Kadim zamanlarda çobanların yere kazdıkları kuyularda oynadıkları bir tür zeka oyunu olan mangala, Türklerin en önemli strateji oyunudur.
Belirli sayıdaki taşın bu kuyulara sırayla bırakılan oyunun bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye değişen kimi özellikleri de bulunmaktadır. Kuyu ve taş sayısı örneğin değişkenlik göstermektedir.
Dünyada Suriye, Mısır ve Irak’ta yoğun bir şekilde oynanan mangala oyunu, ülkemizde Urfa, Mardin, Hatay, Adana da mangala adını almıştır. 7 kuyu ve 7’şer taş mantığıyla oynanmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde minkale adını alan bu oyunun, aile yapısına ve sosyal hayata da büyük katkıları olmuştur. Mangala oyunu oynayan aileler, çocuklar bu yolla sosyalleşmişlerdir.
Milli bir zeka oyunun olmasıyla milli alfabelerin bulunması arasında bir ilişki bulunmaktadır. Mangala Türklerin yüzyıllardır oynadığı bir oyundur. Hatta beş bin yıldır oynadığına dair bilgiler de yer almaktadır.
Dünyadaki en eski (MÖ 3000-2000 yılları) Mangala tahtası kaya üzerine oyulmuş olarak Kazakistan’da, Almatı yakınlarında Dastarbası Mağarası’nda bulunmuştur. Habeşistan’da bulunan ve Mangala’ya benzediği iddia edilen oyunun bulunduğu taş ise MÖ 7-6. yüzyıla dayandırılan bu taşın en eski Mankala Taşı olduğu kabul edilmekteydi. Dastarbası buluntusu, bu tarihi daha eski bir döneme taşımıştır.
16. yüzyıldan başlayarak Türk minyatürlerinde mangalaya ait tasvirler yer almıştır. Metin And'a göre bu oyun mankala oyunlarından bahseden ilk eserlerden olan Binbir Gece Masalları'nda anlatılan (15. gece) mankala ile doğrudan ilişkilidir. Batılı kaynaklarda ise mangaladan ilk kez 1694'te İngiliz oryantalist Thomas Hyde'nin çalışmasında bahsedilmiştir. Jean Antoine Guer'in 1747 yılında Paris'te yayımlanan Moeurs et Usages des Turcs (Türkler'in Gelenek ve Alışkanlıkları) isimli eserinde, oyundan Mangola olarak bahsedilmektedir. İngiltere'de 1860 başlarında Mangola yeni bir oyun olarak tanıtılmış ve Jaques şirketi tarafından yayımlanmıştır.
Ülkemizde bilimsel olarak ele alınmamış olan mangala oyunu ile ilgili son zamanlarda okullarda ilgi artmıştır. Okullarda sınıflar arasında düzenlenen mangala turnuvaları sayesinde çocuklar küçük yaşta bu milli strateji oyunuyla buluşmaya başlamışladır.
Oyunun genel mantığına bakacak olursak: mangala oyunu, altışardan on iki kuyudaki dörder taşla, toplam kırk sekiz taş ve iki oyuncu ile oynanır. Oyunda 14 (veya 12) oyuk kullanılır. Bunlara ek olarak her oyuncu oyunda kazanacağı taşlarını koymak üzere bir kale çukuruna sahiptir.
Her iki oyuncu oyun başında kendi tarafındaki altı oyuğa 4 taş koyar. İlk oyuncu kendi tarafındaki çukurlardan birini seçer ve içindeki taşları saatin tersi yönünde, sıradaki çukurlara birer birer bırakarak ilerler. Eğer dağıtılan son taş hazineye denk geliyorsa sıra yine aynı oyuncuda kalır eğer oyuncunun çukurlarının birinde tek taş varsa o taşı sağa ilerletebilir.
Oyuncu hazinesine taş koyduktan sonra elinde hala taş kaldıysa rakip bölgeye taş koymaya devam eder. Eğer son taş rakibin bölgesindeki bir kuyuyu çift yaparsa (2,4,6,8, gibi) kuyudaki tüm taşları alır. Oyuncu kendi bölgesindeki bir boş kuyuya son taşı denk getirirse karşı bölgedeki kuyudaki taşları da kendi taşını da alır ve hazineye koyar.
Oyun bir oyuncunun bölgesindeki taşlar bitince biter. Bölgesindeki taşları ilk bitiren oyuncu rakibin bölgesindeki tüm taşları da hazinesine koyar. Oyun böylece biter ve taşlar sayılır, hazinesinde daha çok taş olan oyuncu bir puan alır, diğer oyuncu sıfır puan alır. Eğer berabere biterse iki oyuncu da 1/2 (yarım) puan alır. Oyun böylece 5 set devam eder. Beş set sonunda en fazla puanı olan oyuncu kazanır.
Bazı versiyonlarda başlangıçta oyuklara konulan taş sayısı 6 olarak geçmekte ve son taşın geldiği oyukta 6 taş birikmesi durumunda da taşların kazanılacağı kuralı yer almaktadır.
Oyun bu şekli ile Alman Bohnenspiel oyunu ile, bitişteki farklılık dışında, aynı kurallara sahip olur. Mangala, bir Türk zeka oyunu olarak satranç oyunun da öncüsü sayılabilir.