Şairlerin söyledikleri mühimdir. Peki söylemedikleri?
İnsanlar, elbette yaptıklarından mükellef varlıklardır. Ancak çoğu kez ikrar hâli de onun kişiliğini ele verir. Bazen susmak bir suç unsuru bile olabilir. Sanatçılar içinse susmak kimi zaman bir sanat unsuru olarak ortaya çıkabilir.
Müzikte es vermek gibi, şiirlerde de duraklarda beklemek sanatseverin eserden alacağı lezzetin derecesini artırabilir. Kimi zaman yarım, tümden daha tamdır. Bu nedenle eksik bırakılan bir cümle, tamamlanmamış bir nota ya da bitmemiş bir öykünün lezzeti de tamamlanmışlar kadar alınamaz mı?
Salonu dolu bir şarkıcının bir anda durup dinleyenleriyle göz göze geldiği o anda birçok söz saklı değil midir? Şairin bir an için duraksar gibi kelimeleri böldüğü yerden akan kafiyeleri duyumsamak çok mu aşağı bir duygudur?
Hayatınızı düşünün! Her anı dolu olsun istediğiniz bir günün aslında en cüretkâr sesidir boş kaldığınız zaman dilimleri. Sizden ve size dairdir boş kaldığınız anlar. Tüm dolu vakitlerde başkalarının sesleri ve emirleri… Sesler altında kalan bir dolu yığın ancak boşluk öyle midir?
Pencereyi açıp da odanıza dolan havanın ciğerlerinizde patlayan sessizliği, sonra hafifçe içeri süzülen minik alacalı bir kelebeğin çizdiği tebeşirsiz çemberler… Hepsi sizin hayal dünyanıza bir aşk gibi yağmaz mı? Belki de herkes servislerinde ve araçlarında büyük bir kavgayla iş yerlerine ve okullarına giderken durduğun yerde kapladığını sandığın ancak bir adım sonra geride bıraktığın boşluk çok şey anlatmaz mı sana?
Görmesini bilen için tüm nesneler tamlığıyla değil de yarım kalışlarıyla bir şeyler gösterirler insan oğluna. Vefat etmiş bir babanın salon kapısı önünde duran terliğindeki boşlukta, büyük bir hasret saklı değil midir?
Sadece insanlar mıdır insanlara hasret kalan? Yoksa bir terlik, bir masa, bir kol saati de insanlara özlem duyamaz mı? Belki de cansız varlıkların en büyük anlamı da yine boşlukla ilgili olsa gerek. Kalp yerlerinde kocaman bir boşluk olsa da onlara dokunanlar sayesinde kan pompalarlar yüreklere.
İşte bu nedenle her şeyin tamam olduğu bir bahçede dolaşan filozof, eksik bulur orayı. Hemen toplayın getirin çalı çırpıları da burası bahçe oluversin der. Tamam olmak kusursuzluğu değil, kusurlarıyla tamam oluşuna engel boşluklar oluşturmasıyla mümkündür.
Habil ile Kabil’in mücadelesi gibi kadim yıllardan miras kalan tüm acıları ve günahları yüreğinde taşıyan insanoğlunun durup düşünmesi için bir vakit olmalı. İşte o vakitlerde koskoca bir boşluk, tamam olmak için yola çıkmalı…