Çocuğumuz, bizim dünyadaki en değerli varlığımız. Onun tırnağına zarar gelsin istemeyiz. Pamuklara sarıp sevmek isteriz onu. Hele bir de annesi… Dünyası çocuğudur artık onun, sever, koklar, mutlu olsun diye her şeyi yapar. Ama bazen bu sevgi o kadar artar ki çocuk şımarmaya başlar, her şey onun istediği gibi olduğu için, istediği şey olmadığı zaman feryat figan ağlayabilir. Annelerin sonsuz sevgisi bazen bu şımarıklığa sebep olurken babalar bu noktada o otoriteyi sağlamak için en önemli etkendir. Eğer baba bu noktada devreye girmezse, aman çocuktur şımarsın ne olacak sanki derse çocuğun hayatında geri dönüşü olmayan bir hata yapmış demektir. Çünkü bu durum çocuğun kişilik gelişimini olumsuz etkileyecek ve çocuk için kötü bir dönem başlayacaktır. Yani baba, çocuğunun kişilik gelişiminin baş kahramanıdır.
Çocuk annesine bağlıdır. Doğduğu andan itibaren annesiyle iç içedir. Önce annesinin kokusunu tanır, önce onun yüzünü ezberler, önce onun sesini bilir. Yani her çocuk ister istemez anneye bağımlı büyüyor. Ama belli bir zaman geçtikten sonra anneye olan bağımlılık çocukları öz güven eksikliğine ve risk alma zorluğuna mecbur bırakıyor. Ancak babanın devrede olduğu bir çocuk geliştirme evresinde çocuk kendi başına hareket etme imkanını daha çok buluyor, daha çok sorumluluk alabiliyor, bunun sebebi babanın anneye göre çocuğa daha çok kendi başına hareket etme imkanı sunmasıdır. Anne, çocuğunu korumak içgüdüsü ile çocuğun yapabileceği çok şeyi kendi yapıyor ve bunun sonucunda çocuk dışa bağımlı olabiliyor. Ama baba bu konuda çocuğa daha çok fırsat sunduğu için çocuk daha öz güvenli ve kendi yapabileceğine inanan bir kişilik geliştirir.
Örneğin; koltuğa çıkmak isteyen çocuğa annesi ister istemez yardım etme içgüdüsüne bürünüyor ve bu yardımı alan çocuk zorlandığı her işte dışarıdan bir yardım bekleyecek ve zorluklarla başa çıkamamaya başlayacak ve bu durum onun tüm hayatına mal olacaktır. Bir başka örnek verecek olursak; yere düşen bir çocuk ağır bir düşüş olmadığı sürece kendisi çok rahat kalkabilir. Ancak anne bu durumda telaş yapıp hemen çocuğu kaldırır yerden düşmenin şiddetinin hiçbir önemi yoktur anne için içi cız eder çocuğu düştüğü için ve ona kendi kalkma imkanı vermez. Ama babalar soğuk kanlıdır önce bir bakar düşmenin şiddetine, çok büyük bir problem yoksa çocuğun kendi kalkabilsin diye ona imkan verir. Görmemiş gibi yapar, veya arkasını döner ki çocuk bir yardım beklemesin diye veya son çare çocuğa ‘kendin de kalkabilirsin’ diyerek ona bu şansı verir ve çocuk kendi yapabileceği şeylere bir yenisini daha ekler.
Çocuklarımız hepimiz için değerlidir ama onları hayata hazırlamak çocukken onları çok sevmekten çok daha önemlidir. Onlara çocukluklarını yaşatırken geleceklerini ellerinden almamalıyız ve tabi ki bunu abartıp onları geleceğe hazırlarken çocukluklarını da ellerinden almamalıyız. Her şeyi ayarında ve dozunda yapmalıyız ve babalar bu soğukkanlılığa fazlasıyla sahip. Annesiz bir gelişim düşünülemezken baba desteksiz bir gelişim dönemi hayal bile edilemez.
Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?
Çok Doğal
0
Faydalandım
0
Deneyeceğim
0
Öğretici
0
Hadi Canım
0
Beğenmedim
0