Genel Kategori

Yaşın Gelince Değil Aklın Erince Evlen

İki insan birbirini görür, beğenir ve bir zaman sonra daha ciddi bir adım atmak isterler. Ve ya daha kırsal kesimlerde ve ya köy yerlerinde aileler çocukların evlilik yaşının geldiğini düşünerek görücü usulü dediğimiz yolla çocuklarını evlendirirler. Aslında iki durumunda benzer tarafları var. Birinde evlenmeden önce kadın ve erkek birbirine alışırlar, diğerinde ise evlendikten sonra birbirine alışmaya ve sevmeye çalışırlar. Şimdi şunu düşünelim hangi durum daha mantıklı ve daha elle tutulur bir durumdur. İki durumunda kendi içinde bazı sıkıntıları ve artıları vardır. Sevgililik dönemi dinen sakıncalı bir durum olduğundan çoğu ailenin karşı olduğu ancak zamane gençlerinde önüne geçilmesi zor bir durumdur. Sevgililiğin artıları; kadın ve erkek birbirini tanır, kafa yapılarını bilir ve gelecek adımlarını bu doğrultuda atar. Olumlu olumsuz sonuçlarını buna göre görürler. Ancak birde eksi yönleri vardır. Bunlar da; bir tarafın diğer tarafın kafasının uymaması sonucu seven tarafın psikolojik sıkıntılar çekmesi bu sorunlardan biridir ki zaten karşı tarafın düşüncesine saygı duymayıp kendini bu kadar hırpalayacak durumda olan birisi evlilik olgunluğuna henüz gelmemiş demektir. Bu yüzden konumuz yaş gelince değil akıl erince. Ben eşimle önceden tanışıyordum yani evlilik konusunda görüşmeden önce de. Bir sevgililik dönemimiz oldu. Birbirimizi tanıdık nasıl kafa yapısında olduğumuzu öğrendik ve birbirimize uyum sağlayabildiğimizi gördükten sonra evlilik adımı attık. İlla ki tartışmalarımız da oldu, uyuşamadığımız noktalar da oldu ancak bunu konuşarak çözecek olgunlukta olduğumuz için sorunlarımızı çözebildik. Ve bunun gibi birçok örnek var benim birebir tanıdığım. Düşünüyorum, 27 yaşında evlendim ve fikir ayrılığına düştüğümüz konularda konuşarak çözebildik. Peki ben 22 yaşında evlenseydim bu olgunlukta olabilir miydim? Hiç sanmıyorum ve bu durumda kötü bir evliliğe ve belki de boşanmaya giderdi ki bu da ömür boyu iz bırakacak ağır bir durum olacaktı iki taraf içinde. Çok yakın tanıdığım bir kişi evlilik yaşı geldiği için görücü usulü evlendi. Önce aileler tanıştı sonra istemeye gidildiğinde bir süre baş başa konuştular sonra erkeğe soruldu kadına soruldu ve tamam denildi. Sonra belli bir nişanlılık sonrası evlendiler. Evlilikleri yaklaşık 1 yıl sürdü. O kısacık konuşma zamanında iki tarafta birbirinin istediği hayatı üstün körü kabul etti ancak evlendikten sonra kişiliklerin getirdiği farklılıklar meydana çıktı ve aslında ikisi de birbirinin istediği kişi olmadıklarını fark ettiler ve bir yılın sonunda biraz da sorunlu şekilde ayrıldılar. Şimdi bu iki insan yaşları geldiği için evlendirildi ve yaşları gelmediği bir zamanda boşandılar. İkisi de bu süreçte maddi manevi zarar gördüler, aileler akrabaydı bu süreçte kavga hakaret ilişkiler zarar gördü. Şimdi soruyoruz size acaba bu insanların evlilik yaşları gerçekten gelmiş miydi? Ya da birbirleri için doğru kişiler miydi? Bu iki durumun tam tersi de olabilirdi elbette. Sevgililik dönemi yaşayıp mutsuz evliliği olanda oluyor, görücü usulü evlenip çok mutlu olan ailelerde oluyor. Bunları asıl değerlendirecek olan ve çocuklarımıza bu konuda yol gösterici olacaklar biz ebeveynleriz. Kadına değer vermeyi oğlumuza öğretmeliyiz. Erkeğe karşı nasıl davranması gerektiğini ona değer vermesi gerektiğini kızımıza öğretmeliyiz ki hayatlarının her zamanında karşısına çıkacak insanlara karşı doğru davranışlarda bulunsunlar ve gerek ikili ilişkileri, gerek iş hayatı ve gerekse evlilik hayatları her zaman olumlu geçsin. Ve ya olumsuz olan durumlarda da mantıklı davranarak olumluya çevirebilsinler. Unutmayın kötü noktalanan bir evlilik yıllar geçse de insan da bıraktığı kötü izleri gösterir.  Biz aileler olarak buna engel olmaya çalışalım ve çocuklarımızı YAŞI GELDİĞİ ZAMAN DEĞİL AKLI ERDİĞİ ZAMAN evlendirelim.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi