Sadece zayıf görünen kişilerde değil, obez olup da zayıflamaya başlayan kişilerde de sıklıkla görülmektedir. Bulimia hastaların birçoğu bunu estetik kaygılarla yapmazlar, yerken amaçları kusmaktır. yaşamak için yemek, yemek için yaşamak değil, kusmak için yemek... Kusmak için ani ve de dolayısıyla kuvvetli bir uyarıyıcıya ihtiyaç vardır. Tüm bu evrimsel süreçte bedenimiz bu uyaıcılara ne kadar kuvvetli ve de sürekli olursa olsun onlara adapte olmaya yönelmiştir. Çok kötü kokan bir odaya girdiğinizi varsayalım, savunma mekanizmamız gereği birkaç dakika sonra odanın kokusunu artık almayız fakat bilincimiz pis kokan bir odada ikamet ettiğinin farkındadır. Hayatta da baş edemediğimiz gerçekliklere önce kuvvetli tepkiler verir sonrasında bunlarla yaşamaya alışırız, öğreniriz bir anlamda. Neticede kusmak için yeterli neden çevrede hala varsa fakat adapte olmaya programlı duyular bunu uyarıcılara çevirmekten acizse bunu yapay olarak yaratmaya yönelinir. Artık devamlı bir hal almış ve nispi etkisini yitirmiş acılar kronik bulimik hastalar doğurur böylece. Gençliğin bir çoğu da maalesef bu hastalıktan mustariptir, işin trajedisi ise bulimik kişiler asla ve asla bunun bir hastalık olduğunu kabul etmezler. Başta da dediğim gibi her bulimik anoreksiya hastası kadar zayıf görünmeyebilir, hatta uzun süre oldukça sağlıklı görünebilir. Mutludur, zayıftır, ya yediği halde kilo almadığını söyler ya da yanınızda hiç yemediği için iştahsız olduğuna inandırır sizi.. Kilo verme kontrol dışı görünmez dışarıdan, ama bu hastalığın vücuda etkilerini yok etmez.
Peki, bu hastalığın belirtileri nelerdir hangi durumlarda kendini gösterir? Öğrenmek istiyorsanız hemen onları da yazayım:
- Gıda ve yiyecekler ile ilgili bir saplantı,
- Yiyeceklere ciddi bir bütçe ayırma,
- Yemek yeme sonrası ortadan kaybolma (sıklıkla tuvalette kusarlar)
- Zorlayıcı ve ağır egzersiz rutinleri,
- Uzun süre aç kalma ve açlığı inkâr etme,
- Depresyon ve anksiyete,
- İnsanlardan ve sosyal yaşamdan kendini soyutlama,
- Parotis bezlerinin hasara uğraması nedeni ile yanaklarda şişme,
- Kusma esnasında asit aşınımı nedeniyle yaygın diş çürükleri,
- Kusma nedeniyle oluşan kronik boğaz ağrısı,
- Düzensiz adet dönemleri,
- Göz içlerinde kırık kan damarları,
- Aşırı kilolu olma halinden sürekli şikayetçi olma.
Bulimia Nervoza Tedavisi Nasıl Olmalı?
Yukarıda da bahsettiğim gibi eğer çevrenizde bulimik bir kişiye rastlarsanız asla hastalığını kabul etmeyecektir, veya sizde varsa bile kendinize asla bulimia teşhisi koyamazsınız, ama maalesef çok üzgünüm eğer yemek yedikten sonra pişmanlık duyup parmağınızı boğazınıza sokuyorsanız, üzgünüm Bulimia hastalığınız vardır. Bu yüzden bulimik kişiler genellikle ilk başta tedaviye ciddi direnç göstermektedir, bu yüzden öncesinde bir terapist eşliğinde hastalığı kabul ettirmek gerekmektedir.
- Bulimia Nervoza tedavi seçenekleri sadece psikoterapi değil, aynı zamanda beslenme danışmanlığı, aile terapisi ve vitamin kombinasyonları ile tedavi edilmelidir.
- Kişinin ailesi, ev halkı ve arkadaşlarından gelen destek, etkili ve uzun vadeli sonuçlar açısından yadsınamaz. Bu nedenle bulimik kişilerin çevresindekilere de Bulimia Nevroza hastalığı iyice tanıtılmak asıl amaç olmalıdır.
- Blumia Nervoza tedavisi ilk önce psikoterapi ile başlar, burada amaç ise yiyeceklere karşı sağlıklı ve rasyonel tutumlarını yeniden inşa etmesine yardımcı olmaktır.
- Psikoterapinin yoğunlaşacağı alanlar "Kognitif Terapi" ve "Davranışsal Terapi olmaktadır. Kognitif terapi ile hastanın düşünme biçimi değiştirilmeye çalışılırken, davranışsal terapi ile hastanın davranışları değiştirilmeye çalışılır.
- Tüm terapilerin ortak amacı kişinin vücut ağırlığına ve besin değerlerine karşı gerçekçi tutum geliştirmesi, stresli ve zor durumlar ile baş etmeyi öğrenmesidir.
- Beslenme danışmanlığı aşamasında ise yeme bozuklukları konusunda uzman bir diyetisyen ile çalışılmaktadır. Hastanın aşırı yemek yeme ve sonrasında çıkarma döngüsü bu şekilde kırılabilir. Kişiye, günlük ihtiyacı olan kalori alımı ve diğer sağlıklı beslenme alışkanlıkları edindirilmeye çalışılmaktadır.
