İlginizi Çekebilir
Doğala Doğru

Mitolojinin Kapısını Açarken

Doğala Doğru

Mitolojinin ve mitik öykülerin birer ihtiyaç olduğunu söylersek abartmış olur muyuz? İnsanın ekmeğe, suya ve havaya duyduğu ihtiyaç fizyolojisiyle ilgilidir.

Doğala Doğru
Peki, ruhsal yönden gereksinimleri yok mudur? Ruhu besleyen şeylerin başında manevi motivasyon gelmektedir. Bu motivasyonu sağlayan unsurlar içinde din, inanç, kültür, töre, gelenekler sayılabilir. Peki mitler bunların neresindedir?

Mit, geçmişin kutsal öykülerini sunar bizlere. Efsanelerin, kahramanların, hayatın ve dünyanın ilk özünü, yaratılışını ve kıyameti fısıldar bizlere. Odin, Thor, Zeus, Umay, Ülgen, Erlik Han ve diğer mitolojik varlıklar sahip oldukları kültürlerin özlerini sunarlar. Yaşam döngülerini aktarırlar. Mitolojide var olan tüm olaylar, hayatın ve koskoca bir mazinin konsantre halinde günümüze gelmiş tezahürleridir.

Kahramanların cesareti, mücadeleleri, savaşları zihin açıcı unsurlara sahiptir. Ayrıca ilk insana ve dünyanın var olduğu güne dair anlatılar da insanın bilinçsel ve ruhsal birtakım ihtiyaçlarının giderilmesini sağlar. Çocukların çizgi filmlere, animasyonlara, çizgi romanlara ya da masallara ilgisi neyden kaynaklanmaktadır? Gelişen PC ve IOS, Android oyunlarında en çok oynanan strateji oyunları neden mitoloji tabanlıdır? Masalların ve sinema filmlerinin mitolojik, fantastik dozu arttıkça dinleyici, takipçi ve izleyici oranı neden artmaktadır? Tüm bu soruların yanıtını gelin Diojen gibi değil de Hezarfen gibi aramaya çıkalım. Hatta cevaplara doğru kanatlanalım. Belki o zaman yerden göremediklerimizi göklerde süzülürken fark edebiliriz.

Zamanın ve insanların sustuğu; tek konuşan ve güçlü varlığın, yaşamın ilk sahibinin olduğu bir döneme kanatlarımızı açıp kapayalım. Sadece su ve toprak vardı. Kayra Han, insanları yaratmaya karar verdi. Erlik Han, ona itaat etmeyerek kendi insanlarını yaratmaya yöneldi ve büyük mücadele başladı. İyi ile kötünün, haklı ile haksızın ve ak ile karanın mücadelesi. Sonsuz döngü… Yaşamdaki zıtlıkların birbiriyle olan düşmanlığı işte o gün başlamıştı.

Yaşamın ilk özünü oluşturan olayın kim bilir belki de dalından koparılan kırmızı bir elma ile başladığını iddia edebiliriz. İnsanlık da bir tohum gibi yere serpilmişti ısırılan meyve sayesinde. Hepimiz birer elma olabilir miydik acaba ya da elmanın özündeki minik bir çekirdek?

Her yer soğuk ve karanlıktı. Issızdı. İnsansızdı ve sonra ilk insan çıktı ortaya… Dünya mitolojilerinin belki de hepsinde böyle başlıyor yaratılış mitleri. Yazının olmadığı yıllarda ateşin başına geçen insanlar birbirlerine böyle anlattılar var oluş efsanelerini. Bilmeye ve öğrenmeye duydukları temel ihtiyacı böyle karşıladılar. Sordular, sordular, sordular… İlk insanların yaşam gayeleri arasında bilmek önemli bir yer tutuyordu ve bunu giderebilmek için de konuşmaya bolca fırsatları vardı.

Bugün üç-dört yaşındaki bir çocuğun sorduğu temel soruları bir anımsayalım: “Anne, bu ne? “Baba, bu ay mı?” “Anne onun adı ne?” Bu sorular çocukların yaşları ilerledikçe derinleşecek ve sayısal olarak da çoğalacak. “Ben nasıl oluştum?” “İlk insan kimdi?” “Dünya dışında ne var?” gibi soruları neredeyse sağlıklı her çocuk soruyor. Bu soruları sormaları için üstün yetenekli olmaları da gerekmiyor. Dolayısıyla insanın merak ve bilme ihtiyacıyla dünyaya geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. O hâlde mitoloji gibi dünyanın ilk öykülerini bize sunan ve kültürlerin neredeyse tüm izahını yapabilen bir alandan beslenmemek ya da buna göz yummak kime ve neye hizmet edebilir?

Yıllardır süregelen mitoloji, halk kültürü, folklor alanlarına karşı kayıtsızlığımızı artık bir yana bırakmanın da ötesinde farklı farklı çalışmalarla özellikle çocukların bu deryada yüzmelerini sağlamanın zamanı geldi.

Çocuklar İçin Türk Mitolojisi seminer ve atölyeleri, Ali Can Meydan’ın yapımcısı olduğu “Uruz Er Kişi Oğlu” PC oyunu, Türk mitolojini merkeze alan “Yeşim Taşı Efsanesi Karanlık Dünya’ya Yolculuk/ Gizemli Kitap” adlı kitaplar alanın belki de öncü örnekleri arasında yerlerini aldılar. Devamında yapılacak Türk mitolojisi atlasları, çocuklara yönelik kitaplar ve oyunlarla bu alanın önündeki tüm engeller kalkacaktır.

Türk mitolojisinde yer alan figürlerin, anlatıların ders kitaplarında da yer almasıyla mitolojiye ihtiyaç duyan insan, belleğinde ve kalbinde yepyeni sayfalar açabilecektir. Bu nedenle oldukça geç kaldığımız çocuk ve mitoloji buluşması bir an önce gerçekleştirilerek neredeyse tüm kentlere kadar yaygınlaşmalıdır. Bu çalışmaların akademik alanlarda sınırlı kalmaması ve internet çağında daha da yayınlaşarak kitlelere ulaştırması büyük ve güzel sonuçlar getirecektir. 

Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?