Kentler de insanlar gibidir. Tarihten süzülüp gelirler ve günümüze ulaşırlar. Aslında kentler de insanlar gibi doğar, yaşar ve ölürler. Şehirlerin kaderlerini ve suretlerini belirleyen onlara can ve kan veren insanların ortak algılayış şekilleri ve o kente kattıklarıdır.
Birçok medeniyete, kültüre ev sahipliği yapan topraklardaki kentlerin de ortak yazgısıdır çeşitli istilalara uğramak ve birçok savaşı görüp yaşamak. Nice milletin askerlerinin kanlarıyla sulanmış toprakların altında yatan sadece tarih değil acı ve göz yaşıdır biraz da.
Şairlerin, yazarların betimledikleri kentlerin dağları, nehirleri, denizleri dışında bir de insan coğrafyaları vardır ki bu çok daha önemlidir.
Dağların ve denizlerin havaları iklimlere bağlı olarak değişir ancak insanları değiştiren savaşlar, doğal afetler gibi önemli olaylardır. Bu olaylar insanlara acıları miras bırakırlar.
Tüm bu acılardan ve hüzünlerden bağımsız kentler yaratabilmek ise o kentte yaşayan insanların elinde. Güzel yurdumuzun aydınlık kenti İskenderun da bunlardan biri.
Kadim kent Hatay’ın tarihi de birçok uygarlığın ve kültürün ellerinde şekillenmiş. Mustafa Kemal Atatürk’e göre kırk asırlık Türk yurdu olan bu güzel şehrin her ilçesi başka bir yaşanmışlığa sahip.
Milli Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk kurşunun atıldığı Dörtyol’un hemen yanı başındaki İskenderun, Fransız himayesinden kurtulmak için büyük mücadele vermiştir.
Atatürk’ün en başından çizdiği kutsal Misak-ı Milli’de de yurt sınırları içinde yer alan Hatay’ın ilçesi İskenderun…
Atatürk’ün İskenderun’u şahsi meselesi olarak görmesi de konuya olan ilgisini göstermesi bakımından önemlidir. Adana’da 1923’te yaptığı bir konuşma da Hatay’ın bir gün mutlaka bağımsız olacağını ve ana vatana katılacağını ifade eden Atatürk devlet adamı Tayfur Sökmen’in önderliğindeki bağımsızlık hareketini bizzat yönetmiştir.
5 Temmuz 1938 tarihinde İskenderun’a giren Türk ordusu kent halkı tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. Askerler Türk bayraklarını devlet dairelerine, binalara ve okullara asmış böylece bu kadim kent doğala doğru kendi özüne doğru yeniden kanatlanmıştır.
Türk milletinin elinde şekillenmiş ve bağımsızlık ruhuyla donamış bu şehrin insanları, bağımsızlıklarına kavuştukları günü hiçbir zaman unutamamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne katılan son şehir olan Hatay bağımsızlığın ve esaretin ne demek olduğunu çok iyi bilmektedir. Bu nedenle ülkemizin her şehrinde olduğu gibi İskenderun’da da insanlar, esaret zincirinde yaşamaktansa bağımsızlık için ölümü göze alan insanlarla doludur.
Kutlu İskenderun topraklarının yeninde Türk bayrağı ile buluştuğu 5 Temmuz kutlu olsun. İskenderun ve Hatay halkı her daim bağımsız bir Türk devletinde var olmaya devam etsin.
