara iyi gelir.
  • Basur hastalığının semptomlarını hafifletir.
  • Bağırsak gazının atılmasına yardımcı olur.
  • Haricen uygulandığında akne ve sivilceye iyi gelir.
  • İdrar söktürücü etkisi vardır.
  • Ter attırır.
  • Ödemi engeller.
  • Papatya çayı buharını solumak sinüzit ve nezle gibi rahatsızlıklara iyi gelir.
  • Boğaz enfeksiyonlarına karşı papatya çayı gargarası yapılabilir.
  • Kaz spazmlarını giderir.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi